Justice League: Gods and Monsters – DC Kahramanlarını Sil Baştan Görelim

Superman, Batman ve Wonder Woman diyince hepimizin aklında belli birer imge canlanır. Fakat DC, karakterlerinin alternatif versiyonlarını türetmek konusunda o kadar başarılı ki o isimleri sayınca aynı karakterin başka varyasyonlarını da düşünmemek elde değil. Sonuçta Superman’ın Rusya’da büyüdüğü, Batman’ın Thomas Wayne olduğu ya da Wonder Woman’ın erkek olduğu DC gerçeklikleri de var.

Justice League: Gods and Monsters bildiğimiz bu karakterlerin alternatif versiyonlarını yapmakla kalmamış, sil baştan yaratmış. Gods and Monsters evrenini özel yapan şey bir çizgi romandan uyarlama olmaması, yani sırf bu film için tasarlanmış alternatif bir evren olmasıdır.

dc1

DC çizgi filmlerindeki emekleri eşsiz olan Bruce Timm ve Alan Burnett tarafından yazılıp, Warner Bros. Animation’un başkanı Sam Register tarafından yönetilen bu filmin kötü olma imkanının ne kadar düşük olacağını siz düşünün. Baş rollere seslerini verenler de Benjamin Bratt, Michael C. Hall ve Tamara Taylor.

Film çıkmadan yayınlanmış üç tane karakter tanıtım videosu var. Bunlar filmin kendisinde olmayan ama karakterlere ısınmamız için çekilmiş kısa çizgi film bölümleri gibiler.  Size bu alternatif Justice League’den bahsedip sürprizi bozmamı istemiyorsanız önce onları izleyin.

Superman Tanıtım Videosu Batman Tanıtım Videosu Wonder Woman Tanıtım Videosu

Bu üç karakterin hepimizin bildiği DC Trinity’siyle alakası yok. Superman otobüste sıkışmış insanları kurtarmayan bir Meksikalı, Batman suçluların kanını emen bir vampir, Wonder Woman da Steve Trevor’a “Dün gece öyle demiyordun” gibi cümleler kuran techno-amazon. Bunun çok basit bir sebebi var; onlar Kal-El, Bruce Wayne ve Diana Prince değiller. Peki ya kimler o zaman?

gods-and-monsters-2

Superman, General Zod’un ve Lara Lor-Van’ın oğlu, Jor-El’in değil. Dünya’ya geldiğinde de onu Jonathan ve Martha Kent yerine Meksikalı iki göçmen buluyor – Manuel ve Rosa Guerra. Yani Gods and Monsters’ın Clark Kent’i Hernan Guerra diye bir adam.

Batman’imiz ise bazılarınıza çizgi romanlar veya çizgi filmlerden (özellikle de Batman TAS’ın ilk bölümünden) tanıdık gelebilir: Dr. Kirk Langstrom, nam-ı diğer Man-Bat. Bu evrende kan kanserini tedavi etmek için yarasalar kullanıyor, fakat formülü kendi üzerinde denediğinde kanseri tedavi olsa da kendisini bir vampire çeviriyor.

Wonder Woman’ımız ise Bekka, DC evrenini iyi biliyorsanız kendisini Darkseid’in oğlu Orion’un karısı olarak tanıyor olabilirsiniz. Yani o bir Amazon bile değil, Apokolips gezegeninden gelen bir New God. Kılıcı da Mother Box teknolojisi diye bir şeye sahip; geçitler falan açabiliyor.

dc3

Peki Gods and Monsters evreninde farklılıklar bu kadar mı? Kesinlikle hayır. Mesela Superman tanıtım videosunda gördüğünüz gibi Amanda Waller ABD Başkanı olmuş. Bilip bilmediğiniz bir çok DC karakterini filmde görmeye hazırlanın, ama alıştığınız hallerini görmeyeceğinize emin olun. Örneğin Prof. Lex Luthor, Kirk’in üniversitedeyken öğretmeniymiş. Livewire, Bronze Tiger ve Victor Fries gibi klasik suçluların alternatif versyonları dahi var. Daha fazla örnek vermeyeceğim, izleyince görürsünüz.

“Tamam, anladık – her şeyi değiştirmişler. Bu kadar mı?” Hayır, tabii ki de bu filmin bir de konusu var. Dünyanın çevresinde bilim adamları öldürülmeye başladığında işler karışıyor – zira bir tanesi lazer ışınlarıyla yakılarak, bir tanesi kılıçla, bir tanesi de vücudundaki tüm kan çekilerek öldürülmüş. Bu da ABD Başkanı Amanda Waller gibi kişilerin Justice League’den şüphelenmesine yol açıyor. Kim şüphelenmez ki? Şu Superman’ın tipine bakın, Batman zaten vampir, Wonder Woman da kılıçlı bir manyak.

Suçluları öldürmemek gibi bir yaklaşımları olmayan bir Justice League’e güvenmek konusunda seyirci de tedirgin oluyor tabii. Fakat filmi güzel yapan şey konusu değil, sonuçta “Acaba Justice League karanlık tarafa mı döndü?” temasını daha önce gördük. Bu filmi orjinal yapan şey “Acaba Justice League en başından beri karanlık tarafta mıdı?” teması, zira karakterleri tanımadığımızdan bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyoruz.

dc4

Hikaye kısmını geride bıraktığımıza göre artık daha teknik detaylara dokunabiliriz. Filmin animasyon kalitesi çok başarılı, özellikle de dövüş sahneleri su gibi akıcı bir şekilde tasarlanmış. Bir Disney çizgi filmiyle ya da Justice League: War’la aynı kategoriye koymam belki ama bir süper kahraman animasyonu için görüntüleri oldukça iyi. Seslendirme ise her DC çizgi filminde olduğu gibi birinci sınıf. Bir DC animasyonunda kötü seslendirmeyle karşılaşmak imkansıza yakın bir şey nitekim.

Justice League: Gods and Monsters 72 dakikanızı ayırıp tatmin olmuş bir şekilde başından kalkacağınız bir animasyon. Olurda film size yetmezse de, aynı evrende geçen çizgi romanlar bile çıkartılmış – onlarada göz atarsınız. İyi seyirler.

Yorumlar