The Legend of Korra – Ateş, Su, Toprak… TAHTA!

“Earth. Fire. Air. Water. Only the Avatar can master all for elements and bring balance to the world.”

Avatar efsanesi her ne kadar Son Hava Bükücü Aang ile başlamış ve akıllarımızda Ateş ulusunun saldırısıyla her şeyin değişmesi ile akıllarımızda yer etmiş olsa da, Katara‘dan daha sert ve daha ergen bir kadın karakter olan Korra ile bende tamamiyle ayrı bir yer edindi.

Yazıda çizgi filminin incelemesini değil, The Legend of Korra bilgisayar oyununu ele alacağım. Tabii ister istemez çizgi filmlere de azıcık ucundan değineceğiz.

sezon 2

Unalaq ve Korra’nın Babası Tonraq

Oyun PlatinumGames tarafından geliştirilmiş ve piyasaya da Activision tarafından 2014 Ekim ayında çıkartılmış bir Third person Beat ’em up oyunu, yani Devil May Cry ile benzerlik gösteriyor. Aynı zamanda yine aynı zamanda Nintendo 3DS’e çıkartılmış turn-based strategy oyunu olan The Legend of Korra: A New Era Begins ile aynı plota sahipmiş amma ve lakin onu daha oynama şansım olmadı.

The Legend of Korra, zaman olarak eğer çizgi filme aşina iseniz 2. ve 3. sezon arasındaki 3 haftalık boşlukta geçen olayları konu alıyor. 2. sezonun ana başlıkları ise şu şekilde idi; Unalaq adında bir kötü karakterimiz vardı ki kendisi Korra’nın amcası oluyor. İlk başlarda çok cici çok tatlı bir amca figürü gibi görünmüş hatta Korra’ya ruhları arındırmanın yollarını öğretmiş sonra da Avatar’ın güçlerini kullanarak ruhlar dünyası ve maddi dünya arasındaki portalları açtırıp ruhlar dünyasına da hükmetme hayalleri kuran bir kötü adama dönüşmüştür. Hatta sadece kötü adama dönüşmek ile kalmayıp bir de Dark Avatar denilen bir konsept çıkartmıştır karşımıza ki bunun hikayesi teeeee ilk Avatar’a ve ilk Avatar’ın nasıl Avatar olduğu hikayelerine dayanır. Kısaca, uzun hikaye.

Hikayemiz Korra, Bolin ve Mako’nun Pro-Bending maçlarından çıkıp evlerine dönmeleri ile başlıyor. Korra yalnız ve ara sokakta Chi-Blocker’ların birilerine saldırdığını görüp Avatar olduğundan mütevellit “KAHRAMANLIIIK!” diye ara sokağa atlayıveriyor. Yaklaştığında ise Chi-Blocker’lar üşüştükleri adamın üzerinden çekiliyorlar ve oyunumuzun kötü karakterini gözler önüne seriyorlar; Hundun adında yaşlı bir amca. Uzun bir süre boyunca yaşlı kötü adam kahkahası atmaktan başka bir şey yapmayan bu şeker(!) amcamızı Güney Kutbu’na kadar takip ediyoruz. Çünkü Unalaq’ın hinlik ile dolup taşan planlarından sonra Spirit Portal‘larımız açık ve herkes elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor. Portalları açık tutmak bir nebze Korra’nın da içine siniyor tabii, dünya tekrar eski günlerdeki gibi ruhlar ve insanların birlikte yaşadığı sevimli bir yuvaya dönüşsün istiyor. Tabi herkes hatta ruhlar arasında bile iyi niyetli olmayanları mevcut. Oyun sırasında portalları açık bırakmanın iyi bir fikir olup olmadığı konusunda düştüğü tereddütleri fark edebiliyoruz da zaten.

Oyunun kötü adamı Hundun

Pro-Bending’den bahsettim az önce, akıllara gelen soruyu hemen yanıtlayayım; Evet, Pro-Bending bir oyun modu olarak mevcut. Ancak Online değil, A.I.’a karşı oynamak zorundasınız. Keşke Online olaydı da, bükerek adam dövebileydik. Keşke keşke…

A.I.’ı çok zeki yapmaktan çekinip çok over powered yapmaya karar vermişler. Oyunun can sıkan yanlarından biri de oydu benim için. Tamam, zaten ana karakter yeterince güçlü. Dört elementi birden büküyor ediyor vesaire falan fıstık ama kocaman kocaman robotlar gelip de 3 hit combo ile sana tek atarken, sen yarım saat boyunca aynı comboyu gir, dodgela, blockla, hopla zıpla, taktiksel düşün, yakalanma, tam otuzuncu dakikada mob seni yakalasın kessin. Sonra bu yarım saati 4 kere daha tekrar et. Eğer çok fazla ölüp dirilip aynı dövüş sekanslarını tekrar tekrar oynamaktan kaçınırsanız eğer oynanma süresini 4 saat civarı, benim bitirmem ise 12 saatimi aldı. Son bölümde aslında oyun içerisinde geçtiğiniz, dövdüğünüz bütün bölümlerdeki savaşların hepsini bir baştan yapıyorsunuz. Tek fark birer birer değil üçer beşer çullanıyorlar üzerinize.

Yorumlar