The Wolf Among Us – Dedektifliğin Kurdu Olmak

Günümüzde “graphic adventure” dendiğinde kendine has tarzıyla ilk akla gelen Telltale Games, her ne kadar 2005 yılından beri pek çok oyuna imza atmış olsa da, gerçek anlamda ismini “The Walking Dead: Season One” adlı oyunla duyurmayı başarmıştı.

CSI, Bone, Jurassic Park ve Back to the Future gibi lisanslı projelerin altından başarıyla kalkabilmesiyle tanınan şirket, The Walking Dead: Season One sonrasında çıkardığı “Wolf Among Us”, “Tales from the Borderlands”, “Game of Thrones” ve “Minecraft: Story Mode”la artık kendilerine has bir oyun tarzı ve fanatik takipçi kitlesi yaratmış oldu. Bu oyunlar genel olarak graphic adventure olarak kategorilendirilse de, en belirgin özelliklerinin oyun sırasında yapılan tercihlerin sonuçlarıyla yüzleşmek olduğu için şimdilerde C&C yani Choice & Consequence olarak da anılmaya başlamış.

Telltale Games tarzını en iyi tanımlayan oyunlar

Telltale Games tarzını en iyi tanımlayan oyunlar

Bu yazımın konusu Wolf Among Us, Ekim 2013 – Temmuz 2014 arası dönemde tıpkı bir dizi gibi 5 bölüm olarak yayınlanmış “Fables” temalı bir Telltale Games oyunu. Özellikle bugünlerde Steam üstünden sıklıkla indirime girmeye başladığı için bu tanıtımı yazmak için en doğru zaman olduğunu düşünüyorum. Ancak tanıtıma devam etmeden önce biraz Fables’tan bahsetmem gerekiyor:

Ya Masallar Gerçek Olsaydı?

Bill Willingham tarafından yaratılan “Fables” adlı çizgi roman, Vertigo etiketiyle 2002 ila 2015 yılları arasında yayınlanmış, 150 fasiküllük ilginç bir çizgi romandır. Bizim memlekette “Masallar” adıyla Arkabahçe Yayıncılık tarafından yayınlanan seri, Grimm Kardeşlerin yarattıkları başta olmak üzere, tüm masal karakterlerinin günümüz dünyasında sürgün yaşamak zorunda kaldıkları bir hikayeyi anlatır. New York’un ortasında kurdukları “Fabletown” adlı mahallede yaşayan kahramanlarımız, geçmişte yapılan her türlü suçu affederek büyü sayesinde insanların dikkatlerini çekmeden ölümsüz hayatlarına devam etmektedir. Barış içinde yaşamak adına geçmişte işlenen her türlü suç için genel af çıkarılmıştır.

Fabletown diyince hiç böyle bir yer hayal etmiyordunuz değil mi?

Fabletown diyince hiç böyle bir yer hayal etmiyordunuz değil mi?

Fables, şimdilerde televizyonda devam etmekte olan “Once Upon a Time” ve “Grimm” adlı dizilerin varolma sebebidir. Zira her iki seri de önce Fables’ı konu alana projeler olarak başlamış, fakat türlü sorunlar yüzünden devşirilerek şimdiki hallerine getirilmiştir. İşin acısı, Once Upon a Time’ın yaratıcıları sonralardan Edward Kitsis ve Adam Horowitz, bir kaç Fables sayısı okuduklarını ama aynı oyun alanında farklı hikayeler olduklarını iddia etmişlerdir. Çok benzer bir araklama vakasıyla bizzat yüzleşmek zorunda kaldığım için “Hadi ordan!” diyorum. Sanki hikaye elementleri anonim olunca fikir de anonim olmak zorunda! Neyse…

Masalları da Kendimize Benzetmişiz

Hikaye tahmin ettiğiniz gibi Fabletown’da geçiyor. 1986 yılında, yani Fables’ın ilk sayısındaki olaylardan bir kaç yıl önceki sıkıntılı bir dönemi konu alıyor. 17’inci yüzyılda kurulan kasaba, tarih ilerledikçe dış dünyadaki değişime direnememiş ve hem ekonomik, hem de ahlaki yozlaşma içine girmiştir.

"Ya Bigby, şu kettle'a tıklasana gelirken. Zaten zamanında evimi yıkmıştın!"

“Ya Bigby, şu kettle’a tıklasana gelirken. Zaten zamanında evimi yıkmıştın!”

Oyunda, gizemli bir cinayet vakasını çözmeye çalışan kasabanın şerifi Bigby Wolf’u, yani nam-ı diğer Büyük Koca Kurt’u canlandırıyoruz. Hani şu üç küçük domuzun kulübelerini üfleyerek yıkan, hatta Kırmızı Başlıklı Kız’ın büyükannesini yiyen var ya? O işte… Bigby ile birlikte başrolü vali yardımcısı Snow White’ın (Pamuk Prenses) paylaştığını söyleyebiliriz. Bu ikilinin kimyası gerçekten çok hoş. Elbette oyunda Snow White dışında Avcı, Ichabod Crane, Büyülü Ayna, Kurbağa Prens, Güzel ve Çirkin gibi bir çok Fables karakteriyle de iletişim halindeyiz.

Yorumlar