Ya Atom Bombasından Fazlası Olsaydı? The Manhattan Projects!

Manhattan Projesi’ni bilir misiniz? Sizi gidi hınzırlar, bilmez olur musunuz hiç? Manhattan Projesi, 2. Dünya Savaşı sırasında ABD önderliğinde, nükleer silah oluşturmak için başlatılan projedir. Hakkında herhalde sayısız film, kitap, hikaye, oyun vs. yayınlanmıştır. Bu yüzden, popüler kültür içerisinde adını öyle ya da böyle duymayan biri sanırız kalmamıştır.

The Manhattan Projects, Image Comics tarafından 2012 yılında “aylık” olarak yayınlanmaya başlayan bir seri. Şu aralar 16. sayı civarında ilerliyor. Serinin yazarı, yakın dönemin ilah bilim kurgu/çizgi roman yazarı Jonathan Hickman. Kendisi ile ilgili bulabildiğiniz bütün çizgi romanları okumanızı ayrıca salık veririz.

İşte esas oğlanlar, hiç biri yakışıklı değil ancak hepsi sempatik!

İşte esas oğlanlar, açıklamalarına baktığınızda seri hakkında fikir sahibi oluyorsunuz.

Serilerde, iç kapakta şu yazıyor:

“Manhattan Projesi’nde çalışanlar ya sadece atom bombası üzerinde çalışmasalardı?”

Hikayenin ana fikri de buradan yola çıkarak ilerliyor. Proje içinde ismini duyduğumuz bilim insanları ve askeri komutanlar, serinin içinde yer alıyor. Hatta o yıllarda farklı alanlarda uzman olanlar ve popüler tarihi figürler de (Yuri Gagarin, Dimitry Ustinov, Harry Truman gibi) hikayelerde yer buluyorlar.

Hikayeden çok bahsetmeye gerek yok, her sayıda ilerleyen bir hikaye var. Yani yaptıkları her şey, sonraki bölümlerde bir şekilde ana hikayeyi ilerletiyor. Bu arada ışınlanma, boyut kapıları ile başka evrenlere ve gezegenlere ulaşma, sanal bilinçler yaratma gibi daha pek çok başarıya imza atıyorlar. Tüm bunlar J. Hickman`ın her zaman yaptığı şekilde insanı sıkmadan ve aklına bir şekilde yatarak ilerliyor.

Kötü çocuk, Albert Einstein...

Kötü çocuk, Albert Einstein…

Ancak gerçeklikten ayrıldığı tek yer bilimkurgu olması değil, tüm karakterlerin bozulmuş ve karikatürize edilmiş kişilik özellikleri. Örneğin Einstein alkolik (ve esasında bildiğimiz Einstein değil), Oppenheimer`in şeytani ikizi ve çoklu kişilik bozulması var, Enrico Fermi gibi görünen esasında bir uzaylı, Harry Daghlian artık radyasyon saçan bir kurukafadan ibaret. Benzer şekilde tüm karakterler bilinen hallerinden farklı şekilde sunuluyorlar.

Çoğu dahi olan, dahi olmayanlar da köpekbalığı içgüdülerine sahip askerler olan ekibin buluştuğu ortak nokta “sınırsız bilim ve kullanım alanları” olarak ortaya çıkıyor. Bir şekilde devasa bütçeler koparıyorlar ve devlet üstü bir şekilde kendi ajandalarını takip etmeye başlıyorlar.

Kendi sanal gerçekliği içinde, at kafası yumruklayan fizikçi Oppenheimer (ne güzel bir cümle oldu).

Kendi sanal gerçekliği içinde, at kafası yumruklayan fizikçi Oppenheimer (Ne güzel bir cümle oldu).

Tüm bunlar sağlam bir bilimkurgu sunarken, diğer yandan çok detaylı karakter tahlilleri yapıyor ve kendi içinde absürd sayılabilecek bir mizah barındırıyor.

Bana göre tek eksiği, çizimlerin biraz zayıf kalması. Evet anlatmak istenen anlatılıyor, hatta biraz karikatürize karakterler olduğu için bu çizimler bilinçli bir tercih de olabilir. Ancak ben bu kadar yatırım yapılan bir seride, mizah dergilerinden daha iyi çizimler görmek isterdim. Yine de görselliğine takılmadığınız müddetçe, en azından bir kaç bölüm okuyun. Beğeneceğiniz bir şeyler kesinlikle bulacaksınız.

Not: Şu sıralar, TÇÇT tarafından çeviri ve balonlamaları da yayınlanıyor. Türkçe okumak isteyenler kaçırmasın!

Yorumlar