Hiç Neil Gaiman kitabı okudunuz mu? Okumadıysanız niye okumadınız, açıklama istiyorum (tamam istemiyorum). Okuduysanız eğer, yazıda karşılaşacağınız cümleler tanıdık gelecektir. Okuyanlar, okumayanlara yer versin zira bilim kurgu vs. okumayı seven bir bünyenin Neil Gaiman kitaplarının sayfalarını aralamaması olmaz (bende türe yeni başlayan bir bünye olarak bu gruba dahilim). Elimizdeki ise kitap ise Gaiman amcanın, Michael Reaves ile birlikte kaleme aldığı, ülkemizde İthaki Yayınlarının elinden çıkan Ara Dünya.

Joey Harker’la Tanışın!

Tabi yolunu şaşırmadan sizinle ortak bir noktada buluşabilirse. Lise yaşlarındaki Joey, kendi evinde bile yönünü bulma konusunda büyük sıkıntıları olan (o nasıl bir şeyse… One Piece, Zoro?) ve bu özelliğiyle hikayenin ana karakteri olduğu, gün gibi ortada olan ergen arkadaş.

Bir gün; diğer günler gibi sıkıcı ve sakin olan bir gün olması gereken bir gün, (ne kadar çok bir gün demişim bir cümlede) sosyal bilgiler hocası Bay Dimas’ın aklına gelen “parlak” bir fikir, günün tüm sıkıcılığını ardında bırakmasına neden olur. Şehrin belli bölgelerine, üçerli gruplar halinde dağılan öğrencilerin, verilen noktalara yardım almadan ulaşmasını kapsayan ödev Joey için çok farklı sonuçlar doğurur. Her zamanki gibi yolunu kaybeden adamımız, hiç bilmediği bir yeteneğini keşfeder.Yürüyüşçü olduğun…

Bilmeden başladığı bu yürüyüş aksiyonu ile evrenin farklı bölgelerinde bulunan alternatif dünyalar arası seyahate çıkar ve bu dünyalarda Joey Harker’ın, bir çeşit kopyaları mı desem, farklı versiyonları mı desem, işte onlarla karşılaşır. Olay şu; evrende adedi belli olmayan dünyaların her birinde, o dünya şartlarına uygun olarak yaşamına devam eden  Jeoy Harkerlar, yani “Yürüyüşcüler” bulunuyor.

“Neil Gaiman”

Neyse efendim, bizim çocuk (?) istemsiz olan bu yürüyüşü nedeniyle, başına çok büyük bir bela açmayı başarır. Sahip olduğu potansiyel nedeniyle, evrendeki tüm gezegenlere hakim olmayı arzulayan, büyünün hakimiyetindeki Hex ve bilimin her şeyden önde tutulduğu İkili adındaki oluşum, imparatorluk şeysilerinin, yakalanacaklar listesinde en üst sırayı almayı başarır. Onu içinde bulunduğu bu tehditten, Jay adındaki kendinden bir kaç yaş büyük olan kopyası kurtarır.

Kendini; kurtarıcısı ile yaşadığı bir dizi olay neticesinde, kendisini evrenin düzenini korumaya yemin etmiş bir birimde, ajan olmak üzere eğitimine başlamış olarak bulur. Yaşadığı dünyanın standartları ile kıyaslanamayacak eğitimlerin ardından, farklı dünyalardan bir araya toplanmış olan, kimi kanatlı, kimi psişik güçlere sahip kendisinin diğer dünya versiyonları ile beraber, evrenin kaderini belirleyecek savaşta bulur kendini.

Kitabı başında şöyle bir de not var;

“Elinizdeki kurmaca bir eser. Bununla birlikte, sonsuz sayıda olası dünyalar olduğu hesaba katıldığında, bu dünyalardan birinde gerçekten yaşanmış ya da yaşanıyor olması büyük bir olasılık…”

Bu notu okuyunca “Adam haklı” dedim kendi kendime. Üzerinde yaşadığımız dünya, bu evrendeki tek yaşanabilir gezegen olmayabilir ve bu yazılanlar belki de bir yerlerde yaşanıyor olabilir.

Yakın zamanda okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi ama bu beni şaşırtmadı. Hugo ve Nebula ödüllü bir yazarın kitabı varsa elinizde, her şeye hazırlıklı olmanızda fayda var desem de pek yok. Yazar bir şekilde tüm hazırlığınızı boşa çıkartır. Hele söz konusu Neil Gaiman ise.