Son Kurtadam: Bu Kitap Dracula’nın Şöhretini Yıkmaya Niyetli!

Özellikler yakın dönemde bir çok yerde karşımız çıkıyor kurtadam miti. Bazen bir filmde, bazen bir ya da birkaç ergen dizinde ya da kitapta kendisine yer bulur bu marka. Anca ortada şöyle vampirlerin Dracula’sı gibi, kurtadam deyince akla ilk gelen bir isim ortada yok. En azından, şimdi bu konuma aday birisi var. Evet, karşınızda Jake Marlowe. Kurttan adam dendiğinde, aklınıza gelen kişi olma yolundaki adayınız.

Jake Marlowe (diğer adıyla Jacob) ile tanışalım. Yolun yarısı misali otuzlu yaşlarında en yakın arkadaşı ile ormanda kamp yaptığı sırada, “çok önemli” bir iş üzerindeyken -söylemeyecektim ama işerken- kurtadam saldırısına uğrayarak hayatının geri kalanını kurttam adam olarak geçirmeye mahkum olur. Tamı tamına yüz altmış yedi yılını, her dolunayda bir insanla beslenir, yakalandığı lanet yüzünden sürekli seks ihtiyacı duyar ve bu kadar yazılandan anlaşılacağı üzere, kitabın baş kahramanıdır kendisi.

glenDuncan

Bu arada unutmadan; o “Son Kurtadam” (eskiden bayağı kalabalıkmış bunlar). Genç yaşta sevdiği insanla mutlu bir evlilik sürerken bulaşan lanet ile yüz elli yıldan fazla yaşamış olan ve bir aksilik olmazda gümüş bir kurşunla vurulmaz ya da kafası kesilmezse yaşayacak en az iki yüz yılı daha var. Aradan geçen bu bir buçuk asra tekabül eden süre içerisinde birçok kimlikle hayatına devam eden Jake, sahip olduğu servet ve istihbarat ağı sayesinde türün son örneği olduğu gerçeği ile yüzleşir. Ortada bir yaratık varsa onunla savaşan bir kurum, kuruluş, örgüt vs. mutlaka vardır diyerek DOKET yani “Doğaüstü Olayları Kontrol Etme Teşkilatı” adlı teşkilat sahneye çıkıyor.

Onlarca sene yaşadıktan sonra “madem kimse kalmadı bende gidiyorum” gibisinden bir ruh hali ile kurtadam lanetini dünya üzerinden silmeye -yani ölmeye karar verir. DOKET’in en popüler ve gözünü budaktan sakınmayan elemanı Grainer (aralarında eski bir husumet var) ile anlaşarak bir nevi intihar edeceği günü beklemeye koyulur. Son kalan olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir sonraki dolunaya kadar. Yaşadığı sıkıcı hayata son vermek üzere planlar yapmaya başladığı sırada bilin bakalım ortaya kimler çıkar.

Teşkilatın görevleri arasında kurtadamların yanı sıra, vampirlerle ilgilenmekte yer alıyor haliyle. İlgilenmek derken durum tam olarak bu. Zira bir takım “anlaşmalar”  iki türün arasındaki olası husumetlerin önüne geçiyor olsa da gececi arkadaşları hep göz önünde tutuyorlar elbet. Adamımız Jake, çürümüş et -ve domuz dışkısı- kokan keneler olarak nitelendirdiği vampirlerden nefret etse ve vampirlerin de duyguları bu yönde olsa da, onlar için çok önemli bir deney malzemesi olduğunu öğrenir. Vampirler ve güneş arasına girebilecek kişi Jake’ten başkası değildir.

lastWerewolf

Geriye kalan tek örnek olduğu içinde, vampir arkadaşlar laboratuvarlarında kendilerine eşlik etmesi için, Jacob’a “biraz” ısrar ederler. Kenelerin ellerinden DOKET sayesinde kurtularak günlük hayatına geri döner. Ancak beklendiği üzre fazla sürmez entelektüel kurtadamımızın sıradan yaşantısı. Ağız tadıyla ölümü beklerken, beklenmedik olaylar ardı sıra gelişir. Şimdi işin yoksa tekrar yaşamaya çalış.

Kurtadamlıkta bir marka

Glen Duncan, kurtadam mitinin Dracula’sının, yarattığı karakter olacağı konusunda iddialı. Bu hususta şimdilik bir şey söylemek için erken. Zira üçleme olarak yazdığı serinin ilk kitabındayız. Bu iddianın ne kadar tutarlı olup olmadığı hakkında yorum yapmak olmaz. Ama Vlad Tepeş gibi adını korku kültürüne altın harfle yazdıramayacak olsa da kötü olmadığını söyleyebilirim. Kitap içerisinde tercih edilen anlatımın okumayı okunaklı kıldığı dikkat çekiyor. Bu da sizin Jake’in hikayesine kapılmanızı sağlıyor ki üç dört günde okudum sanırım. Kültürlü bir yaratık karşımıza çıkartıyor Glen Duncan. Bu noktada başka türlüsü çok da makul olmazdı elbet. Düşünsenize onlarca sene ortalama bir hayat sürmek ne kadar ilgi çekici olacak ki.

İthaki Yayınları etiketi ile çıkan, Jake Marlowe adında, iki yüz yaşındaki (yaklaşık otuz yılı normal insan) arkadaşın hikayesinin, ikinci ve üçüncü perdesini merakla bekliyorum. Eğer bu tarz romanlardan hoşlanıyorsanız bir alıp okuyun. En azından piyasadaki diğer kurtlu adam kitaplarından daha iyi olduğundan eminim.

 

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar