Korku oyunlarının şüphesiz en kült ismi olan Call of Cthulhu, Cthulhu Mitosu’nun yaratıcısı Howard Phillips Lovecraft’in ünlü öyküsüyle aynı ismi taşır. Oyunun ilk versiyonu 1981’de yayınlanmış olup pek çok kez güncellenmiştir, 6. kitap 2004’te basılmıştır (Arada 5.5, 5.6 gibi sürümler de mevcuttur o nedenle bu 6 sayısı sizi aldatmasın). Call of Cthulhu, temel bir çerçevedir, Delta Green başta olmak üzere pek çok eklemesi yapılmıştır ve Cthulhu d20, Trail of Cthulhu ve Cthulhutech ile gerek sistemsel, gerek düzenleme olarak değişmeye ve gelişmeye devam etmektedir. Ben şimdilik bu oyunun yöneticiliğine ilk defa başlarken kullandığım 5. versiyondan söz edeceğim.

Call of Cthulhu’nun özellikle ilk çıktığı tarihlerdeki en önemli yanı şudur; tehlikeli zindanlarda dolaşıp ejderha öldüren, dayanıklı yahut büyü yaparak epik savaşlara giren kahramanları değil, bir kurşunla ölebilecek sıradan insanları oynarsınız. Bu insanların en büyük gücü, sahip oldukları akıl ve bu aklı kullanarak ulaşabilecekleri bilgilerdir. Oyuncular için hazırlanan senaryolarda öngörülen ilerleme şekli dedektiflik yapmalarıdır; yani hikaye örgüsünü ipuçları bularak çözmeleri, bolca komplo teorisi eşliğinde Sherlock Holmes hikayesi türü bir yapıda ilerleyen gizem perdesini aralamalarıdır. Bu esnada elbette kas gücü ve dayanıklılığa da ihtiyaçları olacaktır, bu nedenle değişik etnik kökenler ve meslek gruplarından partiler yaratılarak oyun içi dinamizmin ayarlanması hiç de zor değildir.

Akıl Hastası Dedektifler

Oyunun dedektiflik kısmını vurgulamak için, karakterlere “investigator”, yani araştırmacı ismi verilir. Oyun yöneticisine ise “Sırların Koruyucusu” gibi bir manaya gelen Keeper, yani Muhafız denir. Karakterlerin en büyük amacı, Muhafız’ın onlara verdiği ipuçlarını bulup çeşitli komploları, cinayetleri yahut esrarengiz olayları aydınlatmanın yanı sıra, akıl sağlıklarını da korumaktır. Bu, bizi Call of Cthulhu’nun özellikle çıktığı yıllarda en eşsiz yanı olan Sanity kavramına getirir.

Normal rol yapma oyunlarında, karakterlerin fiziksel, zihinsel ve sosyal skorları vardır. Ancak Call of Cthulhu, bunlara ek olarak sanity, yanı akıl sağlığını ölçen bir skor getirir. Akıl sağlığının neden bu oyunun en hayati skoru olduğunu açıklayabilmem için de, tabii ki önce oyunun hikayesine kısaca değinmem gerekir.

Dünya yeni biçimlendiğinde, Yüce Eskiler adıyla bilinen bazı kudretli varlıklar tarafından yönetiliyordu. Hem gezegenin şekillenmesi, hem de kendi aralarındaki savaş güçlerini yitirerek insanlığın duyu organlarıyla algılayamayacakları boyutlara hapsolmalarına neden oldu ve çoğunun kader ve kudretlerini gök cisimlerinin devinimine bağımlı kıldı. Yıldızlar binlerce yılda bir olsa da uygun konuma geldiğinde, bu varlıklar yeniden somut gerçekliğe etki edebilmenin, güçlerini kazanmanın yollarını arar oldular ve bunun için insanları kullanmaya başladılar. İnsanların rüyalarına girerek, kendi hizmetkarları olarak uyanmalarını sağladılar ve Dünya’yı şekillendirmeye çalıştılar. Bu rüyalar, oyun gerçekliğine Dreamland adıyla etki eder. Dolayısıyla bazı hikayeler rüyalar içerisinde geçebilir.

Nasıl Oluyor Bu İş?

Bir şekilde bu olaylar karakterlerimizin yaşamlarına dokunur ya da en klasik stille bunlarla uğraşan bir akrabaları cinayete kurban gider ve onları da bu esrarengiz olayları incelemeye sürükler. Araştırmacılar, olay silsilesi ilerledikçe içinde yaşadıkları gerçekliğin aslında hiç de bildikleri gibi bir yer olmadığını, açıklayamadıkları pek çok şey olduğunu görerek akıl sağlıklarını yitirmeye başlarlar. Oyuna Cthulhu Mythos denilen yeteneğin artmasıyla yansıyan bu süreç, karakterlerin toplumun normal hayat rutinlerinden koparak yavaş yavaş eksantrikleşmelerine yol açar. Bu skala, Indiana Jones’dan seri katile dönüşmeye kadar çeşitlendirilebilir. Bir CoC karakteri, çeşitli yıkıntılarda dolaşan hafif kırık bir arkeologdan, savaş görmüş ve bir daha toplumda kendine yer bulamamış melankolik bir askere kadar her türlü psikolojiye girebilir.

Burada oyuncular tarafından genel olarak yapılan bir hata, karakteri en başından böyle yaratmak istemeleridir. Yönetici müdahale etmeli ve “Mental Disorders” kısmı olabildiğince boş bırakılarak dünyevi ve normal karakterler yaratılmalıdır. Bakın tecrübesiz demiyorum, dünyevi diyorum. Bir araştırmacı, Amerika’nın en büyük işverenlerinden biri veya başarılı bir borsa uzmanı filan olabilir. Call of Cthulhu’nun tadı, delirme sürecinin en başından yaşanmasıyla ortaya çıkar. Zaten tırlatmış olan bir karakter oyundan o kadar keyif almayacaktır.