Re: Zero’nun çizimleri bakımından diğer animelere göre öne çıkan bir özelliği yok. Klasik karakterler, renkli saçlar, değişik tipler her zamanki gibi bizlerle. Fazla abartıya kaçınılmaması bir artısı. Dikkatimi çeken unsur ise yaşanan duyguya göre tonlamalardaki değişiklik. Animenin farklı duyguları yaşatabilmesinin sebeplerinden birisi doğru tonlama kullanımı. Animenin renkleri o anki duruma göre farklılık gösteriyor. Yani sürekli rengarenk ve ışıl ışıl bir ortam yok. Koyu, karanlık ve zaman zaman depresif bir görünüme kavuşabiliyor anime.

İki adet açılış ve iki adet kapanış parçasına sahip olan animenin müzikleri genel olarak başarılı. Tıpkı çizimlerde olduğu gibi müzikler de ortama ayak uyduruyor. İlk açılış parçası benim gözümde biraz sönük kalıyor. Fantastik temalı bir animeye göre çok fazla pop diye düşünüyorum. Öte yandan animenin ikinci açılış parçası “Paradisus-Paradoxum” çok daha başarılı ve animenin içeriğine uyan bir parça. İki kapanış parçası da tarz olarak farklı ama kulağa hoş gelen (en azından ilk parça gibi kuru pop müzik değil) farklı tonlamalara sahip müzikler.

Re: Zero’nun kaynağı Tappei Nagatsuki’ye ait roman ve kısa romanlar. Daha sonra bir dizi mangaya ve sonunda da Steins;Gate, Akame ga Kill gibi animelerden tanıyabileceğimiz White Fox tarafından animeye uyarlanıyor. 2017 yılında da Japonya’nın önde gelen görsel roman (visual novel) temalı oyun yapımcısı 5pb. tarafından oyuna uyarlanacak. Animenin yönetmeni birçok animede çeşitli görevler icra etmiş olan Masaharu Watanabe. Yönetmen olarak fazla bir deneyimi var sayılmaz ama bölüm yönetmeni, animasyoncu, yazar gibi dallarda dediğim gibi birçok animede görevini layıkıyla yerini getirmiş.

Re: Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu adlı animeyi izlemeye başlamadan önce edindiğim bilgilere göre beklentilerimi yükseltmiştim ve beni hayal kırıklığına uğratmadığını da rahatlıkla belirtebilirim. Her türlü duyguyu içinde barındıran, atmosferi daima yüksek ve başarılı hikayesiyle 2016’nın en iyilerinden birisi olmaya aday bir anime.