Bir Mühendisin Savaşı, Meçhul Askerlerin Kayıp Düşleri – MS IGLOO

Oliver, Zeon başkentinde rahat konumlarında, formalite olarak art arda yeni deneme emirleri gönderen lojistik merkezinin bir süre sonra insan hayatına karşı ilgisizliğine birinci elden tanık olur. Hatta; ordu için silah üreten şirketlerin bulaştığı ölümcül entrikalara şahitlik eder. Monique de başta fanatikçe savunduğu ideallerin gerçek yüzünü Oggo projesiyle tamamen görür ve Federasyon’dan bunun öcünü almak için -Oliver’ın hayatını hiçe saymak pahasına da olsa- son kozunu oynar: “Big Rang”

İlk MS IGLOO’nun aksine MS IGLOO 2; bakışımızı yeniden Federasyon’a çeviriyor. Bir diğer fark ise, her bölümün odak karakterinin ve geçtiği cephelerin farklı olması. Her odak karakterin benzerliği (08th MS Team’deki Terry Sanders Jr. gibi); Ölüm’le aralarında bir bağ olması…

Big_rang

Big Rang

Hikayenin ilk bölümü, Federasyon’un henüz MS teknolojisine sahip olmadığı, Zeon’un dev mekanik silahlarına karşı gerilla yöntemleri ile direnmeye çalıştığı işgal sürecine geri dönüyor. Bir avuç askerin 18 metrelik metal devlere karşı verdiği savaşa, dünya işgalinin başlaması sırasında bir anti-tank piyadesi olan, daha sonra ise  kendini “Anti MS Piyadeleri” adı altında en ön cepheye sürülen askerlerin içinde bulan Teğmen Ben Barberry’nin gözünden bakarız.

İkinci bölüm, Avrupa’da General Neuen Bitter’in komutasındaki kolorduya yapılacak büyük saldırı giderek yaklaşırken, önceki birlikleri yok olduğu halde sağ kalmayı başarmış olan lanetli bir tank sürücüsü Çavuş Rayban Surat ile yeni tayin olduğu tugayda yanına verilen yeni yetme silahçısının savaşa bakış açılarındaki çatışmalarını görmemizi sağlıyor. Bu öykü bir kurbanın yaşadığı acılarla failin kendisi haline geldiğini, savaştaysa bunun sıradanlaştığını görmemizi sağlıyor.

Son bölüm, Odessa savaşını tüm haşmeti ile görmemizi sağlıyor. Odessa’yı koruyan bataryalar, Federasyon birliklerini uzun menzilden aralıksız bombardımana tuttuğundan, yaklaşmak mümkün görünmemektedir. Bölgeye yeni gönderilen RX 79’lara güvenli koridor açmak ve bombardımanı kaynağından yok etmek için 3 prototip GunTank cepheye gönderilir. Bu GunTank pilotlarından Teğmen Arleen Nazoon, güçlü dış görünümünün ardında giderek sarsılmakta olan bir kişiliğe sahiptir. Suçsuz olduğu halde düşmana bilgi kaçırmaktan vatana ihanetle suçlanmış, özgürlüğü karşısında hayatta kalma şansı sıfıra yakın bir görevle, bombardıman kaynağını imha etmekle görevlendirilmiştir. Cephenin tüm kaderi onun üzerine yıkıldığında, onun geçmişindeki sırrına ve peşindeki Ölüm’le olan yüzleşmesine şahit oluruz.

igloo2

Yorum

MS IGLOO kanımca gerçek bir klasiktir. Savaşı Zeon tarafından da vererek normal insanların asla “kahraman” olarak tanımayacakları kişilerin, bunu bildikleri halde görev ve inandıkları değerler uğruna kazanmaları neredeyse imkansız olan son bir savaşa doğru gidişlerinin hikayesidir. Bu tür öyküleri daima sevmişimdir ve genel manada MS IGLOO’yu her şeyi ile sevdim.

Aksiyon Anime’si değil , bazı şeyler üzerinde düşünmenizi ve empati yapmanızı bekliyor. Ama temposu iyi ayarlarmış, tümden de sıkmıyor. Dramatik doz, sizi olayların tam ortasına taşıyor. Ne kadarlık bir süre için görürseniz görün, asla bir karaktere karşı yabancılaştığınızı hissetmiyorsunuz. Fanboy’lar için değil! Bu anime kesinlikle bir Code Geass değil. Belki süre açısından fazla minimal ama izlediğiniz her dakika için sizi zihinsel anlamda ödüllendiren, hiçbir noktada kolaya kaçmayan bir kurgusu var.

Müzikler sayıca az olsalar da, bölüm sayısına böldüğümüz zaman bana yeterli geldiler. Ambiyansı tamamlayan enstrümantal parçalardan oluşan yaklaşık 30 parçalık OST’de; Zeta Gundam’da da olduğu gibi dinleyicilere gerçek bir resital yaşatmakta… Bunu ayrıyeten belirtmek istedim. Opening ve Ending ekranları tüm zamanların ölümsüz klasiklerinden Legend of Galactic Heroes’a gerçek bir saygı duruşu gibi…

igloo3

Bugüne dek ciddiyet iddiasında olan birçok anime izlemiş olabilirsiniz ama MS IGLOO bu iddiayı bir adım öne taşıyor. Hiçbir bölümde gülümseyemeyecek , hiçbir bölümde de üst üste zaferlerle karşılaşmayacaksınız. CGI’ın etkin kullanımı, bağlantılı Gundam serilerini izlemiş olanların kapabileceği kimi ince detaylar (Kırmızı Zaku II pilotunun kim olduğu, Gundam’ın casuslukla ele geçirilmiş konsept görüntüleri, A Bao Quo’dan geri dönen filolar arasında amiral Aguille Delaz’ın sancak gemisi Gwadan’ını görmek, 0083’de kısaca gördüğümüz General Bitter’in karşı saldırı seferinden bahsedilmesi gibi), her şeyden ötesi de yoğun bir dramatizm ve askeri anlatım içermekte… Newtype kavramının o sıralarda birçok kişi için hala bir fenomen olmasına rağmen, bu detay kapsam dışı tutulmuş, bu sayede gerçekçilik de arttırılmış ve karakterler arasındaki iç çatışmalara daha iyi değinilebilmiş. Seri bu anlamda 08th MS Team ve Gundam 0080 gibi OVA’lardan aldığımız tadın farklı bir versiyonunu vaat ediyor.

Bu yazı, "Jenerasyonlar Ötesi Bir Kült Anime: Mobile Suit Gundam" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar