Çizgi Romanlardan Çizgi Filme

X-Men: The Animated Series’te Cyclops, Wolverine, Jean Grey, Storm, Gambit, Rogue, Beast, Morph (çizgi film için yaratılan bir karakter) ve Professor X‘ten oluşan bir ekip yer alıyor. Sezonlar içinde Iceman, Colossus, Nightcrawler, Angel, Banshee, Bishop, Cable gibi karakterleri de görüyoruz. İzlerken hoşuma giden şeylerden biri bu karakterlerin orijinlerini de çok güzel anlatmaları. Özellikle Wolverine’nin geçmişi ile ilgili bölümler çok güzeldi.

Çizgi romanlardaki önemli hikayeleri de başarılı işliyor bu çizgi film. Days of Future Past hikayesi, Age of Apocalypse, Dark Phoenix, Legacy Virus gibi çizgi romanda bulunan büyük ve önemli X-Men hikayeleri çizgi filmde yer alıyor. Bunların yanında Savage Land, Morlocklar ve Mojo hikayelerine de odaklandıkları bölümler oluyor. Özellikle Days of Future Past bölümleri benim favori bölümlerimdir. Bazen canımı sıkan yerleri Cyclops, Wolverine ve Jean Grey arasındaki aşk üçgeni oldu. Onun dışında her bölümü gerçekten zevkle izledim.

Bölümler X-Men’i veya karakterlerini çok iyi bilmeyenler için bazen sıkıntı olabiliyor. Çünkü çizgi filmden önce aslında 30 yıllık bir seri olduğundan bazı karakterler ve hikayeler zaten izleyiciler tarafından biliniyor olarak kabul görüyor ve öyle sunuluyor. Bishop, Cable veya kopuk gibi duran Days of Future Past ve Apocalypse hikayeleri gibi. Örneğin Bishop veya Cable’nin birden ortaya çıkması zaten X-Men severler ve takip edenlere sıkıntı yaratmıyor ama X-Men’le çok ilgisi olmayan sadece çizgi filmi izleyen kişilere kim bunlar dedirtebilir.

Magneto da çizgi filmin olmazsa olmazlarından tabii. Onun da çizgi romanlarda içinde bulunduğu hikayeler bu çizgi filmde de yer alıyor. Hatta orijinini gördüğümüz yerler de var. Geçmişi – çizgi film olmasından dolayı – biraz değiştirilmiş ve hafifletilmiş. Xavier’le olan ilişkisi de dostluk ve düşmanlık şeklinde ilerliyor. X-Men: The Animated Series’te Magneto da sevdiğim karakterler arasında yer aldı.

Çizgi filmdeki ekip olgusu da çok güzel. Farklı kişilikleri ve güçleri olan bir grubun bir arada bulunması ve birbirlerinin eksikliklerini kapayarak ekipçe hareket etmelerini izliyoruz. Çoğunlukla Wolverine bunu bozsa da, bazen onun bile keskin köşeleri törpüleniyor. Bu ekip olma ve karakterlerin iletişimleri bana sıcak geldi. Bölümler ilerledikçe onları bir ekip ve hatta aile olarak gördüm. Bir çoğunuz Wolverine’i Hugh Jackman ile sevmiş olabilirsiniz fakat ben Wolverine’yi bu çizgi filmle sevdim. Agresif ve atarlı Wolverine, geçmişiyle birlikte güzel işleniyor. Sabretooth ile de bolca karşılaştığı bölüm var. Wolverine’nin X-Men filmlerinden çok önce Avustralyalı aksanıyla seslendirilmesi ise benim için ilginç bir detay oldu.

Efsane Intro

İlk sezonlardaki çizimler ve animasyon kalitesi de çok iyi diyemeyeceğim. Sonraki sezonlara doğru daha da iyileşse de içeriği bu kadar güzel olan bir yapımın keşke görselliği de çok iyi olsaydı diye iç geçirdim.  Bir de herkesin bildiği efsane introsu var ki; çizgi filmin en güzel yanlarından. Bazen telefonumun zil sesi olan o müziğin seriyi izlemeyen kişiler tarafında da bilindiğini çokça gördüm. Bütün bunların dışında bu çizgi filmin asıl önemli olan şeyi bizleri çizgi romanla tanıştırmış olması diyebilirim. Pek çok arkadaşımdan duyduğum X-Men, Batman ve Spider Man çizgi filmlerini izleyip çizgi romana merak saldığı.

Daha öncesini bilmiyorum ama anlattığım gibi kitapçılarda bu çizgi filmler çıktıktan sonra çizgi romanlar görmeye başladığımı hatırlıyorum. Türkçe olarak o yıllarda hiç bir seri devam etmemiş ne yazık ki. Çizgi roman uyarlama filmleri popülerliğini kazanmaya başlayınca o zamana benzer şekilde yine Türkçe çizgi romanların basılmaya başlandığını görüyorum. O zamana göre artısı internetin var ve yaygın olması. Filmlerin de bitecek gibi gözükmüyor oluşu Türkiye de çizgi roman popülerliğinin devam edeceğini gösteriyor.

X-Men’in birkaç çizgi filmi daha var. Bunların incelemesini sitede bulabilirsiniz de. Orada bahsedilenlerin çoğunu izledim ve bitirdim. Yalnız 2. defa baştan izlediğim olmadı. Ama X-Men: The Animated Series’i bir kaç senede bir oturur en baştan izlerim. İnternette bazı bölümlerin Türkçe dublajlısı da bulunmakta fakat kahramanların isimleri bazen o kadar komik telaffuz edilmiş ki; gülmeden edemedim. Bulabilirseniz en baştan izlemenizi tavsiye ettiğim bir çizgi film.

Eğer 90’larda da severek izlediyseniz çok güzel nostalji de yaşatır. Sadece nostalji için izleyin demiyorum çünkü bahsettiğim gibi çizgi romanları güzel yansıtan, X-Men’in ne olduğunu güzel anlatan bir iş. X-Men seven birinin özellikle izlemesi gerek. X-Men’e bir yerden başlamak istiyorsanız da çizgi romanların ne olduğunu, neler anlattığını anlamak için izleyin derim.