Derdi Dram Olan Animeler #15 – Honey And Clover

“Neden kaybolduğumu anladım. Bir haritam o0lmadığından değil… Varacak bir hedefim olmadığından.” — Yuki Takamoto

Burada bir tıkanmışlık var sevgili okur. Tıpkı Hagu’nun o boşluğunda ki boş tuvalleri gibi bir boşluk. Zira her zamankinden farklı bir yapım var burada, ama nasıl tasvir edeceğimi bilmiyorum. Çünkü burada yazacağım her şey sıradan bir animeymiş gibi durmasını sağlayacak. Ama değil. Aslında aldığı puanlara ve o kadar övgüsüne rağmen neden bu kadar zamandır izlemediğimi düşündüm. Olsun belki de hayatımda başka bir zamanda ilerleseydim bu yolculuktan bu kadar keyif alamayacaktım. “Bu kadar methedilecek neyi var ki?” sorusunu yanıtlamadan önce size Honey And Clover’ı tanıtayım:

Konu

Yuta Takemoto, Takumi Mayama ve Shinobu Morita, Tokyo’da ucuz bir apartman odalarında yaşayan üç güzel sanatlar öğrencisi. Birbirinden farklı karakterlere sahip olsalar da birbiriyle bir şekilde anlaşan gençlerin hayatları, öğretmenleri Shuji Hanamoto’nun kuzeninin kızı olan Hagu’nun gelişiyle bir değişime girmeye başlar. Hagu -öyle gözükmese de- 18 yaşında dahi olarak görülen bir öğrencidir. Sanata bakış açısı çevresindeki herkesi etkiler ve onun bu bakışı çevresindekilerin de yaşamlarına bakışlarında bazı değişimlere sebebiyet verir. Peki bu değişimler neler? Ve nasıl sonuçlanacak? İşte animede aradığımız yanıtlar bunlar.

“Arkanda çalışmalar bırakmazsan anlamsız bir yaşam süreceğinin düşüncesi çok saçma. Sadece yaşaman yeterli.” — Shinobu Morita

Karakterler Hakkında Yorum

Öncelikle her birinin çok iyi işlendiğini belirterek başlamak istiyorum. Bir animede böyle güzel bir karakter işlenişi kolay kolay görülmez. Hepsi yapbozun bir parçası gibi ve biri bile eksik olsaydı anime çok eksik kalırdı. Hepsinin kendine ait yolculukları ve vermesi gereken kararlar var. Bu kararlar kimi zaman ön görülebilse de çoğu zaman beklenmeyene gidiyor. Yani bol bol şaşırmaya hazır olun. Favori karakterim maalesef ki yok zira hepsi çok iyiydi. Hepsinin hikayesi de cidden dinlenmeye değer hikayeler. Honey And Clover’ı bitirince ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Hakkındaki Diğer Yapımlar

Anime Özel Bölümler

İki tane özel bölümü var. Hikayeye öyle aman aman bir şey katmasa da biraz eğlenmek amaçlı izleyebilirsiniz. Bu noktada size tavsiyem ilk sezonu bitirince bakmanız. Zira ilk sezon öncesinde karakterleri bilmeden anlamsız olur, ikinci sezon sonrası ise vereceği keyif azalır. İzlemezseniz ama kaybınız yok merak etmeyin.

Manga

Animenin manganın mükemmel bir yansıması olduğu gerçeği karşımızda olduğu için manga sadece anime izlemek yerine alternatif olabilir. Ama bu pek tercihiniz olmasın. Zira az aşağıda Honey And Clover’ın en güçlü etkenlerinden biri olarak müzikal gibi olma yapısından bahsettim. Ondan mahrum kalmanızı istemem. Ha sadece çok isterseniz manganın finali sonrasında yayınlanan ekstra bölümlere bakabilirsiniz. Okumazsanız bir kaybınız yok. Bu noktada tercihi size bırakıyorum. Ama özellikle mangakanın vedasını anlattığı bölüm çok hoş olmuş en azından onu okumanızı tavsiye ederim.

Live Action Yapımlar

Filmi var. Yetmezmiş gibi Japonya ve Tayvan’da iki ayrı dizisi var. Ben ön yargımı konuşturup böyle bir yapımın gözümdeki değerini küçültmemek adına bakmadım. Size de tavsiyem varlıklarını sadece bilmekle yetinmeniz.

OST

Öyle spesifik önereceğim bir şarkı yok zira Honey And Clover’ın bütünlüğüne yakışan bütünlükte müzikleri var. Yani tek başlarına olsalar pek bir şey anlam ifade etmeyebilir ama bütünlük sağlandığında oldukça güzeller. Ara sıra yolculuğu hatırlamak için dinleyebilirsiniz.

Neden Diğer Dramlardan Farklı?

Şimdi bu seride ki diğer yapımların hepsinde beni etkileyen nokta hep kendimi o karakterlerin yerine koymam oldu. Onlarla ağladım, güldüm, sinirlendim, korktum. Bu anime size yine onu yaptırıyor ama asıl vurucu noktası onların yolculuğu ile kendinizde bir yolculuğa çıkıyor olmanız. Bunu da öyle zorlamayla değil akıp giden bir nehrin sürükleyiciliğinde yaptırıyor size. Yani sizi kendi karakterleriyle değil sizle bir yolculuğa çıkarıyor. Bunu başarmasını sağlayan etmenlere değinirsek

İlki bir müzikal yapısında olması. Honey And Clover, içine doğru anlarda yerleştirilmiş şarkılarla bir müzikal tadında ve etkileyiciliğiyle ilerliyor. O doğru anlarda olmasa çok zorlama olabilirdi ama ustalıkla kullanılması animeyi çökerteceğine çok yüksek bir noktaya taşımış.

İkinci olarak konunun ilerlemesine odaklanılmış olması. Yani öyle boş bölüm yapmamışlar. Gerekirse uzun süre geçişleri kullanarak konunun asıl ilerleyişini gözler önüne sermişler. Bu da sürükleyicilik ve tatmin vermiş. Yani izlerken biliniz ki gördüğünüz hiç bir şey boş değil. Belki ilk başlarda anlamayacaksınız ama sona geldiğinizde o büyük resimle “Vay be!” diyeceğinize emin olabilirsiniz.

Üçüncü ve son olarak gerçekçilik etmeni. Yani hiç öyle anime klişelerine girmemiş ve hikaye akışı gerçekçiliği bozmadan ilerlemiş. Öyle ki en sonunda “Gerçek bir hikayeden uyarlanmış.” denseydi zerre şaşırmazdım. Tamam belki bir iki ufak tefek şey olabilir bunu bozan ama zerre göze batmıyor. Bu gerçekçiliği koruma isteği bu animeyi türündeki diğer yapımları arasından sıyrılmasını sağlayan en önemli etmen olmuş.

“Bütün umutlarımı bir ihtimal de olsa kalbini birazcık bana çevirebilmene koydum. Neden gerçeği bilmeme rağmen yorulmadan tekrar tekrar bu hayali kuruyorum ki?” — Ayumi Yamada

Son Yorum

İzlemeye ilk başladığımda açıkçası beklentilerim düşüktü. Yüksek puanlarının ne kadar gerçeği yansıttığına dair şüphelerim vardı. İnsanların bir başyapıt demesi de pek bir şey ifade etmiyordu bana ama ne denmişse hakkında az denmiş. Bu kalite bir yapım hayatımda bir kez daha izleyebilir miyim bilmiyorum. Tek bildiğim çok özel bir anime olarak ismini hep anacağım gerçeği. Daha yeni bitirmiş olmama rağmen yeniden izlemek isteyeceğim kadar tadı damağımda kaldı. Çizimleri olsun, müzikleri olsun, konu işlenişi olsun her şeyiyle cidden de bir baş yapıt olmuş. En başından en sonuna kadar soluksuz izleyebileceğiniz bir yapım. Umarım benim yaşadığım hissiyatı siz de yaşarsınız. Şimdiden iyi izlemeler.

“Bunca zamandır merak ediyordum acaba başarısız bir aşkın bir anlamı var mı diye? Bu kaybolacak bir şey değil mi, tıpkı asla varolmamış gibi? Şimdi biliyorum ki bir anlam var… Bir anlamı vardı… Burada…” — Yuki Takemoto

Bu yazı, "Derdi Dram Olan Animeler" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar