“Hayatta kal. Bu sayede bu dünyanın sonunu ve niçin yaratıldığını görebilirsin.” – Sachi

Bu animeyi ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. Pek takmamıştım. Nedenini hatırlamıyorum. Zaten ikinci kısmını sevmemişti pek çok kişi. Sonrasında bir kaç tane anime tercihlerine güvendiğim insan tavsiye etti. Hatta bir gün beraber otururken gel izleyelim en baştan dediler. Ne kaybedebilirdim ki? O an izlerken kendimden geçtim. Sadece iki bölüm izlemiştik ama… Özel bir şeyler vardı bu animede. Daha sonraysa insanların sevgisi azalmaya başladı, ama ben bitirdim ve animeye aşık oldum. İkinci sezonunda her bölümünü çıktığı gibi izledim ne işim olursa olsun. Sonra bir daha en baştan sonra bir daha… İyi ki ön yargımı kırıp başlamışım. Umarım sizin de ilginizi çekmeyi başarabilirim. Bilmeniz gereken bir numaralı şey ise şu; burada bir shounen değil bir dram animesi inceleyeceğim başlıktan da anladığınız üzere.

Konu

6 Kasım 2022… Sonunda beta dönemini bitirmiş Sword Art Online’ın satışa çıktığı tarih. NerveGear denen bir sanal gerçeklik cihazıyla oynanabilen bir MMO… Fazlasıyla heyecanlı bir şekilde bekleyen kalabalık, saatler içerisinde on bin adet kopyayı satın alarak oyuna giriş yaptı. Sistemin çalışması içinse günümüzdeki teknolojiye nazaran kaskı takıp yatağınıza yatmanız yeterli. Sonrasında düşüncelerinizle karakterinizi yönetebiliyorsunuz.

Her şey oyunun çıktığı o ilk gün başladı. Ana karakterimiz Kirito ve Klein oyunun ilk günü biterken oyundan çıkış için bir düğme olmadığını farkederler. Başta bunu oyun hatası zannetselerde o çalan çanlar eşliğinde kendileri dahil bütün oyuncuların meydana ışınlandıkları an gerçek açığa çıkar. Oyunun yaratıcısı Kayaba Akihiko, bütün herkese oyunda kısılı kaldıklarını ve oyunun sonunu (100. katı) bitiremedikçe oyundan çıkamayacaklarını söyler. Çıkmayı deneyenler veya oyun sırasında karakteri ölenler ise NerveGear tarafından gerçek hayatta da ölecektir. Bunun üzerine bütün oyuncular hayatta kalma ve kurtulma iç güdüleriyle SAO’ya başlarlar.

“Eğer ölürsen bunların hiçbir anlamı yok!” – Klein

Karakterler

Üst Not: Spoiler olmaması açısından bazı önemli karakterlere yer verilmemiştir.

Kirigaya “Kirito” Kazuto

Hikayenin, daha doğrusu hikayelerin ana karakteri (Bir tanesi hariç). SAO’nun Beater’ı olarak geçer kendisi ki, oyundaki (daha doğrusu oyunlardaki) yeteneğine bakınca tek başına bir lonca kalitesinde ilerleyebilecek birisi. Hiç bir loncaya katılmamasının ise sebepleri var. Bilenler için yılbaşı gecesi demem yeterli olacaktır. Oyun ilk başladığında oyundaki ilk dostu Klein ile ilerlemek istese de Klein’ın kendi arkadaşlarını bulmak istemesi yüzünden tek başına çıkar yolculuğa. Soğuk gibi gözükse de sıcak bir kalbi vardır ve değer verdiği kişileri ve değerleri korumak için hiçbir şeyden kaçınmaz. Kalbinin ise birden fazla sahibi görüntüsüne kanmayın. Asuna onun için tektir ve bu gerçek değişmeyecektir.

Yuuki “Asuna” Asuna

Animelerde favori iki kadın karakterimden birisiyle tanışın (diğeri de Beck‘ten Maho’dur). Karakter o kadar saf bir kalbin eseri ki, bu kadar mükemmel bir şeyin gerçek hayatta bir karşılığı yok olamaz da. SAO’yu sevme sebeplerimi sorarsanız direk ilk söyleyeceğim sebep Asuna’dır. Gerektiği vakit sert, gerektiği vakit duygusal ve utangaç. İçe kapanık olması gerekirken bile sevdikleri yanında gülümsemesi asla düşmez. SAO’da ana mesleği aşçılık olsa da bunu genellikle kendisine ve etrafındaki insanlar için kullanır. Başta sönük gelse de ileride o da Kirito gibi güçlü bir savaşçı ve stratejisyen olur. Özetle bir kadın karakter nasıl mükemmel tasarlanır sorusunun yanıtı benim için Asuna’dır. Bunu biraz öznel olarak görebilirsiniz ama bu kadar insanın Asuna’yı sevmesinin sebebi var.