Dopdolu bir Oyun Uyarlaması: Persona 5: The Animation
Ülkemizde pek bilinmese de Japonya’da Persona adında inanılmaz popüler bir J-RPG serisi var. İlk Playstation’dan bu yana çıkan seri üçüncüsünden itibaren de çeşitli anime uyarlamaları ile karşımıza çıkıyor. Bunlardan şimdilik sonuncusu ise gelmiş geçmiş en iyi J-RPG’ler arasına adını yazdıran Persona 5’in anime serisi: Persona 5: The Animation
Hemen belirteyim; aynı elementlere sahip olsalar da her Persona oyununun/animesinin hikayesi ve ana karakterleri farklı. Dolayısıyla “diğer Persona’ları izlemedim, bundan bir şey anlayabilir miyim” diye düşünmenize hiç ama hiç gerek yok. Bu animede ise başrol karakterimiz Ren Amamiya. Sıradan bir lise öğrencisi olan Ren, evine giderken kel bir adamın bir kadına sarkıntılık ettiğini fark eder ve yardım etmek ister. Adam zil zurna sarhoştur ve Ren’in tek dokunuşu ile yere düşer, düştüğü yetmezmiş gibi yaralanır da. Şimdi diyeceksiniz ya ne iyi işte, Ren kızı kurtardı kahraman oldu falan. Aslında tam tersi sayın okurlar
Ren, o adama dokunduğu andan itibaren hayatı tepetaklak olacaktır çünkü adam bir hayli nüfusludur ve kadını da tehdit ederek Ren Amamiya’nın gelip kadına sarkıntılık ettiğini ve kendisini de yaraladığını söyler. Akabinde bu olay Ren’in siciline işlenir ve okulundan da atılır. Ren’i tek kabul eden başka bir şehirdeki okuldur ve Ren, anne – babasının bir tanıdığı olan kafe sahibi Sojiro’nun yanına taşınır. Tabi Ren’e karşı her yerde tüm ilk izlenimler kötüdür. Sonuçta o bir suçlu! Tüm bu olanlar yetmezmiş gibi Ren’i çok daha büyük bir macera beklemektedir çünkü telefonunda belirlenen Meta Verse adlı uygulama yüzünden bambaşka diyarların kapıları ona ve edineceği arkadaşlara açılacaktır.
Bitmek Bilmeyen Olaylar Silsilesi
Persona 5: The Animation’un oyun süresi yüz saatin üzerinde olduğu için yirmi altı bölüme tüm olayları sığdırabilmek için ne yapmak lazım? Elbette hızlı olmak:) Dolayısıyla Persona animesi hızlı ilerliyor ve durağan tek bir sahne bile yok. Normalde bu durum anime serisini kötü etkilemesi gerekirken Persona’da işler iyi kotarılmış. Yani anlayamadığınız, eksik nokta yok. Tabii ki oyundaki gibi detaylı değil her olay (daha doğrusu karakter çünkü Persona serileri karakter gelişimlerine çok önem veriyor) lakin anlatılmak isteneni de gayet iyi bizlere aktarıyor.
Çizimleri ve müzikleri bakımından anime serisini incelersek en az içeriği kadar kaliteli ve eğlenceli olduğunu görüyoruz. Zaten anime temalı bir oyunu animeye uyarlamak pek de zor olmasa gerek:) Karakterlerin animasyonları, arka plan detayları, kısacası gözünüze çarpan her şey dört dörtlük. Müzikleri ise benim açımdan serinin en güçlü yanı. Birçok parça zaten oyundan gelme ve hareketli, ritmik ve kaliteli oluşları ile Persona 5: The Animation’da kötü bir müzik asla bulamazsınız.
Persona 5: The Animation serisinin en kötü yanı oyundaki final bölümünün olmaması. Yani yarım bitiyor. Hani demiştim ya yirmi altı bölüme hızlıca ne sığdırabilirler diye, adamlar final bölümü seride es geçerek iki adet özel bölüm şeklinde yayınlanacak. Daha doğrusu Japonya’da ilk bölümü 2018’in son gününde yayınlandı ve ikinci özel bölüm de Mart ayında yayınlanması planlanıyor. Son final bölümü de yayınlanana kadar uzun ve eğlenceli bir anime serisi olan Persona’yı izlemeye koyulun siz de:)
Künye | |
---|---|
Yönetmen: | Seiji Kishi |
Stüdyo: | Clover Works |
Senaryo: | Shinichi Inotsume |
Müzik: | Shoji Meguro |
Tür: | Macera, Fantastik |
Süre: | 26 Bölüm |