Efsanenin Dönüm Noktası: Mobile Suit Zeta Gundam
Çoğu alt kültür numunesinde külliyatın dramatik örneklerinin adeta bir kırılma noktası yarattığı görülür. Star Wars için Empire Strikes Back, Star Trek için Wrath of the Khan, X Men için Dark Phoenix Saga yada Batman için Killing Joke (veyahut The Dark Knight) ne ise Mobile Suit Zeta Gundam da bu durumun Mobile Suit Gundam külliyatındaki karşılığıdır. Eğer hasbelkader tüm külliyatı bitirmiş bir izleyiciye denk gelirseniz (ki hemen sonrasında bir piyango bileti almanızı öneririm!) size Zeta Gundam’ı gerçekten özel bir yapım olarak tanımlayacak ve diğer tüm külliyattan ayrı bir yerde sayacaktır. Ben de elimden geldiğince bu özel parçayı hak ettiği şekilde anlatmaya çalışacağım. Eğer izleme sırası konusunda bir kararsızlık yaşarsanız, endişelenmeyin, onu da yazdık:
Mobile Suit Gundam – İzleme SırasıYapım Süreci
80’lerin başına, Japonya’ya gidiyoruz. 1979 yılında yayına başlayan ve yaklaşık 10 hafta erken final yaptırıldığı halde bir kült olmayı başaran efsanevi Anime serisi Mobile Suit Gundam’ın hemen sonrasındayız. Seriye ortasından berisinden izlemeye dahil olan izleyicilerin istekleri üzerine hazırlanan film üçlemesinin kazandığı muazzam başarı üzerine serinin genişletilmiş evreni olan MSV konsepti hazırlanadursun, maket üreticisi Bandai ile serinin stüdyosu Sunrise’i yeniden bir araya getirmişti. Yönetmen Yoshiyuki Tomino 1980 – 1984 arasında Densetsu Kyojin Ideon, Xabungle, Seisenshi Dunbine ve Juusenki L Gaim gibi Gundam konsepti üzerinden tabir-i caizse geri mühendislik yaparak çeşitli space opera / Mecha serileri hazırlamıştı. Sunrise kendisine devam serisi için projeye geri dönme teklifi sunduğunda Tomino o sıralar ilk seride yaşadığı aşırı stres kaynaklı çöküntüyü yeniden yaşamamak adına başta pek istekli olmadı. Öte yandan Gundam’ın vasat bir devam serisi ile unutulup gitmesine razı olamayınca ister istemez projeye geri döndü.
Klasik serinin karakter tasarımcısı Yoshikazu Yasuhiko ile Mecha tasarımcısı Kunio Ookawara kendisiyle birlikte geri döndü, aynı zamanda Tomino ile L Gaim’de birlikte çalışan Mamoru Nagano gibi pek yeni tasarımcı da bir hayli çetin bir taslak eleme aşamasından sonra ekibe dahil edildiler. Tomino’nun amacı, 70’lerin Super Robot serilerinin tematik izlerini minimal şekilde de olsa taşıyan ilk seriden biçim olarak oldukça uzaklaşabilmekti. Bu nedenle klasik seride çalışılan Takeo Watanabe yerine Shigeaki Saegusa seriye yeni bir soluk verebilmek adına besteci olarak projeye dahil oldu.
Yoshiyuki Tomino’nun yanı sıra yarım düzine senaristin varlığı serinin tek yönde ilerlemeyen farklı bir yapıda olmasını sağlamış, çoklu senaristlerin koordine çalışması sonraki birçok Gundam serisinde kullanılan bir format olmuştur. Yapım, saygın Animage dergisinin 1985 seçkisinin “Yılın En İyi Anime’leri” seçkisinde 2. sırada yeralmış, kazandığı muazzam başarı Gundam külliyatının sonraki devam serisi Mobile Suit Double Zeta Gundam’ı ve aslen olay akışının finali olarak hazırlanan Mobile Suit Gundam: Char’s Counter Attack’ı izleyebilmemizi sağlamıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=vVp_jCwhFB0
Hikaye Arkaplanı
Zeta Gundam klasik serinin bitiminden 7 yıl sonra UC 0087’de geçiyor. Arada geçen bu süreçte neler yaşandığı, izleyiciyi şaşırtmak adına tüm boyutlarıyla anlatılmıyor. Ama dakikalar içerisinde anlayacağınız şey, ilk seride anlatımın merkezindeki kahraman Amuro Ray’in zafere ulaşmasına yardım ettiği Federasyon’un amacından bir hayli saptığı, hatta kendinden olmayan herkes için düşman haline geldiği olacak.
Açıklamak gerekirse, bu serinin prequel’i olan Mobile Suit Gundam 0083: Stardust Memory‘de anlatıldığı üzere, Federasyon yönetimi insan nüfusunun yarısına mal olan Bir Yıl Savaşı’nın bir benzeri bir isyanın yeniden tekrarlanmaması için kolonilere karşı nükleer caydırıcılık ortaya koyma yoluna gidiyor, fakat nükleer silahla donatılmış bir Gundam’ın Zeon isyancıları tarafından kaçırılması ve Federasyon’un uzay filolarına karşı kullanılması ile çok ağır bir bedel haline geliyordu. Yıldızkumu Operasyonu kod adlı bu harekatın sonucunda Federasyon’un uzay filolarının 3/2’sine yakınının yok olmasına, dünyaya bir koloni düşürülmesine (dolayısıyla Kuzey Amerika’nın tarım havzalarının çoğunun çöl haline gelmesine) ve koloniler ile olan ilişkilerin yeniden kopma noktasına gelmesine sebep oluyor.
Federasyon ordusunda üst makamlarda bulunan Koramiral Gene Corrini’nin Yıldızkumu Operasyonu’nu bastırmak amacıyla bir özel görev gücü olarak kurmak istediği Titans adlı organizasyon, operasyonun amacına ulaşması üzerine Spacenoid’lere karşı daimi baskı unsuru olarak kullanılmak üzere Oramiral Jamitov Hymen tarafından uygulamaya konulur. Kısa denilebilecek sürede Federasyon’u adeta ele geçirerek halihazırdaki senatoyu formalite durumuna getiren Titans, faşist ve militarist bir diktatörlük haline gelir. Federasyon’un gelirlerinin önemli bir kısmını Federasyon ordusunu tamamen kendi kontrollerinde yeniden kurmaya harcayan Titans adeta uzaya kabus gibi çökmüştür. Artık kendilerine biat etmeyen kim olursa olsun onları derhal ortadan kaldırmakta bir çekince görmemektedirler.
31 Temmuz 0085’de Titans’ın 30th Banch kolonisinde düzenlenen bir protesto yürüyüşünü koloniye sinir gazı sıkarak müdahele etmeleri sonucu milyonlarca insanın ölümü bardağı taşıran son damla olur. Titans’ın medya üzerindeki etkin kontrolü sayesinde bu olay Dünya’da asla duyulmaz ama bu olayı haber alan Koramiral Brex Forrer, Bir Yıl Savaşı’nda uğruna savaştığı Federasyon’un bu olamayacağına karar vererek kolonilerdeki eski Zeon ordusu yandaşları ve direnişe yeni katılan sivillerle A.E.U.G. (Anti Earth Unon Government) adlı direniş organizasyonunu kurar. Amaçları Titans’ı devirecek bir devrim gerçekleştirmektir. Aşağı yukarı aynı sıralarda Federasyon ordusu içerisinde Titans politikalarına boyun eğmeyi reddeden Karaba adlı bir tür gizli yapılanma ortaya çıkmıştır. Öte yandan Karaba, A.E.U.G.’un aksine sadece Federasyon kaynaklarını Titans’dan kaçırmak gibi sınırlı direniş ortaya koyabilmektedir. Dahası aynı amaç için farklı metotlar benimseyen A.E.U.G. ve Karaba üst üste konsa dahi Titans’ın gücünün çeyreği bile etmemektedir.
İlk bölümün hemen öncesine geldiğimizde ise, A.E.U.G. yeni tip savaş gemisi Argama’yı ve kendi prototipleri Rick Dias’ları yeni tamamlamıştır. Titans’ın RX-178 Gundam MK II adlı birkaç yeni MS’i Side 7’deki sivil bir koloni olan Green Noa 1’de ürettiğine dair istihbarat alan Brex. bunları çalarak yada yokederek onların yeni seri üretim planlarını engellemenin Titans’a vurulacak darbenin ilk adımı olarak düşünüp A.E.U.G.’un askeri operasyonlarını başlatma kararı alır. Bu nedenle Quattro Bageena ismini kullanan esrarengiz bir pilotun üç kişilik bir takımla koloniye karşı Rick Dias’larla bir sızma ve vur kaç operasyonu gerçekleştirmek için görevlendirilir.
Hikayenin Başlangıcı
Serinin hikayesi de tam da bu noktada, 2 Mart UC 0087’de başlar. Kamille Bidan adlı bir liseli çocuk günlerini, ona doğduğundan beri sevgi ve ilgi duymamış olan, saygın işi ve metreslerine takıntılı babasının ona nazire yaparcasına koyduğu isminin verdiği hırsla kendini karateden mini MS pilotluğuna sayısız şeyde kanıtlamaya çalışan, öfke kontrolü sorunları olan atipik otizmli bir gençtir. Kendisine gerçekten ilgi gösteren tek kişi olan sınıf arkadaşı Fa’yı bile sürekli terslemektedir. Okulundan evine dönerken koloniye Gundam MK II’lerin test uçuşlarını yürütmek için transfer edilmiş pilotlardan Jerid Messa’nın ismini duyarak onunla dalga geçtiğiyle ilgili bir imgelem duyar. Bunun sonucunda başlattığı kavga feci şekilde tartaklanarak bir A.E.U.G. sempatizanı olduğu iddiasıyla askeri bir cezaevine atılır.
Babasının Federasyon ordusunun yeni nesil MS programının AR GE departmanında çalışan kişi olmasının nüfuzundan dolayı kısa bir süre içerisinde serbest bırakılır. Ama Kamille yediği dayak ve uğradığı aşağılanmadan ötürü Titans’a gerçek anlamda garez duymaya başlamıştır. Jerid’in kullandığı Gundam MK II teknik bir arızadan ötürü irtifa kaybedip kolonideki askeri tesise sert iniş yapınca Kamille sıradan yaşantısına dönmek yerine Gundam MK II’i gasp edip askerlere saldırmanın hakkı olduğunu hissettiği bir öfke dalgasına kapılır. Dahası bunu gerçekleştirir ve tam da bu sırada kolonideki askeri üsse saldıran Quattro’nun ekibine katılmak istediğini bildirir. Fakat onun bu kararı onu evine, ailesine ve Green Noa 1’deki sıradan hayatına sırtını sonsuza dek dönmesiyle sonuçlandığı yetmezmiş gibi art arda karşı karşıya geleceği birçok ölümün yükünü sırtlanmak zorunda kalmasıyla da sonuçlanacaktır.