Bundan sonra ne olduğu, Secret of the Sword adındaki uzun metrajlı filmde anlatılır. Filmde anlatılan olaylar, She-Ra: Princess of Power serisinin ilk beş bölümüdür. She-Ra Gölgeler Şatosu’nun gücünü kullanmayı öğrendikten sonra, Hordak’a isyan eden gruba katılır, liderleri haline gelir ve iki kardeş ara sıra boyut kapılarından geçerek birbirlerini ziyaret ederler.

She-Ra’nın hikayelere dahil edildiği Secret of the Sword’un kapağı.

Hem Astronot, Hem Kraliçe

İşin ilginç yanı, Masters of the Universe serisinin dünya ile bağıdır. Şöyle ki, ikizlerin annesi Kraliçe Marlena aslen dünyalı bir astronottur. Bir görev sırasında yanlışlıkla bir boyut kapısından içeri girip Eternia’ya düşmüş ve Prens Randor tarafından bulunmuştur. Gravity’deki astronotların kaderiyle karşılaştırdığımızda cennet gibi bir şey olsa gerek. Kadındaki şans bununla da kalmamış, Randor’la karşılıklı aşık olmuşlar ve o da evine dönmekten vazgeçmiştir. Kim vazgeçmez ki yani?

Neyse, Marlena çoğunlukla pasif bilge anne rolü üstlense de onun da ara sıra aksiyona katıldığı, hatta astronotluk zamanlarını yad edercesine savaş gemilerini uçurduğu bile olur. Marlena’nın yeri ve Prens Adam’ın üzerindeki etkisi, Kainatın Hakimleri serisinde kadınların yerine dair önemli bir ipucudur. Yancı gibi görünen pek çok karakterin arasında derin bağlar vardır. Mesela General’in evlatlık kızı Teela’nın annesi Büyücü’dür. Ya da İskeletor, Kral Randor’un yıllardır kayıp olan büyücü kardeşi Keldor’dur. Bu tip sırlara bölümlerde çok nadiren değinilir. Genellikle aksiyon ağırlıklı bölümlerin sonunda çocuklara yol yordam öğreten ahlak dersleri verilir, “Bugün ben şu hatayı yaptım, aman siz yapmayın, bir büyüğünüze danışın,” gibi.

Çeşitli sahneler.

Serinin dünya ile etkileşimi çeşitli bölümlerde kuvvetlendirilmiş, başka astronotlar da gelmiş, He-Man dünyayı tehdit eden bir çöp uydu birikintisini yok etmiştir. Arada sembolik bağlar da kurulmuştur. He-Man & She-Ra: A Christmas Special’da ikizlerin doğumunun tam Noel zamanına denk geldiğini öğreniriz, yani İsa’nın doğumu. Ya da yazarlar bayramın arkasındaki Pagan Kışdönümü’ne gönderme yapıyorsa, yaşlı geyiğin ölüp genç geyiğin yükseldiği gün; ya da ışık günü.

Zaten özellikle She-ra’nın dönüşümünde ışık İkizlerin hem yarı dünyalı olup, hem de böyle kutsal bir tarihte doğup güç kılıcını almaya hak kazanmaları manidardır. Bu plotlar, zamanında He-Man ve She-Ra bölümlerini yorumlayan Zadoc Angell tarafından anlatılmış olup, yorumları sonradan He-Man’in resmi sitesine dahil edilmiştir. He-Man ve She-Ra’daki kötü karakterler de son derece ilginç tasarıma sahiptir, her ne kadar “kötüyüz biz kötüyüz” diye gezseler bile. Hem lütfen, 80’lerdeyiz.

Bir dönemin kült antagonistleri, İskeletor ve Hordak. İskeletor’un sonradan Hordak’ın ihanet eden öğrencisi çıkması da ayrı bir şeydir.

He-Man’in Güçleri

He-Man insan üstü fiziksel kuvvete sahiptir. Yumruklarıyla kayaları parçalar, depremlerde çatlayan toprağı birleştirir, çok hızlı dönerek yüzeyleri oyar, uzaya taş atar, çıplak haliyle uzaya çıkar; astronot başlığına ihtiyacı bile yoktur. Uzayda nefes alıp, suda alamaması ilginç bir detaydır. Bütün bu kudretine rağmen He-Man kesinlikle öldürmez. En fazla birilerini oradan oraya fırlatır ya da bağlayarak etkisiz hale getirir. Bu öldürmeme saplantısı o derecedir ki; “Problem with Power” adlı bölümde birini öldürdüğüne inandığında (ki öldürmemiştir, İskeletor öyle düşünmesini sağlamıştır) bunalıma girer ve kendini güç kılıcını taşımaya layık bulmayarak, Gölgeler Şatosu’ndaki uçurumdan aşağı atar. Buradan anlayacağınız gibi, He-Man saf kas gücü olan bir karakter değildir, oldukça iyi eğitimli ve zekidir. Düşmanlarını zekayla alt etmeyi sever. Gücünü sadece yardım olarak kullanır ki; zaman zaman bu gücü kaybettiği ya da kullanmamayı seçtiği de olur. Anlayacağınız, karşımızda sarışın barbar Conan tipli bir Superman arketipi var.