Gölgelerin Gücü Adına! He-Man, She-Ra ve Kainatın Hakimleri #2
Senaryo, ilk Conan: The Barbarian esinlenmesinden hallice yazılmış, sonradan eklenen karakter/senaryo derinlikleri dahil edilmemiş. Filmde Orko yok, var mı ötesi? Büyücü ise sürekli ağlayan, beyazlar giymiş bir kadın, İskeletor tarafından esir edilmesi haricinde hiçbir olayını görmüyoruz. Kral, Kraliçe de yok, Eternia’yı ülke olarak da görmüyoruz. Bu belki bütçeyle ilgili bir sorundu ama filmin efektleri filan dönemine göre sırıtmadığı için sanırım genel bir basiretsizlik. İki dünyalı genç, kahramanlarımıza yardım ediyorlar. Filmdeki İskeletor tiplemesi fena değil. Büyücü’nün kostümü ise 1990 versiyonunda epey adam edilerek kullanıldı. Ama filmin kendisi, maalesef yetersiz. Bir tek Evil-Lyn fena değil tipleme ve karakter olarak, o da bence.
Başlığa rağmen yazı He-Man ağırlıklı oldu, çünkü ikiz prenses yeni serilerde kullanılmadı. Biraz She-Ra’dan bahsedeyim o yüzden. Yüzünü 2012’ye kadar görmediğimiz bu hanımefendi, Prens Adam’dan kişilik olarak farklı değil. Prens Adam’ın 1983 halini baz alın tabii. Ancak tacının tipini değiştirdiğine inancından mı, yoksa ailesinin başka bir gezegende oluşuna güvendiğinden midir bilinmez, Adora Adam gibi salağa yatmaz. Hordak’a karşı savaşan asilerin lideri ve stratejisyenidir. Hatta sonradan aşık olacağı Sea Hawk’ın da onu She-Ra olarak değil, Adora olarak sevmesini istediğinden ona dönüşümünün sırrını anlatmaz.
He-Man’deki sık sık tavsiye istenen bilge figür Büyücü iken, She-Ra’da bu karakter cinsiyetsizdir, daha doğrusu erkek sesine sahip bir ışık hüzmesidir. Kristal Şato’nun Gölgeler Şatosu’ndan çok daha feminen gözükmesine rağmen hem de. (Bunun nedeninin “Bir dişi karakter daha eklersek yangın var diye bağırırım,” diye düşünen bir senarist olduğunu varsayıyorum) “Light Hope,” yani “Umut Işığı” diye çevrilen bu davudi sesli kişi bir zamanlar insan mıydı, ne ara şatonun bekçisi oldu, bu hiç anlatılmaz. Ancak She-Ra kılıcındaki kristal çatladığında, yenemeyeceği bir düşman olduğunda hep bu varlığa gidip tavsiye alır.
Normalde Adora, Hordak tarafından kaçırılıp büyütülmüştür ve Horde’un kötü olduğunun farkında değildir, arada farkına varsa da Shadow Weaver onu büyüler. 2012’deki DC çizgi romanında ise Adora, ya da Horde adıyla Despera her şeyin farkındadır, çok daha brutal ve trajik şeyler yaşamıştır ve Horde için gayet de kendi isteğiyle çalışmaktadır. Secret of the Sword’daki gibi He-man ile değil, önce Teela ile arasında bir bağ oluşur ve gerçek kimliğini keşfedip She-Ra’ya dönüşmek için yola çıkar. Adora gibi narin bir kızın traşlı ve kaslı Amerikan askeri misali resmedilmesi ne yalan söyleyeyim, bana koydu. Yeni çizgi roman hikaye olarak bence güzel, ama İskeletor’un Büyücü’yü öldürmesi, ilk seride asla yer verilmeyen vahşet öğeleri filan içerdiğinden, eski çizgi film gibi antidepresan niyetine izlenecek/okunacak bir şey değil.
İki bölümlük yazımızın sonuna geldik. Genel olarak insanlardan çok güzel tepkiler aldım, bunun için teşekkür ediyorum. 80’lerde yapılan çizgifilmleri ve remake’leri hakkındaki yazıları okumak isteyen büyük bir güruh varmış, o nedenle bir dahaki yazı dizim sanırım Thundercats üzerine olacak, beklemede kalın.
BİRİNCİ BÖLÜM