Günahıyla Sevabıyla – Justice League Dark
Yazı içerisinde, Justice League Dark animasyonunu izlemeyenler için SPOILER barındırmaktadır. Animasyonu izlemeden inceleme yazısını okuyacakları en baştan uyarmış olayım.
DC Comics animasyon evreninde kurduğu evrenini, izleyiciye yeni karakterler sunabileceği “team-up” konseptlerle genişletmeye devam ediyor. Aynı stratejiyi bir yere kadar sinematik evreninde de uygulamaya çalışıyor aslında. Fakat bunda ne kadar başarılı olduğu tartışmaya açık. Warner Bros DCEU’u Man of Steel filmi ile başlatıp ardından çekmeyi düşündükleri filmleri gün geçtikçe arttırıp duyurunca sağda solda Justice League Dark filminin çekileceğini duyar olduk. Hatta projenin başına da, muhtemelen bu filmi en iyi şekliyle izleyiciye sunabilecek nadir kişilerden birisi olan Guillermo del Toro‘nun geçtiğini öğrendik. Fakat sonra araya başka projeler girdi, anlaşmazlıklar oldu Batman v Superman: Dawn of Justice ve Suicide Squad gibi evrenin yol haritasında ciddi değişikliklere sebep olan filmler ve onlara gelen eleştiriler doğdu. Yani ortalık biraz karıştı ve Warner Bros evreni sağlama almadan Justice League Dark gibi bir filmi işin içine katmak istemedi.
Fakat yine de bir kamuoyu yoklaması yapmaktan kendini alıkoyamadı, ki Justice League Dark’ı animasyon evrenine dahil edip kemik kitlesinin tepkisini ölçmeye çalıştı. Çünkü Suicide Squad’ı beyaz perdede görmemizin tek sebebi Marvel’ın tutan formülü Guardians of the Galaxy değildi. 2014 yapımı Batman: Assault on Arkham filminin aldığı olumlu eleştiriler ve fanların filmi beğenmesi de Suicide Squad’ın yapımı için birer teşvik oldu yapımcı şirkete. Bu sebeple ben bu animasyonun göreceği tepkinin çeşidine ve yoğunluğuna göre film projesinin şekilleneceğini düşünüyorum.
Animasyonda Batman, John Constantine, Zatanna, Swamp Thing, Jason Blood ve Deadman’den oluşan yeni ekibimiz Destiny adlı düşmana karşı mücadele veriyor. Animasyonun birçok iyi ve kötü yanı var. İncelemeye öncelikle animasyonun zayıf yönlerini yazarak başlamak istiyorum. Tabi tüm bunlar subjektif birer görüş olduğundan sizler bu kısımları birer zayıflık veya hata olarak görmeyebilirsiniz.
Justice League Dark’ın Günahları
- Batman çok fazla dış kapının dış mandalı olmuştu. Ekibi toplayan kişi işlevini kısmen üstlenmesi ve izleyici çekip ana evrenle bağlantıyı sağlasın diye eklenmiş sanırım. Yine de olaylara o kadar yabancıydı ki; amaçsız amaçsız geziniyordu sağda solda. Filmin odak noktası ve ekibin lideri daha ziyade John Constantine’di. Batman’i keşke hiç dahil edilmeseymiş ekibe dedim izlerken. Çünkü büyüden anlamıyor. Sürekli “O ne? Bu ne işe yarıyor?” havasında ve aksiyon sahnelerinde sağda solda büyüler uçuşurken hiçbir işe yarayamıyor. Dolayısıyla Batman olmadan bu takım ve bu film daha oturaklı bir hal alırdı bana kalırsa.
- Animasyon ve karakter çizimleri bence kötüydü. Mesela Superman’in kafası vücuduna oranla çok küçük kalıyordu. Onun haricinde takım üyelerinin toplu diyalog sahneleri olduğunda çizimle çuvallıyor ve sınıfta kalıyordu.
- Animasyon toplam süresinin hatırı sayılır bir kısmını, Justice League Dark ekibinin Destiny adlı asıl düşmana karşı mücadele vermeden önce Felix Faust adlı ara düşmana karşı verdiği savaşa ayırıyor. Bunu bir hata yapan ise Felix Faust’un aslında olaylarla hiç bir alakasının olmaması. Yani tamamen bir yanlış yönlendirme sonucu ekip ve biz zamanımızı boşa harcıyoruz bu karakterle. Bu bana kalırsa senaryosal bir hata. Hikayenin genel ilerleyişine hiç bir katkısı olmayan bu mücadele tamamen süreyi doldurmaya yönelik bir hamle. Tıpkı Killing Joke’un başında yer alan Batgirl hikayesi gibi.
- Swamp Thing ve Destiny yeterince iyi ve detaylı işlenmemişti. Felix Faust gibi gereksiz bir yan hikayeye veya Constantine ile Zatanna arasındaki ilişkiye ayrılan gereksiz fazla zaman, bu iki karakterin tanıtılmasında kullanılabilirdi. Ayrıca Deadman ekipteki en sıkıcı karakterdi. Fazla sulu ve komik olmayan bir karakterdi.
- Aksiyon sahneleri karakterlerin büyü temelli yeteneklere sahip olmalarından ötürü hep büyüye dayalı bir koreografiye sahipti. Fakat bu büyüler ne yazık ki sağa sola ışık topu atmaktan öteye geçemedi. Özellikle Constantine’den içinde kurnazlık barındıran daha farklı büyüler bekliyordum ben ama gelmedi.
Justice League Dark’ın Sevapları
- En başta kuşkusuz Matt Ryan’ın John Constantine’i seslendirmiş olması geliyor bana kalırsa. Kendisi aynı karakteri NBC’de bir sezon yayınlanıp ardından kaldırılan Constantine dizisinde canlandırmıştı. Hali hazırda bir seyirci kitlesi vardı yani oyuncunun ve kendisi karaktere yakışıyordu açıkçası. O yüzden animasyonda karakteri onun seslendirmesi bana göre Justice League Dark için bir artıydı. Hele de John Constantine karakterinin olayların merkezinde olduğunu düşünürsek.
- Jason Blood ve orijin hikayesini hikayeye güzel yedirmişlerdi. Ha keza John Constantine’de güzel işlenmişti fakat Zatanna ile geçmişe dayalı sürtüşmeleri yer yer göze batıyordu. Yine de aralarındaki dinamik benim hoşuma gitti. Karakterler arası ilişkilerde Constantine ve Zatanna ilişkisi dışında elle tutulur bir tek Jason Blood ve Etrigan’ın ilişkisi vardı bana kalırsa. Bu iki ilişki de yeterli oranda işlenmişti zaten.
- Swamp Thing için Alan Moore’un yazdığı orijinin bu animasyonda gerçekleşmesi güzel bir detaydı.
- R rating olması ve bunun lafta olmayıp bize gösterilmesi hoşuma gitti. Adına layık bir karanlık hava hakimdi animasyona. Sivillerin birbirlerini öldürmesi, bir annenin bebeği çatıdan aşağı atıp ardından intihar etmesi, aksiyon sahnelerinde ki kan gibi detaylar animasyonun güzel yanlarından birisiydi bana kalırsa.
- Ekibin Justice League’in gölgesi altında kalıp, onların emirleri ile hareket eden bir yapıya sahip olmaması güzeldi. Animasyon çıkmadan önce en büyük korkum buydu benim. Bir alt ekip olmalarından korkuyordum ama öyle olmadı ve bağımsız hareket ettiler.
- Ritchie üzerinden yapılan twist belki biraz klişeydi ama güzel işleyip izleyiciye fark ettirmediler. Bu yüzden hoşuma gitti.
Benim Justice League Dark animasyonu hakkında görüşlerim, gözlemlerim bunlardan ibaret…