İlk Gundam’a Alternatif Bir Bakış : Mobile Suit Gundam – Awakening, Escalation, Confrontation

Mobile Suit Gundam’ı size uzun uzadıya defalarca betimlemeye çalışmayacağım, zira hazırladığım yazı dizisinin ilk kısmında; klasik serinin senaryosundan, hem de ana hatları ile Gundam serilerinin olayının ne olup olmadığından detaylıca bahsetmiştim. Bu yazı ise Mobile Suit Gundam, yani bizzat klasik serinin yaratıcısı Yoshiyuki Tomino tarafından roman uyarlaması olan Awakening, Escalation, Confrontation’u tanıtmayı amaçlıyor. Yazının hemen başında belirtmiş olayım, roman klasik serinin birebir uyarlaması değil ve genel hatları ile serinin alternatif bir yorumu olduğu söylenebilir.

3 kısımdan oluşan kitabın ilk kısmı 1979’da TV serisinin bitiminden iki ay önce yayınlanmışken 3. kısım 1981’de, serinin elden geçirilmiş Anime film üçlemesinin ilkinin vizyona girmesiyle eş zamanlı yayınlanmıştı. Bunların tümünü kapsayan ciltli versiyon ise 1987’de Kadokawa yayınlarınca basıldı ve 2004’te Stone Bridge yayınlarınca İngilizce olarak da piyasaya sürüldü, 2012’de ise çeviri hataları ve editöryel bazı düzeltmelerin yapıldığı ikinci baskısı yapıldı. Bu editöryel katkılarda gelmiş geçmiş en donanımlı Gundam hayranı olarak tanımlanabilecek, MAHQ müdavimi Mark Simmons’ın da yer aldığını belirtmeden geçemeyeceğim.

gundam1

Olaylar seriye paralel şekilde başlarken, en baştan bazı değişiklikler de sunuyor. Örneğin; Amuro, Federasyon’un hızlandırılmış askere alma programıyla orduya dahil edilmiş pilot adaylarından birisi. Hakeza White Base seride geçirdiği uzun denebilecek kısmın aksine asla dünyaya inmek zorunda kalmıyor ve kitabın tamamı uzay savaşları ile geçiyor. Öte yandan seride savaş UC 0080 yılının yılbaşında sona ererken romanın 1/3’ünde bu tarihe dek gelinmiş olmasına karşın savaş devam ediyor.

Elbette temel karakter kadrosu korunmakla birlikte yeni bazı karakterler de ekleniyor, bununla birlikte episodik yan karakterlerin bir kısmı kitapta yer almazken bir kısmı da seride değinilmeyen şekilde detaylandırılarak ele alınıyor. Benzer şekilde, seride ölen karakterlerin bir kısmı romandaki olay akışını sağ tamamlamayı başarabilirken, seriyi sağ bitiren bazı karakterler de aynı şeyi roman içinde başaramayabiliyor. Seriyi okuyup romanı henüz okumamış arkadaşlar için süpriz kaçırıcı olmasını istemem ama bunların bazılarının oldukça şaşırtıcı olduğunu ekleyebilirim.

gundam2

Karakterler arası ilişkilerin boyutları da, roman ve seri arasında değişiklik gösteriyor. Örneğin; Char ve Garma arasındaki durum Anime’de detaylı işlenirken romanda aradaki bu bağın farklı yorumlanması nedeniyle pek de detaylandırılmaya gerek duyulmadığı görülüyor. Benzer şekilde Kycillia ve Gihren arasındaki gizli savaşın galibi de değişiklik gösteriyor (…her ne kadar son sözü aynı kişi söylese de) ve seride Lalah’a ayrılan anlatım aralığı romanda bu karakterin bir başka dengi ortaya çıkartılması ile bir nebze daha sadeleştiriliyor.

Seride düzinelercesi karşımıza çıkan mekanik dizaynların çoğu romanda karşımıza çıkmıyor, öte yandan bu durum hikayenin çok daha insan odaklı anlatılmasını sağladığı gibi savaş sahnelerin daha dramatik ve dokunaklı olarak da anlatılabilmesine engel olmamakta. Bilhassa olayların öncesine ilişkin yapılan detaylandırmaların The Origin gibi yeni yorumlarda da yan bilgi olarak bahsedilmesi, romanın çalakalem bir kurgudan daha fazlası olduğunu bile tek başına gösterebiliyor. Zaten betimlemeler ve yoğunlaşılan alt metinler romanın seridekinden ziyade büyük ölçüde (ya da tamamen) yetişkinleri hedeflediğini bir çok yerde okuyucuya gösteriyor.

SaylaKiss

İtiraf edin, seriyi izlerken hepiniz böyle bir sahne yaşanabilmesi ihtimalini sevdiniz.

Newtype’ların algı genişlemesi yaşadığı sahneler buna ideal örnek teşkil edebilir. Hal böyleyken Tomino’nun ilk seri sonrası işlerinde odaklanılan içsel tahlillerin bu yapımlara yaptığı anlatımsal katkıların kaynağının orijinal serinin roman kurgusu olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Hakeza gerek ilk kez romanda ortaya çıkan Zeon Cumhuriyeti başbakanı Darcia Bakharov ve Gihren’in özel sekreteri Cecilia Irene gibi karakterlerin cameo olarak da olsa film üçlemesi ve The Origin kurgusunda kullanılması, gerekse romana özel içerik olan dizaynların da plastik model line’ları ve video oyunlarındaki içeriklere eklenmesinden hareketle romanın katkılarının şu an bile canlı olduğunu söylemek pek de yanlış bir tabir olmayacaktır.

Son sözlere gelirsek, romanın her ne kadar orijinal yapımı bir nevi reboot’ladığını söylemek pek doğru olmasa da serinin/filmlerin hemen sonrasında sonra orijinal hikaye kurgusuna yeni bir bakış olarak okunmaya değer olduğunu, kullanılabilecekken es geçilmiş plot’u da içerdiğini de söylemem mümkündür. Romanı, ayıracağınız zamanın hakkını veren, sade ama sağlam anlatımlı bir kitap olarak Gundam isminin altında ezilmeyen başarılı bir yorum olarak özetleyebilirim.

Bu yazı, "Jenerasyonlar Ötesi Bir Kült Anime: Mobile Suit Gundam" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar