İnsan Irkına Bir De Bu Dünyadan Bakın: Fantastic Planet
“Önce seni görmezden gelirler. Sonra sana gülerler. Sonra seninle savaşırlar. Sonra kazanırsın…”
İnsanın hükmettiği, kendi ırkını katlettiği, güçsüzü ayaklar altında ezdiği Dünya gezegeninden bıkıp usananları, insanların bir başka ırkın kölesi ve evcil hayvanları olarak yaşadığı Ygam gezegenine davet ediyorum.
Stefan Wul mahlasıyla yazan Fransız bilimkurgu yazarı Pierre Pairault’un romanından uyarlanan, 70’lerin ilk animasyonlarından olan ve ismi tüm zamanların en iyi animasyonları arasında geçen La Planète Sauvage (Fantastic Planet / Vahşi Gezegen) bizi Ygam gezegenine akıllardan silinmeyecek bir yolculuğa çıkarıyor. René Laloux tarafından yönetilen ve Roland Topor tarafından tasarlanan film, sürrealist bir tablonun içine girmişçesine büyülü atmosferi ve Alain Goraguer’in eşsiz müzikleri eşliğinde seyircisine gerçek anlamda şahane bir görsel ve işitsel deneyim yaşama fırsatı sunuyor.
Uzak geleceklerin birinde, Traag ismindeki dev, mavi ve farklı anatomik özelliklere sahip bir ırk, insanları (filmde Fransızca homme yani insan sözcüğünden uyarlanan “Om” ırkı olarak geçiyor) Ygam ismindeki kendi gezegenlerine getirmiştir. Ygam gezegeninde kendilerini ufacık birer hayvan gibi hisseden Omlar, Traaglar’ın ayakları altında ezilmekte, onların oyuncağı, evcil birer hayvanı gibi muamele görmekte ve belirli dönemlerde hızla artan popülasyonlarını dengelemek amacıyla öldürülmektedirler. Traaglar’ın kölesi olarak yaşayan Omlar’ın kimi dev çocukların evcil hayvanları olmuş, kimileriyse kabileler halinde (elbette zaman zaman avlanmayı da göze alarak) gözlerden uzak yaşamayı başarmıştır. Traaglar, Omlar’a göre çok daha uzun süre yaşayan (bir Traag haftası bir Om yılına eşittir), daha yüksek bir teknolojiye ve spiritüel yeteneklere sahip bir ırktır. Vakitlerinin çoğunu meditasyon yaparak geçirirler, hatta Ygam uydusu olan Fantastic Planet yalnızca meditasyon için kullanılır, ancak bu içsel mutluluk onlara yalnızca yaşam enerjisi verir, birlikte yaşadıkları diğer ırk hakkındaki kötücül ve saldırgan fikirlerini yumuşatmaz.
Hikâye, henüz bebekken bir grup Traag çocuğunun oyunu sonucu annesini kaybeden ve genç Tiva’nın evcil hayvanı olan Terr’in ağzından aktarılıyor. Annesini kaybeden Terr’i, toplumda söz sahibi bir yönetici olan babasının izniyle yanına alan Tiva, gözünü bir an bile ondan ayırmaz. Ancak o da zamanla diğer çocuklar gibi, hayvanının kontrolünü sağlamak adına minik adamının boynuna bir tasma takar ve onu uzaktan kontrol etmeye başlar. Traag halkının gezegenlerine ait tüm bilgileri beyinlerine otomatik olarak işledikleri kulaklıklarla yaptıkları derslerde de Terr, sahibi Tiva’nın yanında bulunur ve bu bilgiler onun da zihninde yer etmeye başlar. Ve günün birinde Terr hapsedildiği evinden kaçmaya karar verdiğinde, bu kulaklığı da beraberinde götürür.
Traaglar Om ırkının belli bir zekâ ve algı seviyesine sahip olduklarından şüphelenmiş, ancak yine de onları köle olarak görmeye ve yok etmeye devam etmişlerdir. Ancak cahil kalmış bir ırkın bilgiyle tanışması, onlara beklenmedik bir darbe vuracaktır.
Yönetmen René Laloux filmin çekimlerine 1968 yılında Prag’da başlamış, ancak aynı yılın sonlarına doğru Rusya Çekoslovakya’ yı işgal ettiği için filmin tamamlanması, Fransa’dan alınan maddi destekle birlikte 1972 yılını bulmuştur. Fantastic Planet, 1973 Cannes Film Festivali’nde Özel Jüri Ödülü’ne layık görülmüştür. Hikâyede elbette Rus işgalinin ve dönemin karanlık havasının etkisi de gözlenir. Film aynı zamanda ırkçılığa, kölelik sistemine, tür ayrımcılığına, faşist yönetim biçimlerine ve tek tipçiliğe de eleştiriler getirmektedir. Fakat filmin hikâyeyi en güçlü biçimde destekleyen yönü kanımca müzikleridir. Alain Goraguer’in muhteşem saykodelik eserlerini mutlak surette dinlemenizi tavsiye ederim.
İnsan ırkının farklı bir gezegende, bambaşka koşullar altında, bunca asırdır kendinden çok daha küçük, zararsız ve güçsüz canlılara ya da bizzat kendi ırkına yaşattıklarına maruz bırakıldığı bir dünyanın kurgusunu keyifle (belki içten içe tuhaf bir rahatsızlık duyarak) seyredeceğinizi tahmin ediyorum. Fantastic Planet, vakit kaybetmeden görmeniz gereken eşsiz bir klasik.
İyi seyirler.