İzleyeceğim izleyeceğim dediğim filmi, nihayet izledim. Captain Harlock’un 2013 yılında sinemalarda gösterime giren (tabi ki ülkemizde göremedik) filminden bahsediyorum. Yakışıklı mı yakışıklı kaptanımız ve tayfası hakkında yazacaklarım var.

İnsanoğlu öyle bir kıvama gelmeyi başarır ki; dünya denen bu ufacık gezegen yetmemeye başlar. Haliyle teknolojinin de ilerlediği bir zaman diliminde olduğumuzdan, demişler bir uzaya açılalım. İyi, açılalım. Bilinen evrenin yaşama müsait olan gezegenlerinde insanlık varlığını sürdürmeye devam eder. Fakat öyle bir zaman gelir ki; insanlar gelişim göstermek yerine tam tersi, yok olmanın eşiğine doğru yol almaya başlar. Öyle ki 500 milyarlık insan nüfusu, bu duruma karşılık çareyi geldiğimiz yere geri dönerek bulalım diye düşünmüşler. Bunun üzerine “Eve Dönüş” adındaki aksiyona girişirler.Buna karşılık, dünya yukarıda da bahsettiğimiz miktardaki insanın yaşaması için yeterli enerji ve kaynaktan yoksundur.

Hal böyle olunca, doğası gereği anlaşamayan insanlık, “Eve Dönüş Savaşı” denilen şeyi başlattı. Uzun süre birbirlerini katletmeye devam ettiler. Ta ki Gaia Donanması adındaki yeni bir kuvvet, bu saçmalığa son verene kadar. Donanmanın kararı ile dünya ayak basılamayacak kadar kutsal bir mekan, bir mabet olarak simgeselleştirildi. Diğer gezegenlerde yaşamaya çalışan insanlık, çaresiz kararı uygulamaya devam eder. Savaşın sona ermesinden ve ateşkesten sonra, yaklaşık 100 sene geçer ve birisi direnmeye devam eder. Donanmanın arananlar listesindeki bir numaralı adam; Captain Harlock!

Kendi yarattığı karanlık içerisinde uzayın derinliklerinde yol alan Arcadia adlı (bu gemi hakkında yazacak çok şey var ya, neyse) geminin ve gidecek daha iyi bir yolu olmayan tayfanın kaptanı, Captain Harlock.

Tayfada boşluk için eleman arayışları sırasında, gezegenin birinde kısa süreliğine duraladıkları sahne ile başlıyor filmimiz. Özgürlük için tayfaya katılmayı isteyen Yama adındaki genç, ismini herkesin duyduğu ama çok azının gördüğü Harlock’un tayfasında yer almayı başarır. Yeni hayatına donanma gemilerine baskınlar yaparak, evrenin daha önce hiç gitmediği noktalarına seyahatler ederek devam eder Yama. Bu zaman boyunca Arcadia ve Harlock hakkında bilgiler edinmeye çalışır.

Hayatını alt üst eden bir kazanın kefareti olarak çıktığı tehlikeli yolculuk sırasında, gerçekleri birinci ağızdan öğrenmesi ile görevi insanlığın umudu arasında seçim yapmasını gerektiren bir noktaya gelir. Her şeye rağmen yaşam için, insanlık için bir umudun var olduğunu bilmek doğru kararların verilmesine ön ayak olacaktır. Zaten Eve Dönüş Savaşları’nın sebebi de, insanlığın hayatına devem edebilmesi için sarıldıkları küçücük umut değil miydi?

Daha önceden, yani önceden derken yıllar önce farklı yapımlarla karşımıza çıktı Captain Harlock. Sanırım en çok bu yapımı sevdim. Evvela kaptanın seslendirmesi (Japonca dil tabi ki) çok başarılı olmuş ki; Shun Oguri (Rainbow adlı animedeki Mario Minakami) kesinlikle doğru seçim. Karakter tasarımlarına da diyecek söz yok ama Yattaran daha iyi olabilirmiş sanki.

Ve Arcadia! O nasıl bir gemi! Nasıl bir ihtişam! Kendi sebep olduğu karanlığın içerisinden kıpkırmızı gözlerle çıkışı hala hatırımda. Bununla beraber Harlock ile aralarındaki iletişim çok hoşuma gitti. İyi bir animasyon, izlemek isteyenlerimiz vardır. O vakit hadi ben bırakayım da, sizde Space Pirate Captain Harlock izleyin.