Kara Bahtlı, Kem Talihli: Afro Samurai

Uzak doğu kültürüne bir sempatim olduğu konusunda kendimle hemfikirim. Özellikle Japonların yerini kendimce ayrı tutarım. Bunda özellikle (aslında büyük pay sahibi olabilir.) samuray sınıfının büyüsü etken madde.

Belinde katanası, omuzlarında onurunun olanca ağırlığıyla yaşayan abilerle ilgili  metalara, manga ve animelere özellikle zaman ayırmaya çalışırım. Bu tumturaklı girişten de anlaşılacağı üzere; bu yazının odak noktası yine bir samuray hikayesi. Fakat bu sefer ki biraz farklı. Zira samurayımız Afro amerikan kökenli. Ağzında cigarasıyla; Afro Samurai!

afro1

Zamanın birinde, savaşçılara büyük saygı duyulup daha da çok korkulduğu -sıradan- bir ülkede, diğer süprüntülere nazaran çok daha göz önünde olan iki adet savaşçı yer almaktadır. Bunlar bir ve iki numaralı kafa bantlarının, “haklı” taşıyıcıları. Haklılar çünkü bu mertebeye erişebilmek için, hayatlarını sayısız kez kılıcın ucuna servis etmeleri gerekmekmiştir.

Afromuz daha küçücük bir çocukken; bir ve iki numaranın karşılaşmasına şahitlik eder.  Aç parantez (tamam) bir ve iki numara arasında şöyle bir fark vardır; bir numaralı kafa bandı taşımak, tanrı olmakla eşdeğer olmanın yanı sıra, sadece iki numara doğrudan bir numaraya meydan okuyabilir kapa parantez. Ne dedik, şahitlik eder. Bir numara olan babası “Fazla uzun sürmez” diyerek, çocuğunun elini bırakır ve hasmıyla olan karşılaşması başlar. Dediği gibi olur ve mücadele kısa sürede sonuçlanır. Babasının gövdesini, kendi rızası dışında terk eden başı gören Afro; o günden sonra sadece tek bir amaç için yaşamını sürdürmeye karar verir…

Evet, tahmin edileceği gibi; intikam!

Hayatının daha en başında denilebilecek yaşlarda, karşılaştığı vahşet sayesinde hiç de normal bir çocuk olarak yaşa(ya)mayan Afro’yu, görmüş geçirmiş bir kılıç ustası yetiştirir. Bir şeyleri değiştirebileceğini düşünerek, kendi çocuklarıyla beraber yetişmesini sağlar ama ne fayda. Amacından saptıramaz. Bunca şey yetmezmiş gibi, diğer herkes gibi ama çok daha örgütlü bir şekilde kafa bantlarının peşinde olan bir tarikat da, işleri gittikçe zorlaştırmayı başarır.

Bolca aksiyona sahip olan animemizin, bir de Samuel L. Jackson tarafından dublajlı sinema filmi de var ki; o da Afro Samurai: Resurrection oluyor.

Afro Samurai: Resurrection

afro2

Her şey olup bittikten sonra Afro’muz inzivaya çekilir. Kapandığı tapınakta kendince ahşap biblolar yaparak, sessizce hayatını sürdürmeye karar verir. Ne var ki; lanet peşini bırakmaz. Geçmişte yaşadığı “güzel” günlerdeki tanıdıkların, kendilerini ziyarete gelmesiyle yaşamı yeniden hareket kazanır. Gerçi işin içinde ölmüş babası olmasa iyiydi ama yapacak birşey yok. Sahneye yeniden çıkmak gerekmektedir ve Afro kılıcını eski günlerdeki gibi kullanmaya hazırdır.

Topu topu beş bölümden oluşan bir anime Afro Samurai. Aksiyonu, şiddeti bolca içerisinde barındıran serinin, yukarıda bahsettiğimiz filminin yanı sıra iki bölümden oluşan mangası ve bir adet Playstation 3 oyunu bulunmakta. Tüm zamanların en az konuşan karakterlerinden birisi olduğunu düşündüğüm Afro’yu bir ara izleyin derim. Ne de olsa beş bölüm.

Yorumlar