Bir oyun uyarlaması olan Prince of Stride: Alternative, “stride” yani kabaca Türkçe çevirisi ile uzun adımlarla yürüme/koşma olarak çevrilen sporu konu alan bir anime. Bu koşu sporu beş koşucu ve “relationer” yani bir nevi koordinatör olan altıncı kişi ile koşu parkurları yerine şehirlerin belirli sokaklarında, kimi zaman engellerle kimi zaman alternatif rotalarla gerçekleştirilen ekstrem bir koşu sporudur.

Hikayemiz klasik yeni okul – üye sayısı az kulüp ve üye sayısı tamamlanarak eski günlere dönme üzerine kurulu. Genç bir kız olan Nana Sakurai, internette izlediği Hounan Akademisi Stride (bundan sonra koşu diye bahsedeceğim) Kulübü’ne ait videodan çok etkilenir ve liseyi o okulda okumaya karar verir. Doğal olarak koşu kulübüne katılmak ister lakin kulübün iki as üyesi ayrılmış ve kulüp üç kişi kalmıştır. Durum böyle olunca kulüp olmaktan bile çıkmıştır. Takeru Fujiwara da koşu konusunu ciddiye alan yetenekli bir çocuktur ve Hounan Akademisi’ne yeni kayıt olmuştur. Tahmin edileceği üzere onun da amacı koşu kulübüne katılmaktır. Nana koordinatör görevini üstlenir ve Takeru da yeni üye olur. Geriye kalan bir kişi içinse en uygun aday Yagami Riku’dur lakin kendisi özel sebeplerden dolayı koşu kulübüne katılmaya gönüllü değildir. Takeru ve Nana’nın yardımı ile Yagami’yi kulübe katılması için tüm koşu kulübü seferber olur. Hedef ise Japonya çapında tüm okulların katıldığı “End of Summer” yani Yaz Sonu Turnuvası’dır.

Hikaye ve olaylar klişe, spor farklı… Animeyi kısaca bu şekilde özetleyebilmemiz mümkün. Daha önceleri birçok animede gördüğümüz olaylar Prince of Stride’da da mevcut olduğu için konunun nasıl gelişeceğini, nelerin yaşanacağını az çok tahmin edebilirsiniz. Dolayısıyla konunun nasıl işlendiği daha bir önem arz ediyor ve diyebilirim ki hiç de fena değil. Evet, aynı konu ve birbirine benzer karakterler ama sporun farklı oluşu (en azından basketbol, futbol vb. değil) ve koşuların heyecanlı geçmesi (hem yarış olarak hem de görsellik bakımından) animeyi izlenebilir kılıyor. Daha ilk bölümde gerçekleştirilen ikiye iki deneme koşusunda karakterlerin amansız parkurvari koşusunu izlerken etkilendim diyebilirim. Kısacası yemek aynı olsa da lezzet farklı ve liselilerin çılgın koşularını izlemek zevkli. Elbette biraz da abartı söz konusu ki o kadar da olur. Sonuçta hangi spor animesinde abartı yok ki? Örnek bkz: Kuroko no Basuke

Animenin çizimleri etkileyici. Özellikle pastel renklerin kullanıldığı arka plan çizimlerini benim hoşuma gitti. Karakterler diğer klasik animelerdeki karakterlerden biraz farklı ama genel itibariyle garip saçları ve saç renkleri ile spor animelerine has karakterler. Elbette yapılı ve güzel erkeklerle kız izleyici kitlesi de hedef alınmış. Zaten günümüzde artık birçok spor animesi sadece erkeklere değil, görsel olarak kızlara da “fan servisliği” yapıyor. Buna en güzel örnek ise Free! adlı anime. Müzikler ise doğal olarak hareketli. Açılış ve kapanış parçaları fazla hoşuma gitmedi ama tür olarak animeye yakışıyorlar.

Prince of Stride: Alternative oyun çıkışlı bir anime olsa da yapımın asıl kaynağı 2012’den bu yana devam eden altı ciltlik romanları. Daha sonra romanlar baz alınarak 2015 yılında Playstation Vita için “otome” türündeki oyunu çıkarılıyor. Otome dediğimiz şey, Japonca’da daha çok kızları hedef alan oyunlar. Ana karakter bir kızdır ve genellikle romantizm de bu oyunlarda bulunur. Ardından beklenileceği üzere bir manga ve en sonunda da anime serisi ekranlara sürülüyor. Animenin başında Monster ve Nana gibi başarılı yapımlarda da görev almış Atzuko Ishizuka var. Madhouse anime stüdyosundan bahsetmeme gerek var mı bilmiyorum. 1972 yılından beri faaliyette olan stüdyo, sayamayacağım kadar çok başarılı animenin arkasındaki isim.

Prince of Stride: Alternative bilindik hikayesi ve farklı spor teması ile keyifli dakikalar geçirten bir anime. Hikayeden fazla bir şey beklemeyin çünkü daha önce izlediniz. Lakin işlenişi başarılı ve bölümler peş peşe rahatça izlenebiliyor. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın.