LEGO Batman Movie: DC Evreni Hiç Bu Kadar Eğlenceli Olmamıştı
DC dünyasına hem animasyon hem de LEGO girince nasıl yaratıcı bir yapım çıkar? Bu sorumuzu cevaplayan LEGO Batman ile bu haftanın incelemesine başlıyorum. Belki de işin içerisinde Zack Synder olmadığı için de başarılı olmuş olabilir, ama neyse bir şey demiyorum! Öncelikle, bu film için parodi demeye dilim bir türlü varmıyor, spin-off desek daha doğru olur sanki. Çünkü gerçekten Batman dünyasını perdeye dökmeye çalışan çoğu yapımcı ve senaristten çok daha iyi bir iş çıkarılmış. Yani diğer animasyon ve parodi yapımlardan daha farklı bir atmosferi vardı diyebilirim, ciddi bir yapım var ortada. Rotten Tomatoes‘da bile %91 geri bildirim alarak en iyi Batman filmleri arasında ikinci sıraya yerleşen bir yapımdan bahsediyorum. Bu demek oluyor ki, sevmemeniz için bir neden yok. Şimdi, bir Batman hayranı olarak filmimizi ballandıra ballandıra övmeye başlıyorum.
Nananana Batman!
Filmin daha ilk başında DC logosu göründüğünde arkadan Batman’in o karanlık sesini duyuyoruz: “DC, the house that Batman built”. Evet bu bir gerçek, DC dediğimiz zaman aklımıza ilk önce Batman geliyor. Çünkü o, sadece çizgi romanlarda gördüğümüz bir süper kahraman değil, zaman geçtikçe köklü bir kültüre de dönüştü. Ana hikaye olarak Batman ve Joker’in ilişkisi hakkında olan filmimizde cevap aradığımız sorulardan biri de şu: “Batman suçlulara ilham mı veriyor?” Aslında Batman karakterinin hayat bulmasının arkasındaki faktör zaten suçun ta kendisi. Fakat Batman’den sonra da Gotham şehrinde suç düzeninin azalması üzerine hiçbir şey göremiyoruz. Aksine sanki Batman geldikten sonra şehirdeki suçlular ve suç oranı daha çok artıyor. Parodi kısmı da burada başlıyor zaten.
İlişki Durumu: Joker
Joker’in Batman’e “Benimle kafayı bozdun, takıntılısın” demesi ile aklımızda bir diğer soru işareti daha oluşuyor, “Joker olmasa Batman bir hiç mi?”. Batman burada alaycı ve narsist bir tavır takınıyor ve “Benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun Joker, benim için sen de herkes gibisin.” diyerek bilinçaltımıza bir Türk filmi sahnesi sokuyor. Sonrasında da “yine” şehri kurtarıyor, kimsesiz çocuklara Batman ürünleri ve iPhone dağıtıyor, sonra “Iron Man sucks” parolası ile Wayne Malikanesi ve BatCave’e giriş yapıyor. İşte orada bu vurdumduymaz tavırlarının arkasında saklanan gerçek karakterini görmeye başlıyoruz: Yalnız bir Batman. Aile fotoğrafına bakıp “Merhaba anne ve baba, bugün de şehri kurtardım, burada olsaydınız benimle gurur duyardınız.” dediği an gözlerimiz doldu, “Benim duygularım yok Alfred, ben sadece öfkeyi hissederim.” dediğinde ise duygularını saklayan o kırılgan karakterini gördük. İşte bir bu sahnede bir de Superman’in evinde kutlanılan Justice League’ın 75. yıl partisine çağrılmadığında çok üzüldüm!
Tüm Kötüler Tek Filmde Toplanırsa
Filmimizdeki kötülere gelince; LEGO filmi olması burada da artılarını göstermeye başlıyor. LEGO lisansladığı tüm evrenleri kullanarak çok daha büyük bir evren yaratmış ve biz geeklere mükemmel bir görsel şölen hazırlamış. Filmimizde Harley Quinn, Scarecrow, Two-Face, Catwoman, Poison Ivy gibi sayısız kötü karakter var. Hatta villain konusunda işin önünü alamayıp Harry Potter’dan Voldemort, Matrix’ten Ajan Smith ve Yüzüklerin Efendisi’nden Sauron’un gözünü bile kadroya eklemişler. Hatta Adam West’in 60’lardaki Batman dizisinden o kullanışsız ve saçma diye bilinen Batman Shark Repellent bile kullanıldı filmde, parodi gibi parodi yapmışlar yani daha ne diyeyim!
Batman Works Alone Tatlım!
İlerleyen sahnelerde Batgirl olan Barbara Gordon ve Robin olan minnoş bir kimsesiz çocuğumuz da var kadromuzda. Alfred ile birlikte Batman’in meşhur “Batman yalnız çalışır” mottosunu altüst etmeye çalışıyorlar. “Hayır Batman, senin tek korkun ailenin bir parçası olmak.” diye tokat gibi bir cevap veriyor Batgirl, haklı da yani şimdi. Phantom Zone dediğimiz hapishaneye gittiği zaman bir tokat da oradan geliyor Batman’imize: “İnsanları kendinden uzaklaştırarak koruyamazsın.”. Joker’e “Sen benim en büyük düşmanım değilsin.” diyerek onun kalbini kıran Batman’e filmin sonuna doğru en büyük tokat ise asıl Joker’den geliyor: “En büyük düşmanın ben değilim evet, sensin!“. En sonunda bu durumu kabullenen ve Joker dahil herkesten onların kalbini kırdığı için özür dileyen Batman, Gotham şehrini LEGO’nun parçaları birleştirerek daha büyük bir bütün oluşturma mantığı ile herkesle birleşerek kurtarıyor ve harika bir mesajla final yaparak mutlu bir aile tablosu çiziyor.
Uzun lafın kısası; LEGO Batman ile ilgili, kara şövalyemiz hakkında ağır temaları işlerken bile güldürebilen farklı ve orijinal bir yapım olmuş diyebiliriz. Kaç yaşında olursanız olun geek olmak bir kültürdür, çizgi roman sevmek bir hobidir. Animasyon ve LEGO olduğuna bakmayın, gidin izleyin, izlettirin.