Animenin tarzına uygun olarak yine Sword Art Online animesinden bahsederek giriş yapacağım. Malum, bir MMORPG animesi mevzu bahis olduğunda artık hepimizin aklına ilk o geliyor. Sword Art Online’dan sonra inanılmaz bir patlama yaşayan “Online oyunu içerisinde geçen” animeler bir hayli popüler. Log Horizon, Grimgar, Re: Zero gibi önce çıkan animelerin yanında türü deneyip başarısız olan birçok anime de oldu. Peki, ya Overlord için durum nasıl? Bunun cevabı da yazımızda.

“Yggdrasil’e Hoşgeldiniz”

Öncelikle Overlord’un geçtiği online evren bir MMORPG değil DMMORPG imiş. Başındaki D, “Dive” (denize dalmak) anlamına geliyor. Burada kullanılan anlamı ise online oyuna dalmak. Online oyunumuzun, daha doğrusu evrenimizin adı ise Yggdrasil. 2126 yılında serverları açılan yapım bir hayli popüler olmuştur. Lakin her güzel şeyin bir sonu vardır derler ya, 12 yıl sonra Yggdrasil’in serverlarının kapatılma kararı alınmıştır. Durum böyle olunca sonlara doğru oyunda tek tük oyuncular kalır.

Bunlardan bir tanesi de Ainz Ooal Gown Loncası’nın lideri Karanlık Büyücü Momonga’dır. Son saniyelerini oyunda geçirmek isteyen Momonga’yı bir sürpriz beklemektedir. Gece yarısı olduğunda, yani serverlar kapanması gerektiğinde kapanmaz. NPC denilen oyun karakterlerin ağzı oynamaya ve sanki duyguları varmış gibi davranmaya başlarlar. Oyundan çıkılamaz ve oyun ile ilgili komutlara (dışarıya mesaj yollama gibi) erişilemez. Çok geçmeden Momonga, Yggdrasil’in adeta canlanmış olduğu kanısına varır ve bunun sebebini sadık hizmetkarları ile beraber araştırmaya koyulur.

Overlord, online oyun içerisinde sıkışıp kalan ve kurtulmaya çalışan bir gencin, klişe fakat oldukça iyi işlenmiş hikayesini konu alıyor. Açık konuşmak gerekirse bu temayı defalarca gördük ve klişenin de klişesi olmuş bir konumda. Peki, bu durumda Overlord farklılık yaratabilir mi? Evet, bana göre öyle muhteşem bir anime serisi olmasa da animenin içeriği bakımından övgüleri hak ettiğini söyleyebilirim. Ana senaryo tanıdık lakin işlenişi ve karakterler Overlord’un eğlenceli bir seri olmasını sağlamış. Momonga’nın başına gelenler, diğer garip karakterlerle olan ilişkisi falan derken anime serisine ansızın kendinizi kaptırabilirsiniz.

Momonga demişken; kendisi animenin ana karakteri olabilir fakat animeye pek katkısı yok. Öncelikle kendisinin itici bir karakter olduğunu düşünüyorum çünkü hal ve tavırları, konuşmaları çok zorlama. Uzun monologları mı dersiniz, yetersiz kişiliği mi dersiniz artık. Diğer karakterlerin her birinin öne çıkan bir özelliği varken Momonga için “işte ayırt edici özelliği bu” diyebileceğimiz bir vasfı yok. Öte yandan diğer karakterler ve dövüşleri, süregelen merak unsuru animenin artılarını oluşturuyor. Ve elbette fan servisliği… Daha ilk bölümde Momonga “test” etmek için hizmetkarı Albedo’nun göğüslerini uzun uzun ellemesi olmadan olmazdı sanki.

Arkasındaki İsimler Sağlam

Overlord’un çizimleri genel olarak kaliteli. Yine Momonga ve bazı eciş bücüş düşmanlar dışında karakter modellemeleri de başarılı. Gerçi Momonga da görüntü olarak detaylı lakin İskeletor misali ortada sopa yutmuş gibi gezmesi, konuşmalarda ağzının oynamaması tuhaf kaçmış. Kullanılan CGI tekniği ise çoğu zaman sırıtıyor ve arka plan ile olan uyumluluğu bozuyor. Bu detaylar dışında karakter modellemeleri ve arka plan çizimleri güzel. Tabi bolca fan servisliğinden yeniden bahsetmiyorum.

Animenin yönetmen koltuğunda Naoyuki Ito oturuyor. Deneyimli yönetmen daha önceden Air Master, Casshern Sins, Chihayafuru, Dr. Slump, Kanon gibi birçok önemli animede görev almış. Yapımcı stüdyo Madhouse’dan sanırsam bahsetmeye gerek yok. Anime dünyasının en iyi örneklerini sayarsak birçoğunun altında Madhouse’un imzasını görebiliriz. Shuji Katayama’nın bestelediği müzikler seriye yakışan türden. Önce çıkan besteler değiller ama türün bütünlüğüne de aykırı değil. “Clattonia” adındaki açılış ve “L.L.L.” adındaki parçalar da hareketli ve hoş parçalar.

Overlord, manga kökenli olmaktan ziyade light novel denilen romanlardan uyarlanma bir anime. Kugane Murayama’nın kaleme aldığı eser önce mangaya, akabinde de animeye uyarlanıyor. Hem romanı hem mangası hem de anime serisi devam ediyor Overlord’un. İlk sezonu konu alan “The Undead King” ve “The Dark Warrior” adında iki filmi dışında 2017 yılı içinde bir devam sezonu gelecek. Zaten ilk sezonun sonundan devamının geleceği belli oluyor. İlk paragrafımda Overlord için nasıl sorusunu sormuştum. İkinci sezonu bekleyenler arasında ben de varım. Evet, beklentim büyük değil ve online temasından da bıkma noktasındayım. Lakin Overlord’un kendine has bir çekiciliğinin olduğunu da inkar edemem.