Merhaba arkadaşlar, bu yazımda anime / manga kült yapımlarından, yılları deviren ve zirveden hiç düşmeyen One Piece yapımını tanıtacağım. Dile kolay, dokuz yıldır hem anime hem manga olarak güncel takip ettiğim bu serinin yeri bende çok ayrıdır. Anime çıkacağı gün abur cuburlarımı, Manga çıkacağı gün muhabbet edeceğim kişileri seremonik bir şekilde hazır tutarım. Haftamın en güzel keyiflerinden biridir, One Piece.

1997 yılında Eiichiro Oda tarafından yaratılan ve haftalık Jump dergisinde yayınlanan manga serisi, 1999 yılında Toei Animation firması ile Anime serüvenine başladı. Bizde ise Animesi bir dönem televizyonlarda yayınlanan serinin mangası Gerekli Şeyler yayıncılık katkılarıyla yıllardır raflarımızı süslüyor.

Eiichiro hakkında söylenebilecek çok şey var, fakat anime yönlü bir yazı olduğu için kendisinden az biraz bahsedeceğim. Eiichiro; Akira Toriyama (Dragon Ball Mangaka) etkisindeki çizerlerden biri oldu. Ama zamanla kendi özgün çizim tarzını oturttu. One Piece öncesi, yine popüler mangalardan Rurouni Kenshin serisinde çalıştı. Bana göre Eiichiro; tıpkı Alan Moore, Neil Gaiman gibi dönemin büyük beyinlerinden bir tanesidir. Tıpkı George Lucas gibi büyük bir yapıyı modellemiştir. Muhtemel 1000 sayı mangayı geçecek olan bir kurguya meydan okumuş, aldığı geri dönüşlere bakacak olursak yarattığı kurguyu başarılı bir şekilde organize etmiştir. Tanıyalım biraz One Piece neden bu kadar seviliyor:

Hikâye bir parodi ile başlıyor. Gol D Roger nam-ı değer korsanlar kralı; güç, şöhret, zenginlik dünyadaki her şeyi elde eden adam olarak biliniyor. Bugünden 22 yıl önce Roger idam edilirken son sözleriyle yine ortalığı karıştırıyor kendisine yöneltilen “Büyük hazinen One Piece’i ne yaptın??” sorusuna “Hazinemi mi istiyorsunuz? Almanıza izin vereceğim, arayın!! Hepsini o yerde bıraktım” diye cevap veriyor ve idam ediliyor. Bu cevabın üzerine bütün maceracıların Grand Line denizine akın ettiği bir hayalperestler çağı başlıyor. Korsan çağı dememeyi özellikle tercih ettim. Bence bu kelime seriyi yeterince tanımlamıyor.

East Blue, West Blue, North Blue, South Blue. Dört bir yanı denizler ile kaplı olan bir dünyada Grand Line adında tüm denizlerden öte bir deniz vardır. Mistik yapıda, gizemler ile bilinmeyenler ile dolu hikâyeler, efsaneler doğurmuş bir denizdir. Roger’ın son sözleri ile dünyanın odak noktası, tüm cesur maceracıların buluşma noktası, korsan mezarlığı olmuştur.

Ana karakterimiz Monkey D Luffy; çocukluğunun ilk kısmını East Blueda bir kasabada geçirmiştir. Ona rol modeli olan kızıl saçlı korsan Shanks; Luffynin karakter gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Shanks ona dostluk ile ilgili harika dersler vermiştir hatta onun için bir kolunu feda etmiştir. Luffy ise; Shanks’a korsanlar kralı olacağına dair söz verir. Shanks kasabadan ayrılırken değerli hasır şapkasını Luffye teslim eder. Luffy büyük bir korsan olduğunda şapkayı geri teslim edecektir. Aralarında böyle bir söz gelişir. Shanks’tan miras kalan sadece şapka değildir. Luffy, sinirli bir anında Shanksın kendi macerasında bulduğu mistik “gomu gomu-lastik” meyvesini kaza ile mideye indirir. Vücudunda değişimler meydana gelir fakat bu değişimleri güce çevirebilmesi için vücudunu eğitmesi gerekmektedir.