Onlara Trajik Bize Komik: Toradora!

Merhaba romantik anime severler. Bu haftaki konuğumuz Toradora! adlı, hormonları tarafından kontrol edilen, liseli, ergen gençlerin uzun sayılmayacak maceralarını konu alan güzel bir anime. Giriş kısmını uzatmadan geçelim yazımıza, keyifli okumalar.

İlk Dikkat Çeken Kısım: Saç Renkleri

Ryuji, liseye gitmekte olan mavi saçlı bir gençtir. Notlarının normalin üstünde olmasının dışında onu, diğer çocuklardan ayıran bir özelliği vardır: Katil gözler! Kendisine babasının sevimsiz bir mirası olan bu tehlikeli ve delici bakışlar, aslında Ryuji’ye hiç uymamaktadır. Ryuji’nin kocaman bir kalbi ve aşık olan bir ruhu vardır. Ancak yaşın da verdiği çekingenlikle (ah lise yılları) sevdiği kıza bir türlü açılamamaktadır. Şans eseri benzeri bir durumda olan Aiga ile tanışır. (Kızın çok tatlı bal rengi saçları var, Allah herkese böyle sevgili nasip etsin, fazla varsa bende alırım bir tane) Ancak Aiga, aslında bir çok açıdan Ryuji’nin tersi bir karaktere sahiptir; Düşündüğünü hemen söyleyen, biraz belalı ve sert. Tanışan ikilimiz kısa sürede güç birliği yaparlar ve böylece maceralarımız başlar.

Zorunlu Müttefiklik ve Acımasız Lise Hayatı

“Yine mi açılamadın Ryuji? Bu kaçıncı oldu ezik köpek!”

Yönetmenliğini Nagai Tatsuyuki’nin yaptığı Toradora!’da Ryuji ve Aiga’yı yakından izlemekteyiz. Ryuji, Aiga’nın hoşlandığı çocukla bağ kurup taktik verirken, Aiga’da benzeri şekilde Ryuji’nin aşkı olan kızı nasıl elde edebileceğni gösteriyor. İlk tanışmalarından itibaren ikili arasında tatlı bir didişme yaşanırken, birbirlerine ölümüne yardım etmeye çalışıyorlar. Burada kullandığım “ölümüne” kelimesi aslında abartı değil, gerçekten birbirleri için o kadar önemliler ki bazen, hatta çoğu zaman gözleri başka bir şeyi görmüyor. Serüven içinde hem kız erkek ilişkilerine tatlı-romantik bakışlar fırlatıyor hem de karakterlerin kendilerini nasıl keşfedip gerçek duygularına ulaşmalarını izliyoruz.

Birbirinden hoşlanan kişiler konuşurlarken kızarmaları, eriyip gitmeleri ya da saçma şeyler söylemeleri gerçekten de izleyicinin içini ısıtıyor. Evet günümüzde dev robotların kapışması, son derece gerçekçi efektlerle hazırlanan aksiyon-bilim kurgu filmleri kesinlikle güzel ve heyecanlı, ancak bazen insanın en basit duygularını ifade edememesi ya da etmeye çalışırken şekilden şekle girdiğini görmek de rahatlatıcı ve eğlendirici olabiliyor. Birbirinden farklı karakterler olduğu için de kendinizden birilerini görmeniz de oldukça mümkün.

Ryuji ve Aiga odaklı olsak da, sınıftaki diğer karakterlerin de özenle hazırlandığını söyleyebilirim. Genelde tüm öğrenciler kimlik arayışındalar. Etraftaki insanların ve ailelerin kendileri hakkında neler düşündükleri, notlar, kariyer planları ve yaz tatilinin kiminle, nerede geçirileceği gibi bir çok sorun gençlerimizi boğuyor. “Bizde bu durumlardan geçtik” dediğim çok zaman oldu, muhtemelen sizin de olacak. (Bir Aiga’mız olmadı o ayrı)

Ejderha ve Kaplan’ın Dövüşü

“Bunu seveceksin arkadaşım, bunu!”

Toradora! Okada Mari tarafından yazılmış olan senaryo da gayet vurucu, gayet başarılı; Öğrencilerimizi okulun içinde ve dışında, çalışma hayatlarında ve aileleriyle olan ilişkilerinde detaylı olarak görebiliyoruz. Yüzlerce bölüm filler gibi (boyun devrilsin Naruto, dattebayou) dertlerimiz yok, biraz daha fazla bölüm yapayım diye ana senaryodan ayrılmak yok. Çocukların aşk hayatını komik bir şekilde anlatan anime sadece 25 bölüm. Netflix’i olan şanslı arkadaşlarımız oradan da izleyebilirler. Ancak o arkadaşlar için uyarayım asla bölümlerin isimlerine bakmayın. Az da olsa bazı bölümlerin ismi oldukça büyük spoiler’lar içerebiliyor. Aslında isimler değil bölümlerin küçük özetleri çok tehlikeli. Bu sebeple “next episode” diyin ve hayatınıza güvenli bir yoldan devam edin.

Spoiler olmasın diye çok fazla bahsedemiyorum ama Taiga’ların gittiği okul, hocalar ve olaylar gayet gerçekçi. Diğer sınıflarla ilişkiler, yarışmalar ve tatiller gibi olması gereken her şeyin ele alındığını söyleyebilirim. Ek olarak anime’de herhangi bir doğaüstü unsur bulunmamakta. Yani al kardeşim sevgilini, ya da potansiyel sevgilini, oturun izleyin. Zaten su gibi akıyor, hatta bazı noktalarda fazla bağlayıcı da denebilir.

Romantizmin Seviyesi: Kıvamında!

İtiraf etmek gerekirse, anime yada film, çok fazla drama-romantizmden haz eden biri değilim. Çoğunlukla “sonunda kız ve erkek birbirlerini sevecekler” diye düşünüp şaşırmayacağıma neredeyse emin olmamdan ötürü zaman kaybı olarak görürüm. Sizde böyle düşünen biriyseniz, size bile rahatça hitap edecek. Henüz yetişkinliğe geçmemiş olan gençlerin saf ve değişken duyguları abartılmadan ve azaltılmadan seyirciye sunuluyor. Merak etmeyin her köşe başında aşk şiirleri okuyan, sevgi mektupları yazan kişiler yok. Hatta bunları bir kenara bırakın millet sevdiğini görünce iki cümle bile kuramıyor. Onlar acı çekerken biz de eğleniyoruz. Acaba sadist miyiz?

Gerçek Aşkın Anlamını Son kez Bulurken

Bırak o kızı! Ha, pardon onu tutan da kızmış. O zaman devam…

Toradora! sadece komedisi ile değil, aynı zamanda insanı aşk ve sevginin anlamını da düşündürtmeye iten, hatta bu uğurda pataklayan bir yapım. Özellikle duygu seline kapıldığımız son bölümlerde (Koltuğun üstüne çıkıp YAPMA İŞTE ŞUNU, YETER YİRMİ BÖLÜM OLDU BE YETER! diye bağırdığım) belki de aşkın hiç düşünmediğimiz, fark etmediğimiz kısımlarını fark ediyoruz. Ben, bir çok kez “gerçekten de doğru” dediğimi bilirim. 2007 Yılındaki Kadokawa Light-Novel ödülünü almış olan yapımı herkese tavsiye ediyorum. Açıkçası aklıma gelen bir eksisi yok. Stressiz, gönül rahatlığıyla ve tat alarak izlenebilecek, uzunluğu da pek güzel ayarlanmış bir anime. Yazıyı bitirdiyseniz, hemen başlayın.

Yeni bir yazıda buluşmak üzere, hepinizin sevdiği kişi ile beraber olmanızı değil, gerçek aşkı bulmanız dileğiyle.

Yorumlar