Porco Rosso – Kızıl Baron da Kimmiş! Bizde Daha İyisi Var!

Gerek karakter gerekse hikaye olarak izlediğim en iyi animelerin Miyazaki ustanın ellerinden çıktığını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Tekrar tekrar izlenebilecek yapımların altında imzası var kendilerinin ve Studio Ghibli’deki mesai arkadaşlarının. Bu yapımlardan biri de Porco Rosso; gördüğüm en karizmatik deniz uçağı pilotu. Zaten başka da görmemiştim şu zamana kadar.

İtalyanca lügatlere göz attığımızda Porco Rosso kelimelerinin karşılığının “kırmızı domuz” olduğunu görüyoruz. Kırmızıyı bolca gördüğümüz animenin Studio Ghibli tarafından 1992 yılında gösterime sunulduğunu ve yönetmenliğinin yanı sıra yazarlığının da Hayao Miyazaki tarafından yapıldığını ve hatta 1989 yılında çizdiği Hikotei Jidai adındaki renkli (sulu boya) manga baz alınarak sinemaya aktarıldığını biliyoruz (bilmesek de öğrendik). Sıra geldi bilmediğimiz kısma; nedir Porco Rosso’nun hikayesi?

porco1

Birinci Cihan Harbi sırasında İtalyan hava kuvvetlerinde görev alan Marco, savaşın son zamanları olarak adlandırılacak bir yaz mevsimi görevi üzerindeyken başına gelen esrarengiz bir hadise sonucu kendisini domuza dönüşmüş olarak bulur. İçinde bulunduğu durum ve savaşın sona ermesi ile birlikte ordudan ayrılmaya karar veren pilotumuz zamanla içinde bulunduğu duruma uyum sağlar. Kendisine Porco Rosso diye hitap edilmesinde büyük pay sahibi kırmızı deniz uçağı ile tek tabanca hayatına devam eder. Geçmişe sünger çekerek ödül avcısı olarak geçimini sağlar ve sık sık en iyi arkadaşı Gina’nın yerine (ada resmen) bir iki tek atar. Monotonluk sınırlarında geçen hayatının altüst olması ise fazla uzu sürmez.

Daha önce birçok kez işlerini bozduğu korsanların (tipler çok iyi) safında birden ortaya çıkan, şöhret düşkünü Amerikalı pilot Curtis her şeyi berbat eder. İsim yapabilmek uğruna  -hazırlıksız olduğu bir anda- Marco’nun uçağını düşürür. Uğradığı saldırının rövanşını alabilmek için uçağını tamir ettirmeye çalışırken çok geçmeden başı faşist ajanlarla derde girer. Aranan bir isim olması hem tamirat sırasından hem de sonrasında başının iyice sıkışmasına sebep olur.

miyazakiReyiz

Hayao Miyazaki

Hikaye olarak yarım yamalak anlatabildiğim/anlatabileceğim bir anime Porco Rosso. Zira gerek geçtiği dönem gerek karakterleri ile Miyazaki sinemasının neden bu kadar iyi olduğunun güzel bir örneği. Bölge olarak savaşın yoğun olarak cereyan ettiği Akdeniz (ekseriyetle Adriyatik civarları) tercih edilmiş. Avusturya-Macaristan devletine karşı savaşmış gerçek bir pilot ile ilgili olması ise hikayeyi bir adım -benim için- daha öne taşıyor. Savaş sonrası dönemi arka planda gayet başarılı aktarmayı başaran yapım karakterleri ile de göz dolduruyor. En başta Marco karakteri, tam olmuş. Seslendirmesini Shuichiro Moriyama’nın -oyunculuğunun yanı sıra birçok video oyununa sesiyle katkıda bulunmuş bir isim- başarılı seslendirmesi pilotumuzu bir derece daha karizmatik kılıyor. Aşık olunası Gina karakteri ise başlı başına bir başarı resmen (hele ilk dakikalarda söylediği bir şarkı var ki beni benden aldı).

Savaş karşıtı kimliği ile tanıdığımız, takdir ettiğimiz Hayao Miyazaki’den keyifle izlenen, savaşın ertesinde yaşananlara dair oldukça başarılı, fantastik bir yapım Porco Rosso. Gerek karakterleri gerek hikayesi gerekse müzikleri ile tadına doyum olmayan bir yapım. İzlemeyen izlesin, izleyende tekrar izlemek için fırsat kollasın.

Yorumlar