Rurouni Kenshin – Tarihi Altyapısı Sağlam Bir Manga
Fırsat buldukça; bir şeyler okumak, izlemek, yazmak insana içinde bulunduğu ortamdan sıyrılmasını, içindeki sıkıntılara mola vermesini sağlayan güzel şeylerdir. Bu okuma seansları içinde manga okumanın yeri benim için ayrıdır. Otobüste, metroda ve diğer toplu taşıma araçlarında, manga okuyan bir birey olarak, okumaktan en çok keyif aldığım seriyi buraya taşıma fikri cazip geldi. O zaman konuya giriş yapıyorum ve yaptım. Rurouni Kenshin diyor ve devam ediyorum.
1994 yılında Nobuhiro Watsuki abi tarafından yayınlanmaya başlayan seri, 1999 yılına kadar toplam 28 cilt olarak yayınlandı. Tarihi ve altyapısı oldukça sağlam olan serinin ana karakteri, Meiji Devrimi döneminde hükumet adına yüzlerce insanı öldürmüş, Hiten Mitsurugi Ryu adındaki antik kılıç tekniğini kullanabilen döneminin en güçlü kılıç ustası. Devrim gerçekleştikten sonra, bu öldürme işine son veren, hayatının geri kalanını kimseyi öldürmeden masum insanları korumaya adayan Himura Kenshin. Nam-ı değer Hitokiri Battosai.
Her zaman yüzünde şapşalca bir gülümseme ve “X” şeklinde bir yara olan adamımız, geçmişindeki adam öldürme işinden elini eteğini çekip rurouni (gezgin) olarak hayatına devam etme kararı alır. Böyle yaşamaya devam ederken, günün birinde Tokyo’da Kamiya Kaoru adında genç ve güzel bir kılıç eğitmeni ile tanışması ile seriye başlangıç yapıyoruz.
Eğitmen kızcağızımız, aile yadigarı dojosunun itibarını lekeleyen ve Battosai adında olduğunu söyleyen bir katili aramaktadır. Bu arayışlarının devam ettiği günlerden bir gün, Kenshin ile karşılaşır. Bir an “Bu mu lan acaba?” der ama hem yüzündeki o aptal ifade, hem de belindeki sakabatou (ters kılıç, keskin tarafı iç yüzeyinde olan kılıç, gösteri kılıcı da denebilir) nedeniyle, onun olamayacağına karar kılar. Gelişen olaylar neticesinde Kaoru, sahte Battosai ve adamları tarafından yakalanır. Haydutlar baba yadigarı dojosunu, kendilerine devretmesini sağlamak üzereyken, bir çok filmde ve hikayede olduğu gibi kahraman son anda yetişir.
Kenshin sanki çok kolay bir şeymiş gibi (aslında onun için hakikaten kolay); haydutların hepsini saf dışı bırakır ve tabi ki kimseyi öldürmeden bu işi halleder. Onu ve kılıç kullanma tekniğini gören Kaoru, gerçek Battosai’nin o olduğunu anlar. Haydutlar yenilmiştir ve Kenshin olay yerinden uzaklaşmak üzereyken, yine bir çok anime ve mangada olduğu üzere, dominant kadın karakter baş roldeki karaktere zorla laf geçirir ve Kenshin gezgin sıfatını bir kenara bırakarak, dojoda kalmaya karar verir. Hikaye böyle başlar ve gittikçe ilginçleşerek (ne kadar ilginç) devam eder.
Tarihi altyapısı sağlam dedik yazının başında ama cidden çok sağlam. Meiji devrimi ve o dönem ile ilgili önemli bilgileri, okuyucuya ayrıntılı bir şekilde aktaran bir seri. İstemsiz olarak; Japonya’nın o dönemlerine ait bir şeyler öğretiyor size. Hikaye sağlam ve buna her biri akıllarda yer edinecek karakterleri de eklenince (Shishio Makoto diyor ve susuyorum), okumamak ayıp olurdu diye düşünerek, okuduğum serinin zamanında Türk televizyonlarında (Samuray X adıyla) bir süre yayınlanmış olan, toplamda 94 bölümlük animesininde (1996 yılında yayınlanmaya başlayan) olduğunu hatırlatıp, sizi Rurouni Kenshin’in epik hikayesiyle baş başa bırakıyorum. Bende gidip biraz daha okuyayım, canım çekti.