Saiki K. – Süper Güçlü Telepat ve Gündelik Hayatı
The Disastrous Life of Saiki K. ya da orijinal ismiyle Saiki Kusuo no Psi Nan, Netflix’te uzun süreler geçirenlerin mutlaka gözüne çarpmıştır. Pembe saçları, kafasından çıkan iki küçük mekanik boynuzu ve yeşil gözlükleri ile Saiki K. mutlaka göze çarpıyor. Netflix’te bir kaç anime seyrettikten sonra sürekli önermesi neticesinde kısa bir araştırma sonucu iyi yorumlar aldığını görünce başladığım Saiki K., şaşırtıcı şekilde iyi bir mizah anlayışına sahip olduğunu gösterdikten sonra beni kendisine bağlamayı bildi.
Nedir, Ne Değildir?
2012 yılında, Weekly Shonn Jump dergisinde ilk defa yayınlanmaya başladıktan sonra büyük ilgi çeken Saiki K. 2016 yılında TV Tokyo’da anime olarak gösterilmeye başlanır. Sonrasında Netflix’e geçen Saiki K. popülaritesini arttırır. Şu an Netflix’te 146 bölümü olan Saiki K.’nın her bölümü birden çok kısa skeç içeriyor. Bazen bölümler arasında devam edecek olan görece daha uzun hikayeler olsa da genelde Saiki, ailesi ve okul arkadaşlarının gündelik hayatlarından kesitler sunuyor.
Hal vaziyet böyle olunca izlemesi oldukça kolaylaşıyor. Günün herhangi bir saatinde açıp yarım bölüm ya da üst üste sekiz bölüm izleyebiliyorsunuz. Karakterlerle tanışıklığınız arttıkça, izlemesi daha da kolaylaşıyor. Bu haliyle Saiki K. harika bir çerezlik olarak göze batıyor. İzleyiciyi yorduğu, sıktığı ya da tekrara düştüğü zamanların sayısı çok az. Temelde bizlerin alışkın olmadığı Uzak Doğu mizahı olsa da, Saiki ve ailesinin yaşadığı konum büyük bir şehir olduğu için alışmamız ve empati kurmamız kolaylaşıyor.
Karakterler ve Konu
Animeye adını veren Saiki K. çok güçlü bir psişik. Güç skalasının ünlü X-Men Profesör Xavier’den fazla olduğunu söyleyebilirim. X-Men bilenler için muhtemelen prime dönemlerindeki Jean Grey seviyelerinde telepatik, telekinetik ve daha pek çok güce sahip. Zamanda oynamalar yapabiliyor, nesnelerin üzerindeki zamanın etkisini değiştiriyor, büyük mesafelerde ışınlanabiliyor, fiziksel gücünü ve hızını korkunç seviyede arttırabiliyor, insanların zihnini okuyabiliyor, ilüzyonlar oluşturuyor vs. Yapabileceklerinin sınırı yok sayılabilir.
Fakat ne olursa olsun Saiki, iyi yetişmiş ve düzgün bir Japon genci. Tüm bunları yaparken başkalarının haklarına tecavüz etmemek, belirli nezaket ve görgü kurallarından ayrılmama konusunda çok katı. Fakat genel olarak yaşantısından ve çevresindeki insanlardan da memnun değil.
Durum böyle olunca Saiki, bütün o güçlerine rağmen kafasına her eseni yapamıyor. Sıklıkla rahatsız ediliyor, istemediği sosyal ortamlara girmek ve aktivitelere katılmak zorunda kalıyor, okulda göze batmamak için mutlak bir ortalama öğrenci imajı oluşturmaya çalışıyor. Ve bunları yaparken çok eğlenceli durumlara düşüyor. İnsanları genel anlamda sevmemesine rağmen ahlaki edinimlerini koruması da işin esas eğlenceli kısmı.
Serinin tüm odak noktası Saiki’de olmasına rağmen hikaye ondan ibaret değil. Birbirlerine de Saiki’ye de aşırı düşkün ebeveynleri, özellikle babasının saçmalıkları, Saiki ile yarışmayı hobisi haline getiren dahi bilim adamı kardeşi, ailesini korkunç seviyede sevmesine rağmen dışarıya itici bir portre çizmeye çalışan (tabi Saiki’nin zihninden gerçekleri gördüğü) büyükbabası harika karakterler.
Okuldaki arkadaşları ise bambaşka bir olay. Saiki’nin zihnini okuyamadığı ancak Saiki’yi sürekli en iyi arkadaşı olarak gören taş kafalı Nendo, korkunç örgütlerle savaş halinde olduğunu düşünen ve kendini karizmatik sanan ve sürekli gizemli triplere girmeye çalışan Kaido, aşırı müsabaka düşkünü ve tam bir sporcu olan Hairo bunların en önemlileri.
Bunların dışında insanların güzellik ve görgüsüne kendilerini kaptırdıkları Teruhashi de hikayenin en iyi dengeleyicilerinden biri. Kadın erkek demeden herkesi büyüleyen Teruhashi’nin Saiki’ye etki edemedikçe kafayı oraya takması ve Saiki’ye resmen aşık olması harika bir detay. Tüm bu çekiciliği nedeniyle sürekli etrafında ışıltılı bir hare ile çizilmiş olması da dikkate değer.
Hayaletler ile konuşan ve tam bir sapık olan Toritsuka, medyum yetenekleri olan seksi kız Aiura, eski bir çete lideri ve psikopat olan Kobuyasu, Japonya’nın en zengin ailesinin oğlu olan şımarık Saiko gibi sayısız karakter de hikayeye renk katıyor.
Son Söz
Saiki K., popüler kültürde özellikle de bildiğimiz “psişik,medyum,telepat” tanımlamalarına ait pek çok gönderme yapıyor. “Neden şöyle yapmadı ki?” diye düşündüğünüz anda size cevabını veriyor. Bu haliyle bakıldığı zaman bile üzerine çok düşünüldüğünü belli ediyor.
Bir diğer güzel tarafı da bazı tuhaflıkları, o Dünya içindeki gerçeklikler ile absürt ancak çok net bir şekilde açıklıyor oluşu (bu konu hakkındaki Suspension of Disbelief yazımıza da göz atın) En basitinden hemen herkesin saçlarının neden renkli olduğuna dair açıklama bile var. Tabi dış ses diyebileceğimiz bir anlatıcıya ait bazı yazılar arada geçiyor, bunlarda da sıklıkla dördüncü duvar’ın dışına çıkıyor.
Tüm bunları bir araya getirince, Saiki K. izlemesi keyifli, insanı gerçekten güldüren, çok eğlenceli bir seyirlik olarak karşımıza çıkıyor. Anime sevmiyor olsanız bile iyi vakit geçirmek için deneyebilirsiniz. Herkese iyi seyirler.