Bunlar İlginç Gelebilir

• Top Gun demişken… Kou Uraki’nin Tom Cruise, Nina Purpleton’un ise Kelly Mcgillis’e benzerliği ilginç bir benzerlik. Zaten South Burning’in kendi takımı da tümüyle Amerikanize edilmiş karakterlerden oluşuyor, hatta Alpha A. Bate’in David Bowie ile benzerliği dikkat çekici. Yine de bunu da karakterleri tek tip olarak Japon karakterlerden oluşan seriler ile arada bir çizgi çekmek için yapılmış bir seçim olduğunu düşünmek doğru olacaktır.
• Serinin senaryosunun yazım ekibinde 80’lerin en önemli bilimkurgu Anime’leri içinde başta gelen Armored Trooper Votoms’un yaratıcısı Ryousuke Takahashi de bulunmuştur. Haliyle serideki Kelly Layzner karakteri, bu yönetmenin 1985 tarihli Blue Comet SPT Layzner serisine bir göndermedir. Her ne kadar seride yeraldığı kısım pek geniş olmamasına rağmen serideki en ilginç karakterlerden birisi olduğunu söyleyebilirim kendisi için.
• 1 Yıl Savaşı’nı anlatan tüm UC serilerinde olduğu gibi bu seride de “Newtype” (Üstün önsezi ve reflekslere sahip bireyler) karakterler karşımıza çıkmaz. Bu durum gerçekliğe katkı yapan bir diğer faktördür.
• Seri aynı zamanda kronolojik olarak ilk Gundam hırsızlığı operasyonunu ve iki Gundam’ın birbirine karşı dövüştüğü ilk Gundam Anime’sini görmemizi sağlıyor.

Görsele tıklayarak tam halini görebilirsiniz.

• Amerikan nu metal grubu Linkin Park’ın “Somewhere I Belong” klibinde, içinde seride yer alan GP01’ın da bulunduğu bir grup Gundam maketi yakın kadraja girmektedir.  (Klip buradan izlenebilir) Bunun yanı sıra 2010 yılında piyasaya sürdükleri “Thousand Suns” albümünde yeralan “Catalyst” şarkısının Japonya’ya özel piyasaya sürülen bundle versiyonunda grup için renk şematiği yendüzenlenmiş bir GP01’e yer verilmiştir. CD kapağında 0083 yılının Federasyon ordusundaki teknisyen ve pilot tulumlarını giyen grup üyelerinin illüstrasyonlarına yer verilmiştir. Bu şarkı aynı zamanda ertesi yıl Namco Bandai’nin Gundam için hazırladığı crossover oyun projesi Gundam Extreme Versus’un buradan görebileceğiniz açılış segmenti olarak oyuna eklenmiştir.

Sonuç

Gundam 0083, ilk kez kadrolu bir ordu mensubunu olayların odağına koyan ilk seridir. Bu yüzden olaylar alabildiğine militer tad vaadecek şekilde gerçekleşiyor. Son bölümlerde olaylar sandığınızdan daha fazla entrika ve komplo içerir hale geliyor.

Gundam 0083, özellikle ikinci yarısının karanlık ve kaotik yapısından ötürü herkesçe sevilen bir Gundam serisi değildir. Öte yandan olaya farklı bir bakış getirdiği göz ardı edilemez. Yönetmen Mitsuko Kase ve Takashi Imanishi’nin Gundam evreni konusunda oldukça birikimli olmaları atmosferi oldukça güçlendirmiştir. Seri için yapılan Mecha dizaynları klasik serinin köşeli ve sade yapısıyla çelişmemektedir. Tam aksine ayrıntı, görsel estetik ve militer gerçekçilik konusunda bir tür revizyon görevi görmüştür.

Dizayn ve senaryo dışında Gundam 0083 görüntü yönetmenliği ve aksiyon kareografisi açısından oldukça başarılı bir yapımdır. Savaş atmosferi ve MS’lerin kullanıcısı üzerindeki olumsuz fiziksel etkilerinin yansıtılışı seriyi birçok türdeşinin önüne çıkartmaktadır. Örneğin savaş pilotlarının maruz kaldığı G etkisinin normal düzeyinin üstüne çıkması durumunda görüşün kızıllaşarak kararması durumu bile seriye dahil edilmiştir. Ayrıca her bir kurşunun isabet ettiği MS üzerindeki etkisi, er yada geç, çok iyi yansıtılmıştir.

Sonuç olarak 0079 öyküleri ve 0087 (Zeta Gundam) arasında kalan zamandaki çoğu boşluğu dolduran ve kalitesi ile şu an bile izlenebilecek nitelikte bir Gundam serisi önümüzde durmakta. Ek olarak Zeta Gundam’a bu seriyi izlemeden geçmemenizi şiddetle öneririm. Zira oradaki birçok olayın nedeni ancak böyle açığa çıkabiliyor. (Ayrıca dikkatli izleyiciler Zeta Gundam’da da yeralan birkaç karakteri “cameo” olaraktan görme imkanı bulacaklar) Özellikle yetişkin izleyicilere hitap eden yapısıyla akılda kalıcı bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Bu açıdan külliyatın kendisine şu ana dek özel bir ilgi duymamış bir takım arkadaşları kendisine çekebileceğini düşünüyorum.