Solar Opposites: Yeni Yere Alışmak Kolay Değildir, Yeni Diziye De…

Hulu’nun yeni yetişkin animasyonu Solar Opposites, seyircisini başlangıçta gizli bir sınava sokan dizilerden. “Rick and Morty’nin yaratıcılarından” diye tanıtıyor dizi kendini. Bu tanıtım önemli bir pazarlama taktiği, ancak diziye yönelik zihnimizdeki her şeyi de kökten etkiliyor. Animasyonundan tematik seçimlerine pek çok noktada zaten benzer olan diziyi artık kaçınılmaz bir şekilde büyük kuzeni Rick and Morty ile kıyaslamaya başlıyoruz. Bu kıyas üzerinden hareket edildiğinde Solar Opposites’den tamamıyla hoşnut kalmak çok mümkün değil. Ne var ki bundan vazgeçersek, aslında nitelikli bir iş izlediğimizi anlıyor ve ekibin bize macera ve sürükleyicilik dolu 8 muhteşem bölüm sunduğunu fark edebiliyoruz. İlk bölümü istemsiz yaptığım kıyaslamalardan ötürü keyifsizce izlediğim Solar Opposites, biraz açık fikirli davrandığımda beni hem eğlendirdi hem de şaşırttı. Tek koşul var, o da ön yargıları bölüm başında yirmi dakikalığına yan odada bırakmak.

Hikayemizi özetleyelim. Gezegenleri bir göktaşı tarafından patlatılan dört uzaylı, (Korvo, Terry, Yumyulack ve Jesse) yanlarında getirdikleri Pupa isimli yaratık ile Amerikan banliyösünde yeni bir hayata başlarlar. Dizi başladığında dörtlünün dünyaya yerleşmesinden bu yana iki sene geçmiştir; buna rağmen zoraki aile için uyum süreci sancılı bir şekilde devam etmektedir. Korvo uzay gemilerini tamir edip dünyayı terk etmeyi kafasına takmışken Terry bu otantik gezegenin kültüründen keyif alma derdindedir. Yumyulack ve Jesse ise civardaki okula gitmekte, öğrencilik hayatı yaşayarak sosyalleşmeye çalışmaktadırlar. Solar Opposites’te maceralar, bu farklı kişilik ve amaçlara sahip dört karakterin içinde bulunduğu yanlış anlaşılmalar ve süregelen komik felaketler üzerine kurulur.

Dizide uzaylı grubun dünyadaki yaşama yönelik uyumsuzluğu çok samimi ve kendine has bir şekilde anlatılıyor. Kan bağı olmayan uzaylılarımız, bir “aile” çatısı altında yaşarlarsa insanlara daha yakın olacaklarını düşünürler, bu yeterli olmayınca ise absürt kararlar silsilesi başlar. Neler yapmazlar ki? Mahallede neden sevilmediklerini anlamak için şebeke suyuna nano-robot karıştırırlar, sırf insanlara karşı nefretlerine destek olur diye seyrettikleri çizgi film kahramanlarını canlandırırlar, uzaylı teknolojisini kullanarak sihirbazlık şovlarına katılıp kara delik oluştururlar… İşin komik tarafı, uzaylılar bunları yaparken içinde bulundukları gezegenin düzeni hakkında neredeyse hiçbir fikre sahip değillerdir, her şeyi keyifli kılan da zaten budur. İnsanlık hakkında bildikleri her şeyi televizyondan öğrenen Solar Opposites ailesinin her hareketi şuursuzlukla süslenmiş vaziyette, hikayeler bu yüzden eğlenceli.

Yoğun uzaylı teknolojisine dayalı maceralar, yolumuzu ister istemez Rick and Morty ile kesiştiriyor. Solar Opposites’in beyin gücü uzaylı Korvo, evrenin en zeki adamı Rick ile ilk başta keskin benzerlikler göstermekte. Mesela, Korvo da aynı Rick gibi çevresiyle agresif bir şekilde ilişkiye giren bir karakter ve seslendirmesi yine Justin Roiland tarafından yapılıyor. Ne var ki benzerlikler bununla başlayıp hızlıca bitiyor. Korvo, aynı dizinin bütünü gibi birkaç bölümün geçince kendi özgün kişiliğine sahip oluyor. Solar Opposites’in yayınlanmış 8 bölümü, ille bir benzerlik kurulacaksa Rick and Morty’nin 2013’teki ilk sezonuna, yani bizim diziyi ve Rick’in uçarı evrenini ilk olarak keşfetmeye başladığımız döneme benzetilebilir. Yani hikayelerin daha basit, izlenen olay örgüsünün biraz daha öngörülebilir olduğu zamanlardan bahsediyorum. Bugün 4. sezonunda olan Rick and Morty çok katmanlı ve birden çok kez izlenmeyi talep eden karmaşık hikayeler ile karşımıza çıkarken; Solar Opposites, artık diğerinde göremeyeceğimiz türden küçük maceralara ev sahipliği  yapıyor. Bu tip maceraların görece basitliği Rick and Morty’de bizi düş kırıklığına uğratabilir; ancak yeni bir animasyon serisi için bilakis bu basitlik, zengin bir başlangıca imkan tanıyacaktır .

Solar Oppoites’in bize sunduğu bir de yan hikaye bulunmakta. Uzaylılardan Yumyulack, gündelik hayatta sinirlendiği insanları ışın silahıyla küçülterek cezalandırmaktadır. Ancak ceza burada bitmez, küçültülen bu insanlar daha sonra Yumyulack ve Jesse’nin odasındaki dev duvar kafeste hapis tutulurlar. Zamanla bu duvar, mahkumlarına kendi yaşam alanını yaratır. “The Wall” denilen bu ortamdaki güç dengeleri zamanla detaylandırılır ve dizi boyunca paralel bir hikaye takip edilir. Macera bir noktada o kadar ilerler ki sezonun 7. bölümü tamamen The Wall’a ve beklenen büyük savaşa ayrılır. Karanlık bir sona sahip bu hikayenin ilerleyen sezonlarda devam etmesi de muhtemel.

Uzun lafın kısası,  aynı anda hem tanıdık hem de özgün mizahı ile Solar Opposites türün meraklılarının kesinlikle el atması gereken bir bilimkurgu komedisi olarak seyircisinin bekleyişinde. Hulu’nun ikinci sezonu için anlaşmalarını yaptığı seri muhtemelen büyük bir fenomene dönüşmeyecektir; ancak kendi sadık kitlesini yaratacak ve onları hoşnut tutacak karizmaya sahip. Kesinlikle bir şans verin.

Yorumlar