Battle Chasers: Nightwar – Japon RPG’lerine Yeni Bir Soluk
PC ve konsollara konuk olan taptaze bir Japon tarzı RPG var; Battle Chasers: Nightwar. Benim J-RPG’ler ile ilk tanışmam, 20 yıl önce Playstation’da efsanevi oyun Final Fantasy 7 ile olmuştu. Bilmeyenler için o dönem, özellikle PC’de RPG’lerin taht kurduğu, Fallout ve Baldur’s Gate gibi klasiklerin çıktığı bir dönemdi. Aslında 80’lerden beri Nintendo cephesinde süren bir gelenek olan J-RPG’ler, Playstation ve PC portları ile hayatımıza girdiğinde, alışmadığımız yapılarına iç güdüsel olarak reaksiyon gösterdik. Grafiklerinden müziklerine, mekaniklerinden senaryolarına kadar bildiğimizin tamamen dışındaydı. Ama eninde sonunda bu matematiğine beyin yakmadığınız savaş sistemleri, ayakları yere basmayan uçuk hikayeleri ve tuhaf yaratıklarıyla hayatımızda kalıcı bir yer edindiler.
J olmayan bir J-RPG: Battle Chasers
O günlerden beri, hem de bir anime fanı olmamama rağmen, J-RPG’lere karşı hep özel bir zaafım olmuştur. PC’lerde çıkan pek çoğunu da oynardım. Ancak özellikle son yıllarda J-RPG’lerde hiç hoşuma gitmeyen bir gidişat var ki, o da kontrolün giderek daha az oyuncuda olduğu, “visual novel”, yani görsel roman tabir edilen tarzın bu oyunlara hakim olması. Sadece Final Fantasy değil, The Legend of Heroes gibi popüler J-RPG serileri de yıllar geçtikçe, eskiden olduğu gibi o dünyalarda özgürce dolaşmaktan ziyade, bir raylı sistemde diyalog okuyup arada yaratık patakladığınız oyunlara dönüştü. İşte bu yüzden de son yıllarda oynadığım en iyi iki J-RPG de Japon yapımı değil. Bunlardan ilki Ubisoft’un masalsı oyunu Child of Light idi, diğeri de bir kaç gün önce THQ Nordic’in yayınladığı Battle Chasers: Nightwar.
Aslında Nightwar’ın ilginç bir arka planı var. Eski X-Men çizeri Joe Madureira’nın 20 yıl önce çizdiği bir çizgi roman serisiydi Battle Chasers. Yıllar sonra Darksiders adlı hack’n’slash serisinin yapımcılarıyla bir araya gelen Madureira, 2015’te başarılı bir Kickstarter kampanyası ile bu projeye başladı. Malumunuz, artık Kickstarter projelerinden çıkan oyunlara şüphe ile bakar olduk ama Nightwar bizi fena çarptı. Elimizde bir kere genel Kickstarter hastalığı olan yarım kalmışlıktan eser taşımayan bir oyun var. Nasıl anlatsam; bu bir bağımsız yapım, ancak içine bu tür yapımlarda görülmeyen miktarda ve kalitede içerik eklenmiş. O hani ana hikayenin yanı sıra yapabileceğiniz şeylerin arasında kaybolduğunuz oyunlar vardır ya, öyle dolu dolu bir oyun olmuş Battle Chasers: Nightwar. İsterseniz tek tek ele alayım.
Kickstarter’ın Günah Çıkartması
Nightwar’ın elbette ilk ön plana çıkan yönü, eşsiz görselliği. Madureira’nın çizim tarzı, inanılmaz bir profesyonellikle 3D’ye aktarılmış ve yumuşacık pastel tonların ve çok dozunda bir anime abartısının olduğu, biraz Warcraft stilini de andıran bir dünya ortaya çıkmış. Oyunda bu çapta bir projeden beklenmeyecek tarzda farklı mekan, düşman ve NPC karakter var ve günlerce oynadıktan sonra henüz sabunlanmış bir parçasını dahi görmedim. Sırf enfes görselliği için parasını hak ediyor. Müzikleri ve seslendirmeleri de hayal kırıklığına uğratmıyor.
Ancak bu kadar da değil. Oyunun gayet klasik ama sorunsuz bir J-RPG tarzında oynanışı var. Yanınıza aldığınız karakterlerle birlikte ister ana, ister yan görevlerinizin peşinden üç farklı düzlemde koşturuyorsunuz. İlki dünya haritası, ikincisi belirli mekanların yakın hali, üçüncüsü de MMO’lardan alışık olduğumuz ama J-RPG’lerde pek görmediğimiz zindanlar. Bu zindanlar tekrar oynanabiliyor ve farklı zorluk seviyeleri ve farklı ödülleri var. İşin ilginci görsel ve tasarımsal olarak o kadar iyiler ki, ilk girişimde prosedürel olarak yaratıldıklarına ihtimal dahi vermemiştim, ancak ikinci girişinde bütünüyle farklı bir zindanla karşılaşınca gözlerim yerinden uğradı. Bu prosedürel zindan mevzusu benim oldum olası ifrit olduğum, Diablo 3 ya da XCOM2 gibi AAA oyunlarda dahi kıvrılamamış, oyunu mantıksızlaştıran bir şeydir. Modern oyunlarda ilk defa bu kadar iyi çalışanını görüyorum dersem yeridir.
Limit Break Yerine Burst
Karakterlerden bahsetmişken, J-RPG’lerin en sevdiğim yanlarından biri de, yanınıza alabileceğiniz alışılmadık görsel tuhaflıkta parti üyeleridir. Battle Chasers: Nightwar’da maalesef bu durum genç irisi robotunuz Calibretto ile sınırlı; geri kalan karakterleriniz bildik insan stereotiplerinden ibaretler. Halbuki oyun boyunca karşınıza öyle tuhaf karakterler çıkıyor ki, bunu niçin partimize alamıyoruz diye üzülüyor insan. Zaten oyun boyunca hepi topu 6 oyuncu karakter bulabiliyorsunuz ki bunların beşi zaten Battle Chasers çizgi romanındaki baş karakterler. Ancak bu sayının taktiksel derinliğe yansıması hiç de zayıf değil. Karakterlerin savaş dışı yeteneklerini bir kenara koyun, savaşta kullanabildikleri yetenekleri şimdiye kadar hiç bir J-RPG’de görmediğim kadar çeşitli. Bunları güçlendirebildiğiniz yetenek ağaçlarını ve karakterlerin birbirleriyle sinerji yaratan kombolarını da hesaba kattığınızda, gerçekten doyurucu bir taktiksel çeşitlilik ortaya çıkıyor.
Battle Chasers: Nightwar, başlarda tüm J-RPG’ler gibi çok basit başlıyor fakat ilerleyen seviyelerde çok doyurucu bir zorluk seviyesine ulaşıyor. Eğer fazla yan görevlere kaymadan hikayeyi takip ederseniz de böyle devam ediyor. Ancak kendinizi arenaya ya da zindanları yeniden yapmaya kaptırırsanız ve gerekenden bir kaç seviye önde giderseniz, bir süre sonra oyunun fazlaca basitleştiğini görebilirsiniz, zira oyunda level scaling, yani düşük seviye düşmanların otomatik olarak sizin seviyenize gelmesi mekaniği, bilinçli olarak eklenmemiş. Bu eğer dediğim gibi, oyunun sizi yönlendirdiği gibi oynarsanız rahatsız etmeyecektir. Ama oyunda kendini yan hedeflere kaptırmak oldukça kolay. Bu olduğunda fazla taktik yapmanıza gerek kalmadığı için savaşlar sıkıcı hale gelebiliyor; size tavsiyem ana hikayenin sonlarına gelene kadar zindanlara ve arenaya fazla abanmamanız yönünde olacaktır.
Ben Takımıma Kurt Adam İstiyorum!
Oyunun ana görevinin de doyurucu bir uzunluğu var ama Final Fantasy serileri gibi 70-80 saatlik bir oyun değil. Bunun yarısında bitirebilirsiniz. Ama oyunu uzatmak için doldurma bir içerik eklenmemiş. Habire aynı yaratıkları doğramıyorsunuz ya da birbirine benzeyen mekanları arşınlamıyorsunuz. Eski mekanlara döndüğünüzde ise -ki balık tutma ve crafting için bunu isteyebilirsiniz- fazla düşük seviye yaratıklar sizi rahatsız etmiyor. Evet oyunda bir de gayet donanımlı bir balık tutma mini oyunu ve crafting sistemi var. Hiç de fena değiller. Bu türden yan hedefler, benim eski J-RPG’lerde sevdiğim türden şeylerdi. FF7’de chocobo yarışlarında az vakit harcamadım.
Battle Chasers: Nightwar’da oyunun Japon yapımı olmadığını hissettiren iki konu var. Birincisi oyunun hikayesi. Her ne kadar benzer sularda gezse de ayakları yere basan, hatta biraz klişe bir hikaye var. Diğeri de müzikler. Soundtrack gayet iyi ama J-RPG’lerin olmazsa olmazlarından, kimi zaman vokalli atmosferik parçalara Nightwar’da yer verilmemiş. Ben bunlara çok takılmadım, ama ağır anime fanları rahatsız olabilir.
Sonuç olarak Nightwar nefis bir oyun deneyimi. Hem J-RPG severlere, hem de sevmezlere hitap ediyor. Belki bir tek çok zor oyunları sevenlere yeni bir zorluk sunmuyor ama bunun da DLC’lerle kapatılabileceğini düşünüyorum. Tüm bu artıların üzerine, bir de gayet makul fiyatlı olan bu oyunu, sıcakken tüketmenizi öneririm.