Beyaz Kıyamet – FrostPunk
“Ciğerlerime inen kristalleşmeye yüz tutmuş oksijenin içten içe beni dondurduğunu hissedebiliyorum, güneşin doğuşu umutlarımızı yeşertmeye yetmiyor.. Londra sokaklarından kaçışımızda birlikte yola çıktığımız bir çok insan artık aramızda yok. Kar ve buz onların yeni yuvası oldu… — Ethan Roy – Vali”
Çok uzun zamandır hiç düşünmeden bir oyunu direkt olarak satın almamıştım. Bu süreci kıran oyuna minik bir inceleme yazmayı borç olarak gördüm. Elbette bunun bir kaç sebebi var. Öncelikle Children of Morta, Beat Cop ve This War of Mine gibi eserlerin yapımcısı 11 Bit Studios’un FrostPunk’unda yapımcılığını üstlenmiş olması. Bu adamlar geleneksel vurdum kırdım, parçaladım, puan kastım, adam kestim oyunculuğunu tetiklemek yerine insanın vicdanını rahatsız etmeye ve zaman zaman sorgulamaya yönelik oyunlar yapıyor olması hem ciddi bir cesaret hem de taktir edilesi bir başarıdır.
Cesaret diyorum, çünkü günümüz oyuncularının %70’lik bir kısmı hep yıkıp dökmeye yönelik ürünlere para harcarken sonunun ne olacağını bilmediğiniz bir türe yatırım yapmak her stüdyonun harcı değildir. Ha bu arada oyun bilginleri “Yeeaa bu adamların da öyle oyunları var” diye üstüme çullanmadan belirtmek isterim ki; istisnalar kaideyi bozmuyor maalesef.
Buz Tutan Umutlar !
Neyse oyunumuza dönelim. Dünya beyaz bir çöküşün eşiğinde. Beyaz diyorum çünkü kar fırtınaları, buzlanma ve kışın diğer tüm etkileri her yeri yavaş yavaş kaplıyor. Bir grup zeki bilim adamı durumu önceden fark edip madenlerin (kömür, demir vb) bol olduğu bölgelere devasa (artık güç kaynağı mı dersiniz jenaratör mü dersiniz bilemem) ama alt seviye teknoloji ile çalışan sistemler kuruyorlar.
Fakat kara kışın beklenenden daha önce gelmesi sebebi ile bazı koloniler yollarda fırtına tarafından vuruluyor, bazıları İngiltere’yi çevreleyen derin ve donmuş sulardan geçerken canlarından oluyor ama bizim kolonimiz yola çıktığı sayının yarısından çoğunu kaybetmiş olsa dahi yerleşecekleri noktaya varabiliyor.
“Gözlerime inanamıyorum vardığımız yer ile bize anlatılanlar arasında tek uyumlu bir nokta bile yok. En azından terk ettiğim şehrimde sığınabileceğim dört duvarım vardı.. Şimdi şimdi ise bu soğukta derme çatma çadırlara sığınmak zorundayız. — Sophia Li – Kolonist”
Koloniciler yerleşim noktalarına vardıklarında onlar için vaat edilen evlere dair hiç bir iz olmadığını görüp bir anda hoşnutsuzluğa kapılıp kapınıza dayanmak için harekete geçiyorlar. Sistem içerisinde ki en önemli konulardan birisi koloni üyeleri sizlerden bir şey talep ettiğinde eğer ona olumlu cevap verdiniz ise o süre içerisinde onu yapmanız gerektiğidir. Yoksa hem hoşnutsuzluk artıyor hemde yaşama dair umutları yok oluyor.
Umut ve Hoşnutsuzluk !
Başımızın belası iki kavram. Sizi zaman zaman cinnete zaman zaman ise darağacına götürebilecek oyunun temelleri. Topluluğun ihtiyaçlarını karşılamak için yapılması gereken çok şey var. Bunlardan başlıca olanları hemen sıralıyorum: Isınma, beslenme ve temel sağlık hizmeti. Yönettiğiniz topluluk tamamen surat asma ve umutsuzluğa kapılmaya programlanmış ihtiyarlardan oluşmuş gibi adeta. Azıcık bir umut verdiğinizde aldıklarının 3 katı umutsuzluk durumuna düşüyor ve dengeleri bozuyorlar. Umut tamamen tükendiğinde ise ilk satırda bahsettiğim gibi ya idam ediliyor da şehirden sürgün ediliyorsunuz.
Hoşnutsuzluk durumu yükseldikçe şehirde suç oranı artıyor düzeni bozmak isteyen yamyamlar her yerden türemeye başlıyorlar. O yüzden ikisini dengeli götürmeye çalışmakta fayda var. Yoksa haliniz perişan.
Çocuklar ve Madenler !
“Küçücük ellerin buz gibi mağaralarda kömür çıkarmak için kendilerini helak ediyor oluşu toplum için bir fayda mı yoksa gelecek nesiller için fedakarlık mı ? Bu sorunun cevabı ne olursa olsun geceleri gözüme uyku girmiyor… Halk huzursuz ve bir amaca ihtiyaçları var. — Christopher Miller – Madenci”
Sizin için önerim ana oyun ekranına gelir gelmez önce sol üstte bulunan durdurma tuşuna basıp ekranı bir inceleyip nerede ne var anlamanızdır. Yoksa bir anda farkında olmadan günleriniz boş geçmeye başlamış ve kıyametinize bir adım daha yaklaşmış olabilirsiniz. Kasabanın kurulum aşamasında hemen halkı iyi bir şekilde organize edip çevredeki kaynaklara yönlendirmeniz sizin faydanıza olacaktır. Bu arada çok önemli bir not geçeyim; kaynaklar sınırsız değil. O belirgin olanlar seri bir şekilde tükenecek. O yüzden teknoloji ağacını geliştirip yer altı madenlerine ulaşabilecek araçları yapmanız gerekecek.
Bütün işçiler bir yerlere dağıldığında kaynak yetersizliğinden dolayı gözünüz bir anda çocuklara dönebilir. İşte en önemli kararlar burada başlıyor… Ya minik elleri kalem tutamaz hale getireceksiniz ya da onları koruyup kollayacaksınız.
Kanun Kitabı!
Yeni düzen beraberinde yeni kurallar ve kanunlarda getiriyor. Çünkü modern ve gelişmiş şehirlerimizi, parlamentoyu, anayasayı geride bırakıp buraya geldik. Valinin öncülüğünde zaman zaman anlık kararlar alınıp hemen yürürlüğe sokulabiliyor. Bazı dallarda daha iyi yemek ve halkın eğlenebileceği mekanlar açmak için geliştirmeler ve kanunlar mevcut ama bunlar ileride din yada düzen ile çakışıp problemler çıkarabiliyor. Yani sıcak şarabınızı yudumlarken bir anda ordudan adamlar gelip sizi sebepsiz yere götürebilirler.
Bu kararların Adaptasyon alanında olanları genellikle halkın moralini ve hoşnutsuzluğunu düşürmeye yönelik sonuçlar veriyor. Kolonimizin ilerleyen günlerinde Düzen ya da Din başlıklarından birisine yönelerek ya çok katı bir yönetime doğru gidiyoruz ya da inanç dolu bir halk ile zafere doğru koşmaya çalışıyoruz. Lakin unutmamak lazım ki ne ordu, ne din adamları ellerine fazla güç verildiğinde rahat durmayıp fanatiklikten kaçınmayacaktır. Fanatizmin olduğu her yerde ölüm ve huzursuzluklar olur. Bunu göz ardı etmemek lazım.
“Gece bekçilerinin sert davranışları herkesi rahatsız ediyor. Bir kaç saat önce iki gece bekçisi ölü bulunmuş. Halk ayaklanmaya başladı. Direniş ve eve dönüş için gruplar kuruluyor. Artık sokaklarda sakinlik yerine kan izleri var. — Jacop Wilson – Nöbetçi Karakol Amiri”
Teknoloji ve Toplum
Workshop denilen bir operasyon binamız var. Bu binada sadece mühendisleri görevlendirebiliyoruz. Yapımı acil olarak bitirilmesi gereken bu bina tamamlandığında çeşitli teknolojilerle daha iyi bir gelecek kurmak için mühendislerimiz araştırma ve geliştirmeler yapabiliyor. Küçük bir tüyo vermek gerekecek olursa öncelikle evlerin ve iş yerlerinin içini ısıtmak için teknoloji geliştirmenizde fayda var. Ama bu çok daha fazla kömür tüketimi yapacağı için bir yandan da maden gelişimine önem vermeniz lazım. Tabi bunların dışında avlanma, beslenme, yeni evler, madencilik, endüstri gibi başlıklar da var. Şöyle bir teknoloji ağacımız mevcut:
Sistem ve Gereksinimler!
Oyunu oynamak için öyle şahane ekran kartları ya da ileri seviye işlemcilere gerek yok. Zaten oyun firmasının açıkladığı sistem gereksinimleri de bunu doğrular nitelikte. Bazı oynayan arkadaşlarım zaman zaman çeşitli takılmalar vb yaşadığını söylese bile ben henüz hiç bir problem yaşamadım. Ama iddia edilen bu durum sanırım yakında gelebilecek olan bir optimizasyon ile düzenlenecektir. Gerçi gelir mi bilemem. 8 ve üstü RAM’e sahip ortalama bir işlemcisi olan bir bilgisayar ile oyun çok rahat bir şekilde oynanabilir.
Siz ne dersiniz ben bilemem. Sadece her senaryosunu 3 – 5 kere oynamış ve bitirmiş bir vatandaş olarak sizlerle gözlem ve tecrübelerimi paylaştım diyebilirim. Dikkat etmeniz gereken hususlar aslında ortada. Kaynak ve kitle kontrolü her şeydir. Bazı senaryolarda sonlara doğru yüzlerce vatandaş kasabaya akın ediyor. Ama yaşamak için bazen kabul etmemek gerekiyor.
Bir Bilene Sorduk Köşemiz !
Twitch Türkiye’nin yüzü ve oyun camiasının duayen adamı Ahmet “Jahrein” Sonuç’a Frostpunk’u kısaca özetlemek isterse neler diyeceğini sorduk. İşte Jahrein’in gözünde Frostpunk!
“Harika tasarım, muhteşem görseller, harikulade müzik ve kusursuz oynanış. Türünün en iyi örneklerinden. Soğuğu iliklerime kadar hissettirdi.”