Bilgisayar RPG’lerinde Tasarım Tembellikleri ; Bir Eleştiri Yazısı
Bu yazımızda Batılı RYO’ların kısırlaşan oyun mekaniklerine bir eleştiri getireceğiz. Bizzat oyun üretimi işine girmediğim için eleştirileri, istediğimden biraz aşağıda tutmaya gayret edeceğim. Çünkü belki de; teknik imkansızlıklar nedeniyle gerçekleşmeyen şeyler vardır. Eğer yoksa ve bizi böyle geriyorlarsa, hepsine lanet olsun.
Yazıya giriş yapmadan önce, Batılı RYO’lar ya da eski adlarıyla Bilgisayar RPG’lerinden ve oyun mekaniklerinden kastımı da açıkça yazmam gerek.
Bilgisayar RPG’si dediğim zaman: temelde level-up mantığına sahip olan, büyülü/teknolojik ekipmanlar içeren ve bu ekipmanların level aldıkça değişmesini ve bütün bunların optimizasyonunu öngören oyunları söylüyorum. Yoksa “Abi diablo da RPG mi, hack&slash ki o!” diye gelmeyin. Karakterinizin özelliklerini ve bu özellikleri etkileyen gelişim araçlarını (level, item, feat, büyüler vs.) içeren konuları konuşacağız.
Oyun mekanikleri ise, bu RPG’lerdeki savaş sistemi, level alma sistemi, canavar ve loot’ların neye göre belirlendiğini gösteren sistemler. Yani arkada çalışan makina. Önde kılıcını savuran dana gibi adam görünse de, vurup vurmadığını, nasıl vurduğunu filan belirleyen şeylere oyun mekaniği diyeceğiz.
Temel eleştirim, mekaniklerin belli kalıplara girmiş olması. Her oyun, çok nadir olarak kendince bir ekstra mekanik ekliyor ya da çıkarıyor fakat, sistemin temelindeki işleyiş neredeyse hiçbir oyunda değişmiyor. Biri, ıskalama mekaniğini kaldırıyor; başkası parry koyuyor ama temelde çoğu video oyunu, masaüstü RPG mekaniklerinin biraz modifiyeli halini kullanıyor. Bu da, temelde benim gibi arkada dönen şeyleri görebilen insanlara ve oyun tasarımcılarına baya rahatsız edici gelebiliyor. Çünkü, masaüstü RPG mekanikleri, elde hesap makinesi olmadan oynanmak için kurulmuş şeyler. Saniyede milyonlarca işlem yapabilen makinada, daha detaylı şeyler görmeye hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bu detay da, bazı oyunlardaki gibi “0.002 STR bonus” gibi saçmalıklar değil.
Çoğu oyun mekaniği bilgisayarda hasar üzerinden dönüyor. Yani hasarı artıran, çeşitlendiren, çeşitlendirerek artıran şeyler var. Örneğin 12-15 fiziksel hasar + 1-7 asit hasar gibi. Bu noktada bilgisayarların, bu konuda çeşitlendirme imkanı şu; masaüstünde 4’lük, 6’lık, 8’lik, 10’luk, 12’lik ve 20’lik zarlar var. Bunlarla yapabileceğiniz kombinasyon ve mekaniklere attırabileceğiniz taklalar, bilen adam için aslında oldukça sınırlı. Bilgisayarda ise kesirli zarlar bile yapabilirsiniz. Bu da masaüstünde örneğin 1-20 arası olan seviye aralığını isterseniz 1-300 yapma olanağı veriyor. Çünkü hasarı 0.4 artırarak bile seviyeler arası fark yaratabilirsiniz. Ama bu kolay yolu bulmaları, daha derinlemesine tasarım yapmalarını engelliyor.
Bazen enteresan şeyler ekleyebiliyorlar. İteleme, yere düşürme, sağa sola ışınlama gibi. Ama bunları da temel mekaniklerden ödün vermeden yapma sevdasına düştükleri için, aslında hepsi STUN oluyor. Yani; yere düşürme ile sağa sola iteleme/ışınlama arasında fark yok. Sadece sana birkaç saniye daha saldırmasını engellemiş oluyorsun. Bu da zaten temelde Sersemletme (stun) etkileri ile aynı görevi görüyor. Yere düştüğü için ekstra bir şey olmuyor, sağa sola ışınlandığı için ekstra bir şey olmuyor.
İnsanlar olarak daha az işlem yaptığımız, bilgisayara göre hafızamız daha zayıf olduğu halde kullandığımız masaüstü sistemlerde bile rakibimizi yere düşürdüğümüzde kalkmak için zaman harcamanın yanı sıra, yerdeyken uzaktan gelen saldırılara karşı bonuslar (siper almış gibi) alıyorlar veya yerine göre hiç kalkamayabiliyorlar da (düşürüp saldır, kalkarken bir daha saldır gibi kombolar var mesela). Video oyununda ise düşenin 3 saniye sonra zınk diye kalkması ve warrior 20dmg+stun atarken, rogue’un 20dmg+çelme atması arasında bir fark kalmıyor.
Bütün yukarıda saydıklarımın üstüne, sırf mevcut mekaniklerden vazgeçmemek ve oyuncuları ağlatmamak için aşırı komik şeyler de çıkarabiliyorlar. Fareye dönüştürdüğünüz adamın üstüne cört diye basıp öldüremiyorsunuz. Üzeri full zırhlı adamken canı neyse, fareyken de aynı oluyor. Sadece hızı düşüyor, sizden kaçamıyor ve size saldıramıyor o kadar. Böyle saçmalık mı olur? Niye fareye dönüştürdün o zaman kardeşim? Sakatlama büyüsü de adına? Ya da koyma oraya onu.