Bunları Biliyor muydunuz? – Bölüm 9: İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları
İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları Nedir, Ne Değildir?
İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları, 90’lı yıllarda Türk oyun sektörünün ilk kalkınma dalgasının en önemli oyunlarındandır. Sektörümüzün piyasaya çıkardığı ilk cult hit diyebiliriz İstanbul Efsaneleri’ne.
Şeyh Cehalet’in ve Yobaz yaratıklarının İstanbul’u ele geçirme çabalarını ve İstanbulluların onlarla mücadelesini anlatan senaryo, yerli fantastik edebiyatımızın ünlü yazarı Özgür Özol tarafından kaleme alınmıştır ve oldukça esprilidir.
İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları, bir RPG oyunudur. Oynanış tarzı dönemin popüler Gold Box RPG’lerine benzetilebilir. AMOS ile yazılmış olan Amiga versionu 1994 yılında piyasaya çıkmıştır. Raks New Media, oyunun PC versionunu yayınlamak istediğinde ise Siliconworx ekibi yetersiz kalmış ve Compuphiliacs adı altında bir başka ekibin yardımına başvurmuştur. Bunun sebebi AMOS kodunun portable olmaması ve oyunun baştan yazılması gerekliliğidir.
İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları’nın 1996 yılında piyasaya çıkan PC versionu CD’de satılmıştır ve ilaveten video cutscene sahneleri vardır. Bunların hepsi oyun geliştiriler tarafından çok zor şartlarda çekilmiş, Raks New Media’nın verdiği para ise ancak bir çalışmayan bir duman makinesine yetmiştir. Bu versionun baş mimarı sayılabilecek Gökhan San neredeyse tamamen C++ kullanmış, yeri geldiğinde hali hazırda var olan video codeclerini de beğenmeyerek kendi codecini yazmıştır.
İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları’nın aynı zamanda İstanbul Efsaneleri Bölüm 1 olarak da bilinmesinin sebebi oyunun bir üçleme olarak planlanmış olmasıydı. Save dosyası bir sonraki oyuna aktarılacak ve oyuncu karakterini geliştirmeye kaldığı yerden devam edecekti. Yapım sırasında önceden planlanan bazı özellikler ise oyunun değişik versiyonlarına girememiştir.
Örneğin oyuncu çok dinlenirse Afaganlar basıyordu. (Afagan ismindeki yaratıklar) ve dinlenmesini engelliyordu. Buna karşın dinlenmeye devam edilirse sonunda Daral geliyordu. Daral dövülmesi çok zor korkunç bir yaratıktı.
Belki de en önemli eksiklik Şut Yüzdesi isimli özellikti. Oyuncu level atladıkça Şut Yüzdesi de dahil olmak üzere pek çok özelliği puan dağıtmak sureti ile geliştirebilmekteydi. Ancak Şut Yüzdesi oyunda hiçbir işe yaramıyordu. Ta ki planlanan üçüncü oyunun sonuna kadar. Dünyanın kaderinin bir basket maçındaki serbest atışa kalacağı o noktada ancak Şut Yüzdesi’ne yeterince puan verdiyseniz dünyayı kurtarabilecektiniz. Bu özellik son anda İstanbulluluk ismindeki stat ile değiştirilmiştir.
Sihir Cafe ve Kitabevi’ni açan ekip, hem oyun geleneğini Türkiye’ye tanıtmak hem de bir yandan yeni oyunlar yapmak istiyordu. Ancak piyasaya çıkmayan Umut Tarlaları 2’den sonra tamamen dağılmışlardır.