Mis Gibi Vahşi Batı – Call of Juarez: Gunslinger

Smite oynarken kafayı kaldırıp başka oyunlara bakamadığım şu zamanlarda üzerimdeki sinir stresi alan ve ilk kez oynadığım zamandan beri favorim olan oyun Call Of Juarez: Gunslinger’ı, “Ah nerede o eski kovboylar?” diyen okurlarla tanıştırma zamanı geldi. Şu sıra yeni çıkan oyunlara pek zaman ayıramıyorum, bu seferlik eski bir tanesini ele alalım. 2012 yılında Ubisoft ve geliştirici firma olan Techland’in ortak yapımı olan Western tarzı birinci görüşten oynanan nişancı oyunudur.

Yaşayan Efsane

Olaylar Kansas’ta ki kasabalardan biri olan Abilene’da bir bara giren adamın kendisini efsanevi ödül avcısı Silas Greaves olarak tanıtmasıyla başlar. Silas Greaves adını duyan millet adamı Heredot Cevdet misali mekanın baş köşesine oturtup, ikram ettikleri içkiler karşılığında maceralarını dinlemeye başlarlar.

Dinleyenler tamamen güvenmez adama çünkü anlattığı hikayelerin gidişatını birinin müdahalesi üzerine veya bir anda değiştirerek anlatır. Orada bulunan herkesin aklında hemen hemen aynı soru var gibi duruyor. Bu adam gerçek Silas mı yoksa bedava içki için kafasında ürettiklerini anlatan bir sahtekar mı ?

Hikayemiz etrafı aynasızlar tarafından çevrilmiş olan bir arkadaşa yardım ederek başlıyor. Arkadaşın saklandığı eve ulaştığımızda bu adamın vahşi batının en genç katili Billy the Kid olduğunu görüyoruz. Billy’i buradan çıkarmak için atları almaya ahıra gittiğimiz de dönemin en delikanlı ve karizmasıyla herkesi peşinden koşturan Şerif Pat Garrett, Silas’ı da Billy ile birlikte paket edip hapse tıkıyor. Billy, kendi adamlarına haber uçurup hapishaneden bizi ve kendisi kurtarmasının ardından ortadan kayboluyor. Bu macera boyunca ünlü tren soyguncusu Jesse James, en acımasız haydut Johnny Ringo ve en azılı çetenin lideri Butch Cassidy ve ortağı Sundance Kid gibi Western efsanelerinin peşinden gitmemizle şekil alırken bir yandan da Silas Greaves’in geçmişine dair ayrıntılar öğreniyoruz.

Geçmişin İntikamı

Tüm bu ödül avcılığı işlerinden önce Silas ve kardeşleri küçük bir kasabada yaşayan ve maddi durumları iyi olmayan bir aileydi. Bir gün Juarez kasabasına gidip barda eğlenmeye karar verirler. Silas, barda bulunan üç kovboyla poker masasına oturur ve tabir-i caizse donlarına kadar alır. Akşam üzeri eve dönerken kasabanın çıkışında aynı üç kovboy Silas ve kardeşlerinin yollarını keser. Kaybettikleri paralara el koyup Silas ve kardeşlerinin boyununa ipi geçirirler. Atlar ayaklarının altından çıkmadan önce içlerinden biri “Seni hiç bir şeyin olmandan bıraktığımı söylemeni istemem” diyerek Silas’ın dudaklarının arasına bir İspanyol parası sıkıştırır. Silas bir şekilde kurtulsa da kardeşleri ölmüştür. Silas hayatı boyunca o üç kovboy’un ismini unutmayacaktı; Johnny Ringo, Jim Reed, Roscoe “Bob” Bryant.

O günden kalan İspanyol parası ve intikam ateşiyle tutuşan Silas, kendini yollara vurur. Bu üç kovboyu ararken yakaladığı haydutların ödüllerini toplayarak başarıdan başarıya koşan genç bir ödül avcısı haline gelir. Bazen kardeşlerinin intikamını almak için çıktığı bu yolculukta peşinde olduğu o üç kovboydan daha kötü biri hale geldiğini düşünür. Netice de yolculuğu sırasında o da eli nice kardeşler ve evlatların kanına bulanmış biri haline gelmişti.

Girdiği onca çatışmanın ardından kimileri bu adamın hikayesi abartılan bir sahtekar olduğunu kimileri ise Silas’ın aslında hayalet olduğunu ve o gün kardeşleri ile birlikte öldüğünü fakat intikamını alana kadar diğer yaşama geçmeyi reddettiğini söyler.

İt’s High Noon

Şimdi bu lafı görünce hepinizin aklına McCree geldi biliyorum ama bilemediniz. “İt’s high noon” veya “Bullet time,baby” gibi laflar çok sık olmasa da Silas tarafından kullanılan sözlerdir. Call of Juarez: Gunslinger’ın güzel yanlarından biri, oyuncuya tek düze değil hoşuma giden şekilde oynama imkanı vermesi. Oyunda kazanılan tecrübe puanlarının kullanılabileceği 3 adet yetenek ağacı vardır.

Damarlarında cayır cayır adrenalin yananlar için iki tabancayla savaşan Gunslinger sınıfı, güvenli oynamayı sevenler için tüfeklerle haşir neşir olan Ranger sınıfı ve Amerikan filmlerindeki kapıları tekmeleyip içeri olay yerine dalan SWAT’lar gibi takılmayı sevenler için Trapper sınıfı mevcut. Ben şahsen Gunslinger oynarken daha fazla eğleniyorum. Oyunda “Q” tuşuyla kullanılan konsantrasyon modunu aktif edersiniz. Konsantrasyon modunda zaman yavaşlar ve düşmanlarınız kırmızı aura şeklinde gözükür. Zamanın yavaşlaması size mermilerden kaçma imkanı tanır. Aynı zamanda oyunda reflex sistemi de hoş bir detay, mesela ölmek üzereyken size doğru gelen mermi de zaman yavaşlar ve mermi suratınızda patlamadan sıyrılma şansınız olur. Önünüze aniden çıkan düşmanlarda da reflex sistemi oynanışı gayet etkiliyor eğer reflex modunda yanlış bir tuşa basarsanız düşmanı kendi imkanlarınızla öldürmek zorunda kalıyorsunuz.

Konya etli ekmeğiyle, Mersin tantunisiyle meşhur olduğu gibi vahşi batı da düellolarıyla meşhurdur. Call of Juarez: Gunslinger’da yapımcıların düello sistemine büyük emek harcadığı çok belli oluyor. Silah çekme hızınızdan, rakibinize verdiğiniz dikkate, mermilerden sıyrılmadan, isabetli atış yapmaya kadar çok fazla detayı barındırırken kazandığında, kazananı sevinçten havaya uçuracak kadar içine çeken eğlenceli bir konsept olmuş. Hikaye modu dışında evinize gelen “Abi adam vurmalı oyun var mı ?” diyen soran misafir çocuğuna açabileceğiniz sadece çatışmadan ibaret arcade modu veya part-time kovboyluk yapmak isteyenler için düello modu da mevcuttur. Düello modunda hikaye sırasında düello yapmaya imkan bulamadığınız kişilerle karşılamanızda mümkün.

Yazı Sonu

Bir çoğumuz TRT’nin hafta sonları sabahları verdiği kovboy filmleri eşliğinde kahvaltı ederek büyümüş insanlarız o yüzden kimsenin Call of Juarez: Gunslinger ortamında yabancılık çekeceğini pek düşünmüyorum. Oynarken topladığımız “Nuggets of Truth”lar sayesinde peşinde olduğunuz kişilerin gerçek hikayelerini keşfedebilirsiniz. Neyse size iyi oyunlar.

Yorumlar