Mobil platformlarda oyun oynamak, akıllı telefon ve/veya tablet kullanan çoğu birey gibi benimde ilgimi çeken etkinliklerden bir tanesi. Özellikle gelişen teknoloji sağ olsun söz konusu cihazlarda oyun deneyimi daha kompleks ve ciddiye alınacak bir yapıya bürünmüş durumda. E-spor başlığı altında değerlendirilen yapımları bile cebinizde taşımak artık mümkün.

Sitede tanıtımını yaptığım oyunlar geneli itibari ile MOBA dediğimiz türde. Lise yaşlarında internet kafeye gidip Dota oynamanın yan etkilerinden biri. Keyifle oynadığım, vakit geçirdiğim oyunlar bu vurdulu kırdılı kategori ile sınırlı değil. Misal müzik kulağı olmayan bendenizin en sevdiği mobil oyun Cytus adlı yapımdan başkası değil. Oynarken adeta kendimden geçtiğim yapımın ikincisinin çıktığı haberi ise tam anlamıyla değmeyin keyfime durumuna sebebiyet verdi…

Go to the Future

Cytus 2, Önceki oyunda bütün şarkıları tükettikten sonra elzem olan yapım. İlk oyuna nazaran çok daha renkli bir yapım karşılıyor oyuncuyu. Geçtiğimiz Ocak ayının ortasında sevenlerinin ve mevzudan haberi dahi olmayanların karşısında çıkan Rayark’ın bu en son oyunu öncülüne kıyasla çok daha hareketli, enerjik bir yaklaşıma sahip. İki oyun arasındaki altı sene birçok şeyi değiştirmiş. Mesela training bölümü. Artık oyunda böyle bir bölüm yok. Cytus 2 oyunu öğretme kısmını oyunu ilk çalıştırdığınız zaman, hikaye kısmını anlatırken araya serpiştirmiş. Başarılı olamadığınız takdirde oyunun başlamadığını da söyleyeyim. Şikayetçi değilim. Bu yöntem oyunu daha dinamik kılmış diyebilirim. Zira her oyunda karşıma çıkan ve dahil olmanın çoğunca elzem olduğu bu kısımlar bana soğuk, hissiz gelirdi. Burada öyle bir şey yok. Direkt olarak oyunun içinde buluyoruz kendimizi.

Ortada takip etmemiz gereken bir hikaye, senaryo olmayan oyunların en güzel yanı istediğimiz kadar oynayıp, kısa kısa zaman dilimlerinde eğlenebiliyor oluşumuz. Yarım kalacak bölüm ya da hırs yapılacak bir görev olmayan yapımları bundan dolayı tercih ediyorum. Müzik/ritm oyunları da bunun için ideal. Cytus 2 ilk oyundan sonra bu kategoride yeni favorim halini aldı ve bunun birçok sebebi var.

Sanırsın Sosyal Medya

Yapımcı firma aradan geçen zamanda birçok şeyi daha interaktif hale getirmiş. Başlıktaki gibi sosyal medya hesabı yönetiyor ya da kişisel bilgisayarımız üzerindeymişiz gibi bir his veriyor. Dijital bir personamız otomatikman oluşturulmuş durumda. Oynadığınız bölüm sonunda elde ettiğimiz başarılar, ödüller vs. mail yoluyla oyun içindeki hesabımıza iletiliyor. İletiyi beğenmenin yanında sosyal medya hesaplarımızda paylaşma seçeneğimizin olduğunu da söyleyeyim. Oyuncuyla sürekli iletişim halinde bir oyun. Misal oynaması zor bir bölüm sonunda o bölümün chaos -en eziyetli hali- modunu açıp eşe dosta hava atma imkanınız var. Chaos dediğim mod için en az dört el lazım. O normal şarkılar bir anda Franz Liszt bestelerine dönüşüyor.

İlk oyunda yer alan belli sayıda chapter, her chapter içinde şu kadar şarkı olayından vazgeçilmiş. Bunun yerine ana ekranda bizi altı farklı karakter karşılıyor. İsimleri sırayla Paff, NEKO, ROBO_Head, Xenon, Conner ve Cherry. Tahmin edileceği üzere her birinin farklı oynanış tarzları var. Kimi disco kimisi metal kimisi de pop müzik ruhunun birer yansıması. Seçtiğimiz karakterin playlisti içindeki şarkıları oynadıkça o karakterin seviyesini arttırıyoruz. Bu yeni şarkılar ve yeni oyun modları olarak oyuncuya geri dönüyor.

Gönül isterdi ki her karakter açık, oynanabilir olsun. Firma ilk üç karakter dışındakilere -açıkçası biraz pahalı bulduğum- fiyatlar biçmiş. Oyunun hem Android hem de iTunes üzerinden ücretli satıldığını düşünce soru işaretlerinize hak verebiliyorum. Ancak firmanın yaptığı her oyunu oynamış birisi olarak tuzlu olsa da değeceğini düşünüyorum.

Yeni Oyun Yeni Aksiyon

Aksiyondan kastım parmaklarımızı birbirine dolayacak hareketlere yenilerinin eklenmiş olması. Cytus 2 halefinin barındırdığı üç harekete iki tane ekleyerek daha zorlu ve keyifli oyun dakikaları vaat ediyor. Oynanışı yeni bir seviyeye çıkarmaya aday söz konusu hareketler özellikle şarkıların hard ve chaos modlarında ortalığı birbirine katıyor.

Görsel manada umduğumu bulduğum bir yapım olmuş. İlkinin aksine daha renkli ve canlı bir oyunla karşılaştım. Menü kısmı da dahil çok daha yoğun olan renkler, efektler cidden göze hitap ediyor. İlk yapımda daha sanatsal bulduğum şarkılara ait arka plan görselleri burada dijital bir hava kazanmış. Barındırdığı şarkı arşivi ile tamamen uyum içinde olan grafik tasarım tatmin edici olmasının yanında garip bir biçimde adrenaline de sebebiyet veriyor. Oyuna kendini kaptırmak dediğimiz durumun vuku bulmasında payı olduğu aşikar.

Toparlarsak

Cytus 2 tamamıyla yepyeni bir yapım olmasa da ilkine nazaran birçok şeyi geliştirip değiştirmiş bir oyun. Öncülüne kıyasla daha canlı, enerjik bir motivasyona sahip ve bulunduğu kategoride şuan için en iyi alternatif diyebilirim. Tadından yenmeyen görselliği, yeni ve interaktif arayüzü, farklılık kazanmış oynanışı ile bu türü sevenlerin denemesi gereken bir yapım. Tek sorunu ücreti karşılığında satın almamıza rağmen daha fazla eğlence -teknik anlamda oyunun yarısı- için hala para istiyor oluşu. Gerçi ilk oyunda da farklı olmayan bu durum oyunu satın alma aşamasında değişmiş. Cytus, Android için ücretsiz piyasaya çıkmıştı.

Cytus 2 için söyleyeceklerim bu kadar. Dinlediği ritme parmakları ile hayat vermek isteyenleri buraya alalım!