Deadlight – Baltalar Elimizde Shotgun Belimizde

Bir sonraki bölümde oyunun başında Randy’nin Babalık dediği amcanın yine askerler tarafından esir alındığı, kıyametin ilk zamanlarında sığınak olarak kullanılan yere, stadyuma geliyoruz. Her şeyin bir gönderme olduğunu düşünmek istemesem de, Babalık’ın adı Ben Parker. Neden onca isim arasından Peter Parker’ın amcasının adının seçilmiş olduğunu da merak etmiyor değilim. Fakat bunun sebebine dair herhangi bir ipucu yakalayamadım.

061

Yine, sanırım bu noktada Sıçan’ın bize birkaç kere söylediği bir cümleden bahsetmek iyi olur; “Can you make an order from chaos, Mr. Wayne?/Kaostan bir düzen yaratabilir misiniz, Bay Wayne?” Ana karakterimizin soyadının Wayne oluşuyla ve The Dark Knight filminde Joker’le Two-Face arasında geçen diyaloğun bu cümle ile bir alakası olabilir mi? Buna da oyunu oynarsanız, siz karar verin. Şahsen ben kendimi alakalı oldukları konusunda oldukça ikna etmiş bulunuyorum.

İsimlerle ilgili bir başka güzel nokta da, oyun boyunca orada burada bulduğunuz cesetlerden kimlik kartları topluyorsunuz. İlk başlarda düzeni anlamamış olsam da birkaç bariz isimden ve kontrolden sonra anladım ki, topladığınız kimlik kartları oldukça ünlü katillere aitler. Oyunun hikayesinde bu kimliklerin yeri yok. Yapımcıların yaptığı açıklamaya göre bu, oyun içerisinde yapmak istedikleri ufak bir şaka; öldürme konusundaki yetilerine rağmen katiller Zombi Kıyameti’nde muhtemelen hayatta kalamazlar. Bulduğumuz kimliklerdeki isimlerden bir kaçı şöyle; Berkowitz, D.R. ; Dahmer, J.L. ; Homolka, K.L. ; Bundy, R.C. ; Allen, Arthur L. .

Oyunun bir diğer güzel kısmı ise zaman olarak 1986 yılında geçiyor olduğundan elektronik iletişim telsizlerden öteye gitmiyor, zaten o da bizde yok. Randy’nin günlüğünü okuduğunuzda anlayacağınız üzere de, ailemizi Canada’da kaybediyoruz ve yaklaşık 4 aydır da onları arıyoruz. Kıyamet koptu kopalı karımız ve kızımızdan haber alamıyoruz. Bu durum Randy’nin vicdanını sızlatıyor olacak ki; kızının halüsinasyonlarını görüyor ve her seferinde de bunun ne kadar can yakan bir deneyim olduğunu vurguluyor ve her halüsinasyonda da gördüğümüz imgelerin biraz daha keskin bir hal aldığını görüyoruz.

07

Oyunda “E peki, neden?” dedirten bir sürü yer var aslında, çünkü oldukça kısa. Oynanabilir süresi 3 saatten fazla değil. Yalnız oyunu bir kere bitirdiğinizde “Nightmare Mode” açılıyor ve hiçbir şekilde oyunu kayıt edemediğiniz için en zor seviyede her şeye tek atmanız bekleniyor. Eh o da biraz zor. “E peki, neden?”lere gelecek olursak; ilk sırada Ordu’nun kendisi var. Normalde zombi kıyamet senaryolarında ordu pek de iyi bir yere sahip değil, genelde sadece devlet büyüklerini koruyan, sivilleri de umursamayan bir örgüt olarak veya biyolojik bir silah üretmeye çalışırken deneyerlerin ellerinde patlamasıyla kıyameti başlatanlar olarak lanse ediliyor (istisnalar kaideyi tabii ki de bozmaz). Deadlight’ta ise sebebini anlamadığımız bir şekilde de ordu hayatta kalanları yakalıyor ve hiç de iyi olmayan bir şekilde sanki sığınak değil de Nazi toplama kampıymışçasına insanlara muamele ediyorlar. İkinci sırada da Rendall Wayne’in kendisi ve ailesi var, fakat bu konuda pek fazla yorum yapmak istemiyorum yoksa oyunun sonunu anlatmış olacağım. O kadar anlattım, sonunu da oynayıp siz görün derim.

Yalnız ufak bir ipucu vereyim; Stephen King’in “Sis” kitabının filmini umarım izlemişsinizdir. Keyifli oyunlar!

Yorumlar