Divinity: Original Sin, Bilgisayarınızda Yeni ve Nostaljik Bir RPG!

Baldur’s Gate’i sevmiş miydiniz? (Oynamadınız mı? Hemen okumayı bırakıp oynayın, bitirin sonra kaldığınız yerden devam edersiniz!) Güzel. Diablo sizi sarmış mıydı? Şahane. Larian Studios, iki türü de birleştirmiş. Üstüne bir dünya da yenilik eklemiş ve ismini de Divinity: Original Sin koymuş. Harika yapmış!

Original Sin, yine Larian Studios tarafından tam 12 yıl önce piyasaya sürülen Divine Divinity oyununun ikincisi. Özellikle “ikincisi” diyorum çünkü bir devam oyunu değil. Yepyeni bir macera. Original Sin’de bütün ses, grafik noktasındanki gelişmeler bir yana, yenilik olarak 12 yıl önce gerçek zamanlı olan savaşları, bu oyunda “turn-based” yani sırayla savaştığımız sisteme çevirmişler.

Oyuna başlamadan önce iki karakter yaratıyoruz. Bir kadın bir erkek olarak bize sunulan karakterleri, sınıflarından, cinsiyetine kadar istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. Savaşçı, şövalye, büyücü, savaşçı-büyücü, rahip gibi bir çok sınıf var. Tüm özelliklerini ayarladıktan sonra maceraya atılıyoruz.

Ekip hazır!

Ekip hazır!

“Klasik Hikaye Deme Bana!”

Evet Original Sin’in hikayesi bilindik basit bir senaryo olarak başlıyor. Kahramanlarımız bir cinayeti araştırmak için bir kasabaya yola çıkıyorlar. Ancak o basit başlayan senaryo, oyunda ilerledikçe sürpriz kırılma noktaları yaşıyor ve farklılaşıyor. Tabii ki “spoiler” vermeyeceğim!

“Vurduk, Kırdık Hep Aynı Şeyler…mi?”

Yok değil.. Bir dünya yenilik var. Öncelikle almış olduğumuz kararlar oyun akışına etki edebiliyor. Dahası kullanılan büyüleri tek yöntemle kullanmak zorunda değiliz. Büyüleri kullanarak “gariplikler” yapıp düşmanlırımızı farklı yöntemlerle alt edebiliyoruz. Örneğin daha önce hiçbir video oyununda grup arkadaşımı ateşe vererek, düşmanların üzerine salıp onların bulunduğu yerdeki gazı havaya uçurmayı başardığımı hatırlamıyorum! Bu oyunda alacağınız kararlara kendi ekibinizden de itiraz gelebiliyor ve o zaman kimin yoluyla mevzuyu halledeceğinizi taş, kağıt, makas oyunu ile karar veriyorsunuz.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

Orinigal Sin’de macera boyunca ekibinize katılmak isteyecek bir çok yolcu ile karşılaşıyorsunuz. Bunların bazıları ekibe katılmak için şartlar öne sürebiliyor. Kimisi macera boyunca devamlı “mırın-kırın” ediyor… Ama hiçbiri fuzuli karakter değil.

Bu oyunda bir hoşuma giden nokta da, oyun yükleme ekranlarında verilen ipuçları gerçekten çok faydalı. Verilen ipuçlarına göz atmanızı şiddetle tavsiye ediyorum!

E, Hiç mi Kötü Yanı Yok Oyunun?

Original Sin çok yavaş başlıyor. İlk kasabaya vardığınızda gerçekten sabretmeniz gerekecek. Savaşa gitmeden önce kasabayı keşfedin. Farklı karakterleri ekibinize katın ve güçlenin. Ufak tefek görevleri tamamlayın. Dış dünyaya açılmadan hem tecrübe hem de seviye kazanmanızı öneririrm Original Sin, hiç de kolay bir oyun değil (Bu açıdan bana Temple of Elemental Evil’ı hatırlattı… Ne? Hala oynamadınız mı? Yazı bitmek üzere, okuyun ve hemen Elemental Evil’ı oynayın!) ve yeterince güçlenmeden kasabanın surlarının dışına çıkarsanız yaşayacağınız savaşlar sizi oyundan hatta video oyunları dünyasından soğutur, benden söylemesi!

Kasabada dolanalım biraz...Tamam birazdan biraz daha fazla!

Kasabada dolanalım biraz…Tamam birazdan biraz daha fazla!

Grafikleri, müzikleri, NPC’lerin hikayeleri, ortam dizaynları, görevler. Her yönüyle Original Sin sizi büyüleyecek!

Yorumlar