Dragon Age: Inquisition – Tam Bir Engizisyon İşkencesi
Ben oyun oynamadan önce bir çok farklı incelemeye mutlaka göz atarım. En basitinden para vereceğim için önlem almış olurum. Videolu anlatımları izlerim. Görseller, oynanabilirlik ile ilgili önfikir edinmiş olurum. Dragon Age: Inquisiton (DA) için de aynısı yaptım. Özellikle incelemeleri detaylı bir şekilde okudum. Olumlu geri bildirimler beni etkiledi ve bu efsane serinin sonuncusunu edinme ve inceleme kararı aldım.
İki şey olmuş olabilir: Ya iki gün boyunca okuduğum incelemeler DA değildi ya da ben oyun oynamayı bilmiyorum. Oyunun PC versiyonunu oynadığımı belirtmeliyim. Diğer oyun platformundaki performansını bilmiyorum oyunun. Keşke PC versiyonunu bilmeseydim!
Eziyette Bir Dragon Age 2 Değil Ama…
Bir RPG oyunu olan DA karakter yaratma aşamasında çok bir yenilik sunmasa da özellikle kahramanın dış görünümü üzerinde detaylı çalışmalar yapabilmemiz ilgililerine cazip gelecektir. Sınıf seçimlerinde çok bir yenilik yok; büyücü, savaşçı, hırsız. Irklar da aynı şekilde; bilinmedik bir ırk yok. DA güzel bir başlangıç “demo”su ile oyuna başlıyor. Kahramanımız -ben bir ok ve bıçak üstadı, bir hırsız-ranger türü elf yarattım- bolcana yeşil ışık saçan bir patlamanın ortasında bir kadın silueti tarafından kurtarılmak üzereyken tutuklu bir şekilde uyanır. Ne olduğunu anlayamadan, bir grup zoraki dostuyla yeşil ışıklar saçan ve şeytani güçler için birer geçit olan “rift”leri kapatmak üzere yola koyulurlar.
Buraya kadar her şey güzel gidiyor. Serüven için yola çıkınca harika görseller, şahane coğrafya dizaynları bizi karşılıyor. Geçit kapısına yaklaştıkça ilk düşmanlarımızla karşılaşıyoruz. Savaşmak için iki yöntem var. Ya “3rd person” şeklinde ya da taktik ekran, yani yukarıdan (baldur’s gate, Icewind Dale ya da geçmiş Dragon Age’lerde olduğu gibi) görecek şekilde. “3rd person”da savaşmak eğlenceli ancak sadece farenin tuşuna basıyor olmak bir süre sonra rutin geliyor. Taktik ekranda oyunu durdurabiliyoruz, ekipteki her karaktere ayrı ayrı emirler verebiliyoruz….en azından teoride bu böyle.
Acı başlasındı..
Taktik ekran sıkıntılarına gelmeden genel oyun akışına hızlıca bakalım. Oyunu oynadığım sürece, sanki bu oyun “MMORPG” olarak dizayn edilmiş de son dakikada tekli oynayıcı için oynama özelliği eklenmiş hissi verdi. Oynanış, ortam, harita, çizimler hepsi güzel ama hep bir “mmorpg” havası var. Bu kötü bir şey diye demiyorum ama sanki niyetleri tekli oyuncu değilmiş gibi bir atmosferi var oyunun.
Pratikte oyunun engizisyonla ne ilgisi olduğunu oyuncuları kontrol etmek istediğimizde anlıyoruz. Gerçekten tam bir işkence. Örneğin bir geçidi kapamak için geçidin yanına gidip, geçidin üzerindeki küçük “geçit kapama noktası”nı bulup, fareyi -eğer ki farenin oku ekranda belirirse (ki BIOWARE ekran çerçevesi koymadığı için fare kaybolacak!)- onun üzerine getirmeyi becerebilmemiz ve sağ tıklamamız gerekiyor. Komutu kabul etmediğini görüp, fareyi sallayıp tekrar oku görüp ikincide başarılı oluyor. Diğer bir örnek olarak da ölülerin üstünü aramak için üzerlerinde “loot” ibaresi çıkması gerekiyor. Ancak ne yazık ki bu ibare ölü bedenin dibine girmeden çıkmıyor. Dertlerimize devam edelim; farenin orta tekerini kullanarak taktik ekrana geldik. Daha geniş bir şekilde yukarıdan görmek istiyoruz. “Mouse wheel”ı daha çok çevirmeliyiz değil mi? Hayır işte o öyle değil! Nedense yön tuşları ile her hangi bir yöne basıyoruz ve “zoom out” oluyor. O da kısmi “zoom out”!
O Kadar mı Korkunç?
Hayır demek isterdim ama “evet, oyunun kontrolleri bence korkunç”. Belki alışılıyordur ama alışabilecek süre dayanamadım. Aslında çok güzel bir oyuna, beni çileden çıkaran oyun kontrolleri yüzünden devam edemedim. Kocaman bir harita, dokuz kişiden oluşan geniş opsiyonlar sunan bir ekip (Mass Effect oynayanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır), silahlarımızı ve zırhlarımızı güncellememizi sağlayan keyifli yan görevler, nerelere hangi ekipleri göndereceğimizi belirlediğimiz savaş taktiği masası, ve tabii ki EJDERHALAR!
Diyeceğim odur ki; PC haricinde bir platformda, oyun kontrolleri “kontrol edilebilir” olduğu bir ortamda şahaser olacak bir oyun gözlerimi yaşlara, yüreğimi acılara gark eyledi..
PC’de oynamayın!