Tower Defense takısı ile mobil platformlarda yer alan bir dünya oyun var ve hepsi birbirlerinin kopyası niteliğinde. Neredeyse her şeyleri aynı. Fantasy Kingdom Defense’de bu oyunlardan birisi. Az önce dediğim benzerliklere sahip mi? Evet. Ama benim için tek farkı; diğerlerinden çok daha zevkle bu oyunu oynamış olmam.

Tequila Mobile firmasındaki abilerin ellerinden çıkan oyunu, Android ve iOS işletim sistemine sahip cihazlarda (Ovi Store aracılığı ile de erişim sağlayabilirsiniz ki benim oyunla tanışmam eski model bir Nokia telefonla olmuştu) oynamak mümkün. En başta, hatta ilk iki kelimede yazdığım gibi, oyunumuz Tower Defense türünde bir yapım. Belli bir hat üzerindeki bölgelere; kurduğumuz kuleler aracılığı ile düşmanlarımızı kaleye ya da başka bir önemli yapıya ulaşmadan, saf dışı bırakma amacında olduğumuz oyunlardan bu oyun da. Yalnız burada şöyle bir durum var. Düşmanlarımızı öldürmek için kule değil, asker kullanıyoruz.

Oyunu ilk defa açtığımızda, bizden bir adet profil oluşturmamızı rica ediyor ve bizde oluşturuyoruz. Oyunda elde ettiğimiz başarılar ve senaryodaki ilerlememizin kaydolacağı profili oluşturduktan sonra, sıra geldi oynamaya. İki seçeneğimiz var; Senaryo (Campaign Mod) ya da hayatta kalma (Survival Mod). Survival Mod hakkında yazacak pek bir şey yok, adından belli ne mal olduğu, her yerden akın akın düşmanlar geliyor ve biz de onları, umarsızca öldürüyoruz.

Biz asıl gelelim senaryo moduna. Aslına bakarsanız; senaryo modunda da pek birşey yok. Yedişer bölümden oluşan, toplam dört farklı harita var ve amaç bu bölümleri bitirmek bu kadar. Gerçi başka ne olabilirdi ki? Her bölümün tahmin edileceği üzere üç farklı zorluk seviyesi var. Kolay, Orta ve Zor olarak çok aşina olduğumuz bu seviyeler, hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde bitirdiğimiz takdirde, farklı miktarlarda ödül veriyor.

Oyunda; askerlerimizi satın almak için, para birimi olarak cumhuriyet altını kullanıyoruz. Her askerimizin, sahip olduğu beceriler farklı olduğundan, fiyatları da ufak tefek miktarlarda fark ediyor. En ucuz birimimiz olan Knight; 40 altın karşılığı, haritadaki yerini alıyor (koskoca şövalye 40 altın?). Öldürdüğümüz yaratıklardan kazandığımız altınlar, sağ olsun yeterli miktara ulaştığımız takdirde, haritada yer alan birimlerimize yenilerini ekleyebildiğimiz gibi onları geliştirebiliyoruz da. Yine; üç seviye gelişen birimlerimiz, bu sayede daha çok işe yarıyorlar. İlk zamanlarda elimize sadece Knight, Archer ve Mage üçlüsü kullanıma hazır. Oyun oynadıkça ve başarılı oyunlar sonunda, elmas kazandıkça yeni birimlere, ki bunlar Paladin, Elf ve Warlock oluyor, ulaşabiliyoruz.

Tahmin edileceği gibi bu elmasları elde etmek, yeterli miktarlara ulaştırmak bir hayli zor. Örnek olarak; oynadığımız ve başarılı biten normal seviyedeki bir sonunda, elimize 5 elmas geçiyor. Yeni birimleri açmak; her biri için 80 elmas gerektiğini de düşünürsek, her karaktere ulaşmak bir hayli zor olsa gerek. Elmas yalnızca yeni birimler açmak için gerekli değil tabi ki. Kalemizin daha sağlam olmasını sağlamak, tepesine mancınık kurmak hatta bir köşesine yaklaşana saldırması için, ejderha bile kondurabiliriz elmaslar ile. Bununla da bitmiyor tabi ki. Oyun içinde yer alan dükkandaki tılsımlardan, birbirinden güzel iksirler alarak, oyunumuzu daha da eğlenceli hale getirebiliyoruz.

Oyun böyle bir şey, klasik kale savunmaca (Tower Defense). Canım sıkıldıkça oynadığım, el çizimi olan her şeyi oynamama sebep olan bir oyun. Türe bir farklılık getirmiyor, yepyeni bir oyun deneyimi yaşatmıyor ama en azından diğer alternatiflerinden daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum.