Far Cry Primal – Tarih Öncesi Çağlara Hoşgeldiniz
Oyun Mekaniği
Oyunda gece gündüz dengesinden bahsetmiştim. Ele geçirdiğiniz yerler sayesinde bir süre sonra Fast Travel yapabiliyorsunuz. Oros diyarı Skyrim kadar büyük olmayabilir ancak her seferinde o devasa büyük mesafeleri koşmak canınızı sıkabilirdi. Buna rağmen oyunun önemli bir bölümünde bir yerde başka yere koşuyor olacaksınız (yaya ya da bir hayvanın sırtında).
Fakat sıkılmayın, oyunda alabileceğiniz çok fazla görev var. Görevleri bir kenara koyarsak, ilerlerken ya da özel bir görev için araştırma yaparken, sağda solda Wenja Event olabiliyor. Bunlar anlık olarak gelişen, civardaki Wenjalara yardım ettiğiniz mini görevler. Tutsak iki Wenjayı kurtarmak, bir yerden başka yere gidecek gruba eskort etmek ya da belirli bölgedeki tehlikeli hayvanları avlamak olabiliyor.
Oyun mekaniğinde çok etkili olan bir diğer konu Hunter Vision denen görüş biçimi. Kısa bir tabirle iz sürmenizi sağlıyor, kan izlerini görmenizi ya da bazı özel hayvanların koku izlerini takip etmenizi sağlayan bu görüş olmazsa olmazınız. Oyunda çok önemli bir yer tutuyor.
Tabi oyunda çok ciddi olmasa da önemli bir kaynak yönetimi mevcut. Toplayabildiğiniz çeşitli bitkiler, hayvan postları, kaya ve taş çeşitleri bunların bazıları. Çoğunu bulmak kolay olsa da özellikle bazı ekipmanların üst versiyonları ya da köydeki isimli adamların kulübelerini geliştirmek için gerekli olan bazı bileşenleri aramak için özel zaman harcadığım olmuştur. Yine de bu canınızı sıkacak şekilde zor olmuyor, oyunu normal bir şekilde oynarken aradığınız malzemeleri mutlaka bir yerlerde buluyorsunuz ya da onu bulacağınız bir yerden geçiyorsunuz.
Oyun boyunca yaptığınız tüm görevler, haritadaki “?” olan tüm isimli mekanlar, ele geçirdiğiniz köyler/önemli noktalar, öldürdüğünüz her hayvan/düşman size belli oranda experience/tecrübe puanı veriyor. Belirli puanlarda skill kazanıyorsunuz ve bunları ister biriktirip belli konularda uzmanlığa ya da yayarak çok konuda ufak uzmanlıklara yayabilirsiniz.
Bununla birlikte belirtmem gerekir ki; başlangıçta yanıma daha güçlü hayvanlar verecek ve ok becerilerini geliştirecek konulara harcarken, bunları çok hızlı bir şekilde tamamlayınca sonradan öncelikli gördüklerimden başlayarak her şeye, hatta hemen hiç kullanmadığım yakın dövüş özelliklerine bile puan verdim. Oyunu bitirmeden daha önceki zamanlarda da tüm skilleri son noktaya getirmiştim. Belki de görevleri boş geçmememden kaynaklıdır fakat oyunda tüm skilleri sona dayandırmak bana çok tatminkar gelmedi. İlla ki zayıf kalacağımız yönler olmalıydı. Zaten kendimce en beğenmediğim kısmı bu oldu. Belki de “alaşağı etme” diyebileceğimiz takedown ile ilgili skillere vermek için “En azından şu kadar düşmanı takedown ile öldürmelisin.” gibi seçenekler koysalar daha iyi olabilirdi.
Oyunun ana hikayesini ilerletme kısmında acele etmediğimi söylemiştim. 25 saat civarı bir oyun süresinden sonra oyunun ana hikayesini bitirdim. Fazladan bir kaç saat daha oynayıp haritada ele geçirilmemiş herhangi bir Udam ya da Izila kampı kalmadığından emin oldum. Buna rağmen henüz girmediğim mağaralar, keşfetmediğim bazı alanlar kalmıştı. Fakat başka görev kalmayıp, skiller de sona dayanınca daha fazla devam etme nedeni bulamadım.
Bir kaç ufak eleştiriye rağmen Far Cry Primal’ın çok keyifli bir oyun deneyimi sunduğunu ısrarla belirtmek isterim. Oynanışının oldukça yalın olduğunu, oyunun sizi yavaş yavaş ustalaştırdığını ve sıkmadığını, görsellik ve atmosferin çok iyi olduğunu da eklemeden olmaz. Ek olarak ilkel çağlardaki insanların “tuhaflıkları” da oldukça eğlenceli bir şekilde işlenmiş. Esir alınan düşmanın üzerine işeyen büyücü, kafasındaki ağrıyı delik açarak geçiren adam. İki tutam kanat takıp uçacağını ya da ayı pisliği sürüp, ayıların saldırmayacağını sanan mucit gibi çok eğlenceli anektodlar bulabilirsiniz.
Geç olmakla birlikte oyun severlere Far Cry Primal’ı şiddetle tavsiye ediyoruz! Oyundaki deneyimlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!