Flash’ın Cevherleri III – Sistem Gerektirmeyen, Tadımlık Oyunlar!

Bilgisayarınız eskimeye mi başladı? İşyerinde alt-tab yapmadan takılmak mı istiyorsunuz? Paraya sıkıştınız ya da steamde indirimler gelene kadar beklemek mi istiyorsunuz? Tam size göre bir çözümümleri anlattığımız yazı dizimiz: Flash’ın Cevherleri III bölümü ile devam ediyor.

Zamanında bilgisayarım eskidikçe veya hardcore oyunlara dalıp gitmek istemediğimde flash oyunlar oynadım. Benzer flash oyunlarının çok ufak farklarla nasıl güzel şeylere dönüştüğünü gördükçe de oyun tasarımı ile ilgili güzel fikirler edindim. O yüzden, gerçekten hoşuma giden ve flash oyun denince mutlaka bilinmesi gereken oyunları bu yazı dizisinde sizlere tanıtacağım.


The Last Stand Serisi

The Last Stand, güzel bir zombi hayatta kalma oyunu olarak başladı. Yanımıza kurtulanları alıyor, zombiler saldırdığında shooter tarzında (flashtaki shooter tarzı farklı bir şeydir normal shooterlardan) oynuyorduk. Detaya verdiği önem ve oyunun zorluk kurgusunun güzelliği ile göz dolduruyordu. Zamanımızı dikkatli kullanmamız, aynı zamanda kaynaklarımızı ve yancılarımızı da idare etmeliydik. Zombiler kurduğumuz savunmaları yıkmadan onları yok etmeliydik. İlk iki oyun böyle kuruluydu.

The Last Stand: Union City oyunu ise karşımıza RPG olarak çıktı. Zombi felaketinin içinde derin ve güzel bir hikayeyi konu aldı. Bu sefer çoğunlukla biz saldırı durumundaydık. Sağı solu yağmalayarak güvenli alana gitmeye çalışmakla geçiyordu zamanımız.

lastStand1

Son olarak da Dead Zone isimli bir multiplayer versiyon çıkartmışlar. Multiplayer flash oyunları sevmediğim için oynamadım. Oynarsanız yorumlarınızı beklerim.

The Last Stand The Last Stand Union City The Last Stand 2 The Last Stand Dead Zone

Dolphin Olympics 2

Muhteşem bir oyun daha. Flash’ın oyun motorunun fizik simülasyonu yapabildiğini keşfettikleri ilk zamanlarda üretilen oyunlardan. İki dakika içinde, canlandırdığımız yunusla artistik hareketler yapmak ve dünya kadar puan toplamak için uğraşıyoruz. Bazen öyle abidik gubidik şeylerle karşılaşıyoruz ki, oynarken gülmekten kombolarımız bozulabiliyor. Çünkü bu manyak yunus, sudan nasıl zıplıyorsa artık, galakside yolculuğa filan çıkıyor.

dolphin-olympics

Oyunda en güzel şeylerden biri, Otostopçunun Galaksi Rehberi’ne göndermelerde bulunan achievementleri olması. Çıkabileceğimiz en yüksek noktada “Evrenin Sonundaki Restoran”a ulaşıyoruz. Zaten filmini ya da kitabını sevenler mutlaka yunusların insanlara son mesajını da hatırlayacaktır. Bilmem anlatabildim mi?

Dolphin Olympics 2

Warfare 1917

Bu oyun, kendine has mekaniklere sahip orijinal strateji oyunlarından. Alman ya da İngiliz askerlerinin komutanı olarak iki ana hikayeden birini canlandırıyoruz. İsminden de anlaşılacağı üzere 1. Dünya Savaşı’ndayız. Siperlerimizi korumak ve karşı tarafı püskürtmek görevimiz.

warFare1917

Basit geliyor kulağa ama öyle mi? Değil. Çünkü siperlerin alabileceği asker sayısı belli, tepeden top yağıyor ve askerlerimiz çoğunlukla patır patır ölüyor. Tam da gerçek hayatta olduğu gibi. Çünkü makineli tüfekler yeni icad edilmişti; bunlarla nasıl baş edileceği tam net değildi ve mermisi bitene kadar adam öldürsün de gidip adamları dövelim mantığıyla savaşılıyordu. İşte bu oyunda o dehşet anlarını çok iyi yaşıyoruz.

Warfare 1917

Elephant Quest

Rol yapma oyunları her zaman kendilerini ciddiye alacak diye bir şey yok. Aşırı şeker grafikleri, komik anlatımıyla Elephant Quest bir klasik.

elephant-quest

Oyunda acayip karışık ve bir o kadar da anlamsız bir level sistemi (adeta bir parodi); bitirilmesi gereken anlamsız anlamsız questler; saçma sapan düşmanlar ve eğlenceli tasarlanmış dünya kadar bölüm var. Sırtımıza balonlar takıp, peşimizde turretler sürükleyerek eğlenceli vakit geçirmek için bu oyunu oynayabiliriz.

Elephant Quest

Doodle God 2

Bu yazımızın starı bu oyun. Birincinin üzerine eklenerek geliştirildiği için birincinin linkini vermedim.

Bu oyunda, dört basit elementten (ateş, su, hava, toprak) başlayarak değişik başka elementler (hayat, ölüm, binalar vs.) ve onların altı elementleri üreterek tanrıcılık oynuyoruz. Bazı şeyleri düşünmeye çalışırken ve “neyi neyle eşleştirmiştim lan” diyerek kafayı yememek işten değil.

doodle-god

İşin garip yanı, elementlerin birbiriyle etkileşimleri çok acayip. Örneğin; kül ve enerjiyi birleştirince hayalet elde ediyoruz. Bazı elementlere ulaşma yöntemimiz tek ama çoğu elemente aynı şeyden ulaşmıyoruz. Sırf bunların bile nasıl kurgulandığını görmek insana “haaa! Doğru lan!” dedirtiyor.

Sadece eşleştirmeyle geçen bir oyun için fazla bağımlılık yaratıcı ve enteresan. Tıkandığımız yerde de aşağıdaki ipucu tuşlarına basıp fikir de alabiliyoruz. Tasarım, sunum ve oyun mükemmel.

Doodle God 2
Bu yazı, "Flash'ın Cevherleri" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar