Gazoz Olma, Europa Universalis IV ile İmparator Ol!
Siyaset seviyor musunuz? Büyük bir ülkenin başında olmayı, hem makro hem mikro her türlü idareyi yapmayı mı arzuluyorsunuz? Bir milleti aydınlanma çağından geçirmek en büyük hedeflerinizden mi? Rol modeliniz Kanuni Sultan Süleyman mı? Açıkça söylemeliyim, bu herhalde bizim ömrümüzde gerçek hayatta yapabileceğiniz bir şey değil. Ama bilgisayarda bu iş için harika bir alternatif tarih oyunu var: Europa Universalis IV!
Bundan önce Crusader Kings II’yi tanıtmıştım. Çeşit çeşit taht oyunlarının döndüğü acayip detaylı bir oyun o da. CK2 ile ilgili yazıya bu linkten ulaşabilirsiniz.
Crusader Kings II: Çok Çok Büyük Taht OyunlarıEuropa Universalis ise CK2’nin bıraktığı yerden işi alıyor ve artık ülkelerin tek bir hanedanın malı olmaktan çıkıp, halkların oluştuğu zamanı anlatıyor. İstanbul’un fethine yakın bir zamandan (1444) başlayıp, Viktoryan döneme (1821) kadar devam ediyor.
Nedir?
Europa Universalis IV’de (EU4) içinde köylülerden soylulara, tüccarlardan memurlara kadar her sınıftan insanları barındıran bir ülkeyi canlandırıyoruz. Eli silah tutan kişileri gösteren bir “manpower” sınırımız, ticaret yolları, koloniler ve hatta global savaşlar var. Artık CK2’deki gibi tek bir hükümdarı yaşatmıyoruz. Yerine göre hükümdarsız bile kalsa yürüyen bir devleti canlandırıyoruz.
EU4, her baktığımda steam’de en çok oynanan ilk 30 oyun arasında. Bu derece popüler ve aynı zamanda aşırı aktif bir komünitesi olan bir oyun olduğunu hemen belirtmeliyim.
Oyunun temel olayı, uluslararası ilişkiler. Çok aşırı detaylı bir diplomasi penceresi var. Her şey dönüp dolaşıp bu diplomasi penceresine bağlanıyor. Kazandığınız gelirler, topraklar, gemiler, soyunuz, sopunuz, müttefikleriniz; hepsi bu diplomasi penceresinde sonuçlanıyor. Daha önce hiç bir oyunda görmediğim aşırı detaylı barış anlaşmaları yapabiliyorsunuz. “Şu iki toprağı bana, bilmem ne adasını Floransa’ya ver; Memlüklerle anlaşmanı iptal et, zikkotoş ülkesinin de bağımsızlığını verirken bir de para öde” filan gibi şeyler var.
Oyunda teknoloji, her paradoks oyunundaki gibi önemli. Ancak bu oyunda ekstra önemli. Çünkü top/tüfek gibi icatların ilk çıktığı zamanlar. Bu yüzden bunlar gerçekten büyük farklar yaratabiliyor. Amerika’ya giden yüz İspanyol askerinin yüz bin aztek askerini öldürme hikayesi gerçek hayatta olmuş bir olay. İşte EU4’te de buna benzer aşırı olaylar oluyor eğer teknoloji farkı yüksekse.
Haritamız da sadece Avrupa’yla sınırlı değil ve dünyanın tamamı var. Tabi, oyunun başında her yer açık değil. Amerika’ları ilk bulan, ilk kolonileyen, ilk defa dünyanın etrafında dönen filan olmaya çalışıyoruz. Gittiğimiz yerlerde, yerlilerle nasıl muhatap olacağımıza karar veriyoruz, koloni şirketleri kuruyor ve sömürgecilikten global güç devşirebiliyoruz.
İlla ki Amerika’lara gitmemize gerek yok. O konuda süper şeyler yapmışlar. İç taraflarda olan ülkeler de politik ve askeri güçlerini gösterip birbirlerine artislik taslayabiliyor. Kutsal Roma’da reformlar yapıp Almanya’yı kurmak mı dersiniz, Polonya-Litvanya birliğini, Rusya’yı kurmak mı, yoksa Osmanlı’yla Viyana kapılarına dayanmayı mı istersiniz; hepsi var. Hatta, Bizans’ı Osmanlılardan kurtarıp tekrar Roma’yı kurmak için büyümeye bile çalışıyorsunuz. Ona geleceğim.
Hazır Osmanlı demişken kesinlikle bahsetmeden geçmemek lazım. Osmanlılar, bu oyunda hak ettikleri yeri almış. Gerçekten korkulacak bir güçler ve hatta “kebab stick that sticks the world” diye tanımlandığını gördüm internette. Oyunda bu yazının yazıldığı tarihte 1444’te başlayıp oyun sonuna kadar tüm dünyayı ele geçirebilecek kadar güçlü ve iyi noktada başlayan iki ülkeden biri.
Ally Poland, Build Galleys = Remove Kebab
Oyunla ilgili çok ciddi bir meme olmuş söylemden bahsetmeli mutlaka. “Ally Poland, Build Galleys”, Bizans olarak oyuna başladığımızda Osmanlı’nın elinden sıyrılabilmenin (kurtulmanın değil, sıyrılmanın) tek yolu. Bir kere sıyrıldıktan sonra daha çok debelenmek gerekiyor ama gerçek bir tatmin hissi veriyor. Remove Kebab (Osmanlıyı haritadan silmek) yaptığınızda gerçekten büyük bir iş başarmış oluyorsunuz.
Europa Universalis’i hazırlarken akla zarar miktarda araştırma yapıldığı belli. Neredeyse her ülkenin tarihi ve kültürel detaylarına dikkat edilmiş ve karşımıza çıkan “event”ler onlara göre değişiyor. Aynı zamanda yönetim biçimleri ve halkların tepkileri, dini yapılar filan da ona göre şekillenmiş. İnsanın sadece bunları öğrenirken bile kafası bulanıyor.
Oyunda, gerçek hayattaki olayları mümkün olduğunca “gerçekçi” şekilde yansıtmaya çalışmışlar. Örneğin; burgundian inheritance diye geçen olayda, tarihte Fransa ile o sırada Kutsal Roma imparatoru olan Avusturya arasında paylaştırılan Burgundy toprakları, EU4’te bu olay gerçekleşirse (şartları var, gerçekleşmeyebilir de) o sırada imparator olan kimse onunla Fransa arasında paylaştırılıyor. Bu ve bunun gibi onlarca, yüzlerce örnek var. Sonuçta alternatif tarih oyunu bu.
Sadece alışması bile onlarca saat alan, ama her başarısızlıkta daha çok bilenerek tekrar tekrar oynamayı isteyeceğiniz bir oyun bu. Bazen kaderi felaket olan bir ülkeyi kurtarmak, bazen de devasa kaslarımızı gerip ufak ülkelerin kaçışmasını izlemek isteyerek giriyoruz ve her seferinde de tam istediğimiz gibi bir oyunu bize sunuyor. Çok fazla tavsiye ederiz.
Yakında Hem EU4, hem CK2 için tutorial ve strateji videolarını Kahramangiller YouTube hesabımızdan ve sitemizdeki yazılardan vermeye başlayacağız.