Merhabalar, daha önce hiç bir yolculuğa çıkmak istediniz mi? Peki bu yolculuk sırasında geçmişin hayeletleri ile yüzleşerek ileriye daha sağlam adımlar atmak? Old Man’s Journey, ABZU‘dan sonra belki de oynarken en beni alıp bir yerlere götüren oyunlardan biriydi. Biraz İngilizcesi olanlar zaten oyunun isminden az çok neyle karşılaşacaklarını anlamıştır. Ancak ben yine de bahsedeyim; oyunumuz bir tepenin başında yaşayan tatlış, tontiş bir amcanın bir gün postacıdan gelen bir mektup üzerine sırt çantasını yüklenip kendini yollara vurmasını konu alıyor. Tamamen sakinlik ve dinginlik üzerine olan, müziklerinin sahne ile uyumunun 10 üzerinden 11 olduğu oyunu dilerseniz mercek altına almaya başlayalım.

Yolculuk

Oyunumuz aşağıdaki sahne ile başlıyor, gördüğünüz gibi saçımız sakalımız beyazlamış, yaş kemale ermiş. Ancak eğer bir yolculuk varsa yapılması gereken, yaşın ne önemi var? Yukarıda da bahsettiğim gibi, bir gün bir posta geliyor bize ve böylelikle maceramız başlıyor. Tamamen point and click tarzı bir bulmaca oyunu olan Old Man’s Journey size hiç bir şekilde bir eğitim veya ne yapmanız, nereye gitmeniz gerektiğini söylemiyor. Tamamen tek başınasınız, kendiniz çözmelisiniz. Oyun çok güzel bir sanatsal anlayışa sahip. Çizimleri, renk tercihleri, ambiyans çok güzel yansıtılmış. Böyle olunca oyun resmen bir görsel şölen sunuyor desem yanlış olmaz ki, daha önce de bahsettiğim gibi oyunun müzikleri gerçekten sizi alıp götürüyor.

Oyunun mekanikleri hakkında aslında konuşamam çünkü sadece farenizin tek bir tuşunu kullanıyorsunuz, onun dışında herhangi bir çanta, envanter vs. gibi şeyler oyunda bulunmuyor. Oyun perspektif üzerine kurulmuş, işin bulmaca kısmı da genel olarak burada zaten. Oyunun yapımcıları belli ki “biz bir bulmaca oyunu yapalım ama insanlar bulmacada kaybolmasın, o sırada onlara güzel bir hikaye de sunalım” demiş olacaklar ki bu oyunu yapmaya karar vermişler.

Geçmişle Hesaplaşma

Bulmacalar genel olarak kolay, bazen farklı açılardan düşünmeniz gerekiyor çünkü dediğim gibi oyun tamamen perspektife dayalı bir oyun. Peki mesela perspektife dayalı ama nasıl, gelin size biraz kolaylık sağlayayım. Aşağıdaki resimdeki tepelerin hepsinin yüksekliği değiştirilebiliyor. Üstünde durduğunuz tepe hariç genel olarak etrafınızdaki yer şekillerinin tamamının yüksekliğini değiştirebilirsiniz, böyle olunca diğer tepelerle veya yerlerle kesiştikleri yerden atlaya zıplaya yolculuğunuza devam edebilirsiniz. Oyun tamamen bundan ibaret desem yanlış olmaz. Hikayesi de kısa bir oyun eğer hiç bir şekilde takılmazsanız en fazla 1.30 saat içerisinde bitirebileceğiniz bir oyun. O yüzden indirim döneminde almanızı tavsiye ederim ancak kesinlikle alın. Bu oyun gerçekten hikayesi kısa da olsa sanattan aldığı güç ile gerçekten güzel bir hikaye anlatıyor. Dedemizin neden bu yaşında yollara düşüp, dağ tepe bayır aştığını inanın bana siz de öğrenmek isteyeceksiniz.

Toparlayacak olursam, bu oyun size uzun süren bir oynanış veya muhteşem mekanikler sunmuyor. Global bir kavram olan “aile” yapısını ele alan bu oyunun size sunduğu tek şey rahat bir yolculuk, güzel müzikler ve güzel bir hikaye. Eğer siz de oyun oynayacak bu aralar çok vaktim yok ancak rahatlatıcı güzel bir oyuna asla hayır demem diyorsanız bu oyunu alın oynayın. Oyun bittikten sonra da büyük ihtimalle oyunun şarkılarını aratacaksınız, o yüzden siz yorulmayın ben size Spotify listesini de koyacağım, keyifle dinlersiniz.