God Game: Bir Tanrı Olmanın İkilemi #1

Merhaba. Binlerce işle aynı anda uğraştıktan sonra en sonunda azıcık vakit bulup yeni bir yazı dizisine başladım.

Godgames: En kaba tabiriyle “Eycof, dota gibi tepeden bakmalı herşeyi yönetmeli” oyun türünün atası.

Eğer Black & White oynamış ve rastgele canlıyı alıp havaya fırlatıp “Ehere! Bu seferkini suda 5 kere sektirdim lan!” diyorsanız bu yazı kesinlikle sizin içindir.

Batirayim mi lan? birakayim mi? Birakiyim mi lan?

Batırayım mı lan? bırakayım mı? Bırakiyım mı lan?

Son 3 – 4 yılda iyice boşlanan bir oyun türü olan godgames deyince akla gelen ilk gelen soru: “Strateji’den farkı nedir?” oluyor genelde. Bunu anlamak için bilgisayarda oynanan strateji oyunlarının ilki olan Utopia’yi inceleyelim (satranç gibi masaüstü dengi olanları saymıyoruz).

1981 yılında, daha ben doğmadan, Utopia isimli şirin mi şirin bir oyun, bilgisayar alemine giriş yaptı. Simcity’den bile eski, hatta 8 YIL ESKİ olan bu oyun, ilk kez bir topluluğu tepeden yönetmenin ve rakiplere karşı oynamanın zevkini tattırmıştı.

Daha Simcity’de Multiplayer yokken 1984’de 2 kişilik multiplayerli gerçek zamanlı strateji oyunu programlamanın ne derece muhteşem bir başarı oldugunu söylemeye gerek yok. Oyunun ödül aldığını söylemenin de… Hala düşünemeyenlere şöyle diyeyim: Evrim ağacı gibi oyun gelişme tarihinde kökte duran ilk oyun. “Tüm yönetim simulatörlerinin atası.” Nokta!

Bu oyunda 2 adada birer topluluk bulunmaktadır, ve bu toplulukları birbiri ile yarıştırmak oyuncuya düşer. 60 saniyelik “sıra”larla 2 adada bina yapmak, isyancı desteklemek, tarım ve balıkçılık ile geçimini sağlama yarışı oyunu olan Utopia, o yılda türünün ilk örneği olunca tabii olarak birden fazla oyun janrı tetiklemiştir. Günümüzün geek tayfası ömründe ilk kez endüstriyel şekerle tanışmış bebe gibi çıldırıp daha fazlasını isteyince de türevleri anında infilak etmiştir.

Tarihin ilk RTS oyunu, 1981 yapımı. Tadını çıkarın.

Tarihin ilk RTS oyunu, 1981 yapımı. Tadını çıkarın.

İşin ilginci, bu noktadan itibaren strateji oyunlarının her özelliği ayrı oyun tarzlarında evrilmeye başlamıştır. Medeniyet geliştirme yarışından tutun, otonom davranan karakterlerin gelişimi özelliği gibi farklı mecralar ortaya çıkmıştır.

Bir sonraki durağımız Sim…değil… Little Computer People.

Tamagotchi çıkmadan önce PC'de neler neler oldu...

Tamagotchi çıkmadan önce PC’de neler neler oldu…

LCP, ilk kez oyun içinde otonom davranan karakterlerin canları istediğinde günlük ihtiyaçlarını karşıladığı ve oyuncuya seslendiği bir oyun olarak tarihe geçmiştir.

Tipki bir evcil hayvan gibi programda gezen LCP’ler yemek, müzik ve hobilerini ekranda gerçekleştirip oyuncunun “bir grup canlının tanrı gibi yönettiği bir simulatör olarak” tarihe geçti (Tarih derken geek tarihi, pleb’ler pek bilmez).

Sonunda Tamagotchi denen elektronik zımbırtıyla popülerliği artan “hayat simulatörleri”‘nden sonra yavaş yavaş artan “canlı simülatörleri” bu God Game’lere ciddi zemin oluşturmuştur. Artık isteyen herkesin gücünün yettiği, ister iyi ister kötü davranabileceği bir organizma ellerinin altındaydı. Ucuz ve temiz evcil hayvan, daha güzeli ne olabilir?

"Kafir mi lan şurdaki?"

“Kafir mi lan şurdaki?”

Tabi zamanla bu simülatörlerin ilahi güçlere sahip oyuncuları kapsaması kaçınılmaz oldu. Hala merak ediyorum, Türkiye’de Black&White gibi tanrıcılık oynama oyunlarını satan mekanlar nasıl taşlanmadı… Sonunda Tanrıcılık oynuyoruz, kulları cezalandırıp ordan oraya atıyoruz felan. En son bana inanmayan münafik hergelelerin kafasına taş yağdırmıştım dellenip. Elime geçen ilk çocuğu da altarda kurban etmiştim. Hamarat tanrı, kendi kurbanını kendi kesiyor.

Tabi Godgame denen türün en ilgi çeken özelliği ilahi olmak veya heryere erişen güçler değil, bir sürü otonom ünitenin kendi karakter ve mikro-ekonomisi ile hareket etmesidir…

Önümüzdeki yazıda size detaylı örnekler vereceğim, uygun zamanda görüşmek üzere!

Yorumlar