Şaşaalı oyunlar, yüksek bütçeler derken, gözden kaçan bazı güzel oyunlar var. Bugün, bunlardan birinden bahsetmek istiyorum sizlere: Rimworld!

Bu yazı yazıldığında 8. Alfada olan bu oyunu, ilk olarak 3. alfasında gördüm. O zamandan beri de update geldikçe oynuyorum. İlk başladığı noktadan bu yana, grafik olarak çok gelişmese de, oynanış olarak kat ettiği yolu gördükçe; betada hatta yayındayken ne kadar gelişmiş olacağını görmek insanı heyecanlandırıyor.

Yazının altındaki adresten ulaşabildiğimiz bu oyun, bir çok enteresan özelliğe sahip. Steam ve benzeri yerlerde çok fazla yer almadığı için gözden kaçabilir. O yüzden kaçırmayın.

Rimworld Oyun Özeti: Minigun’la avcılık yaparken, birinin diğerini vurup kolunu koparması; kolu kopanın diğer koluyla geyiği geri götürmesi. Kopan kolun yerine power claw takmak. Yapay organ fetişi karakterin bundan memnun kalması.

Gelelim Oyunun Güzel Yanlarına

1- Ne kadar minimax yaparsanız yapın, karşınızdaki zorluklar sanki bir DM elinden çıkar gibi geliyor. En beklemediğiniz yerden, en olmadık şeyler. Ayrıca atmosfere kendinizi kaptırırsanız, baya gerçekçi de. Psikolojisi bozulan kişiler, elektrik aksamındaki bir hata, kudurmuş bir yaban hayvanı, yağmacılar, güneş tutulması vs. vs.

Zaten zorluk dereceleri “Storyteller” olarak adlandırılıyor ve kendi karakteristikleri var.

2- Karakterlerimiz kendi kişiliklerine sahipler. Mesela birlikte iş yapmak karakterlere iyi geliyor. “Had social chat” bonusu kazanıyorlar. Tabii, aralarında “abrasive” yani dobra bir karakter yoksa. O konuştuğunda, milletin morali bozuluyor. Bazıları, bazı işleri hiç bilmediği gibi öğrenemiyor da. Her birinin değişik işlere ilgileri farklı ve o konularda daha hızlı veya yavaş gelişiyorlar. Özellikle kendi ürettiğiniz ilk 3’ünden sonrakiler, dışarıdan rastgele katıldığı için, hiç önceden kestiremeyeceğiniz şekilde gelişen bir koloniniz oluyor.

3- Daha önce Bilgisayar Oyunlarında Tasarım Tembellikleri yazısında yazdığım gibi, aslında bilgisayarlar her vücut parçasına gelen hasarı ayrı tutabilir. Sadece saldırı hasarını değil, enfeksiyonu ve modifikasyonları da tutabiliyor. Bu, gerçekçiliği çok artıran bir şey. Buna, detaylı bir taktik savaş motoru da eklendiğinde, iyice eğlencesi artıyor. Öleceği kesin gibi olan kişiden, enfekte olmamış organları yağmalayıp (bazen de esirlerden) sadık kolonistlerimize takabiliyoruz filan. Enfes!

4- Her update ile aşırı gelişen ve değişen bir oyun. İlk versiyonlarını bir şekilde oynayanlar, oyunun görüntüsü neredeyse hiç değişmeden bu kadar çok şey eklenmesine mutlaka şaşırırlar. Daha önceki versiyonlardan taşıdığınız taktik ve sistemlerin çoğu, yeni update’lerde ciddi oranda değişiyor. Bu da, tekrar oynanabilirliği çok artırıyor.

5- Hayatta kalma oyunu. Son zamanların modası bu tür. Kalkıp bir şehir kurmak değil, hayatta kalıp uzaya geri dönmek isteyen kişileri oynuyoruz.

Oyunun kötü yanlarından bahsetmeyeceğim. Daha alfa versiyondaki oyunun kötü yanları, genelde zaten “daha yapılmamışlar” ve bug’lardır. Bu oyun da öyle.  Oynayan herkesin, günümüzde kendine göre kulplar bulduğunu düşünecek olursak, zaten olumsuz bir şey söylemeye gerek yok. İnternette genel olarak olumlu yaklaşımları ve youtube’daki sayısız let’s play serisini izlerseniz, oyunun hakikaten güzel olduğunu da anlayabilirsiniz.

Sevgiler.