Korkma, Acıkma ve Çıldırma! – Don’t Starve

Bağımsız oyunların on kaplan gücünde olduğu zamanların en yoğun dönemlerindeyken, çok sağlam bir bağımsız ekibin ellerinden çıkan Don’t Starve’ı incelemek istedik. Oynadık, inceledik de…

Don’t Starve’a aslında temel olarak Minecraft’ın Tim Burton versiyonu diyebiliriz. Tabii Minecraft ya da Tim Burton ile ilişkisi tamamen benzetme. Bu işi yapan ekip Klei Entertainment Kanada Vancouver’dan sağlam sakat bir ekip. Tarz; özgün, kendine has bir kodlama ile sunulmuş. Grafikler alışılmışın dışında, mükemmel bir müzik ile kombinlenmiş. Basitliğin güzelliği temelinden, “850 MB’a neler sığdırılabilir” sınırlarına kadar ulaşılmış.

Oyun içeriğinden bahsetmek gerekirse oyun “Zorlu doğal yaşam şartlarında ne kadar süre hayatta kalabilirsin?” sorusunun cevabı niteliğinde “survival” bir oyun, yani hayatta kalma oyunu. Oyun seni işine yarayacak her türlü kaynağın olduğu bir haritaya atıyor. Seviye mantığı yok, gün var. Gün 1’den başlıyorsun malzemeleri toplamaya.

Biz oyunu sizin için oynadık, çok da eğlendik. Daha önce Don’t Starve ile ilgili bir yazı da yazmıştık. Şimdi ise Gün 1’den başlayarak nasıl bir yol izlenir, oyun bizi nereden alır nerelere götürür üzerinde duralım dedik.

all_characters

Öncelikle oyun başladığında yani ilk gün hiç zaman kaybetmeden malzeme toplamaya başlamanız gerekiyor. İlk amacınız ateş yakmak. Bunun için size odun ve Gress adı verilen çalılardan lazım. Odunu elde edebilmek için ise ağaç kesmeniz lazım, bunun içinse balta. Baltayı Flint adı verilen taşlardan ve Wings adı verilen dal parçalarından elde ediyorsunuz.  Sol tarafta boydan boya bir panel göreceksiniz. O panelde en üst sırada mızrak, balta, kazma gibi araçların bulunduğu bir bölüm var. Siz balta yapabilecek malzemeye sahip olduğunuz anda panelde oluşan yeşil ışık sizi uyaracaktır. Dediğim gibi ilk gün ne yemek ne başka bir şey, tek önemli olan ateş. En üst sağda ise daire şeklinde bir zaman levhası göreceksiniz(zaman levhası mı?). Sarı olan kısımlar gündüz, turuncu olan kısımlar akşam siyah-lacivert gibi olan kısım ise gece. İşte o kısımda ateş yakıp ateşin etrafında olmanız lazım. Yoksa kurtlar kapar. Cidden…

Sabahı ettiyseniz mis… Şimdi yapmanız gereken yine sağ üst tarafta bulunan; can, akıl sağlığı ve açlık durumlarını kontrol altına alabilmeniz. Yemek yemeniz lazım, ama her bulduğunuz şeyi yemeyeceksiniz. Sakın haa! Erken oyun safhasında en yararlı yiyecekler havuç ve böğürtlenler… İleride bunları pişirerek daha doyurucu ve sağlık arttırıcı yiyecekler yapabileceksiniz ama oyunun ilk safhalarında çiğ olarak gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Akıl sağlığını korumak için ise öncelikle karanlıkta çok kalmamalısınız. Yani mümkün olduğu kadar gece vakti ateşin yanında bulunun ki zaten ateşten fazla uzaklaştığınızda ölürsünüz. Akıl sağlığını durağan tutabilmek için yapmanızı önereceğim şey çiçekler toplamak olacaktır. Topladığınız her çiçek size 5 akıl sağlığı verecektir ve 12 adet çiçek topladıktan sonra sol tarafta bulunan malzeme panelinde şapka işareti olan alana tıklayarak çiçek şapkası yapabilirsiniz. Bu şapka gündüzleri akıl sağlığınızın sürekli artmasını sağlayacaktır. Kafayı yememenin diğer bir yolu ise uyumak. Uyumak için yine her zaman kullanacağımız malzeme panelinden minik bir uyku tulumu yapmalısınız. Tabii oyun ilerledikçe kendinize bir ev yaptığınızda kalıcı bir çadırınız olacak. Daha hızlı can ve akıl sağlığı yenileceksiniz. Buralara geleceğiz… Uyumak Don’t Starve’da zor zanaat.. Uyurken normalden çok çok daha hızlı acıkırsınız. Bu yüzden tok uyumalı ve sabah kalktığınızda hemen yiyebilmeniz için yanınızda yiyecek bir şeyler olmalı. Mesela oyunun erken safhalarında  4 havuç, 2 böğürtlen uyuyup kalktığınızda sizi tamamen doyuracaktır. Akıl sağlığınız düştükçe Nigthmare denilen yaratıklar görmeye başlayacaksınız, paranoyaklaşacaksınız ve bir süre sonra bu yaratıklar size saldırmaya başlayacak… Aman dikkat!

261

Gelelim açlık meselesine. Açlık her kötülüğün anasıdır Don’t Starve’da. Çok fazla sayıda mantar var dünyanızda. Bazıları iyi huylu bazıları ise kötü. Bu durum ne zaman yediğinize, nasıl yediğinize ne ile yediğinize göre değişiyor. Bazı mantarlar akıl sağlığını azaltıp, canı arttırırken bazı mantarlar canı azaltıp size akıl sağlığı ve tokluk sağlıyor. Kendinize kalıcı bir alan kurduğunuzda yemek pişirmek için gerekli olan Cockpit’i kurup bu mantarları etler ve sebzelerle beraber pişirip daha doyurucu bir yemek elde edebilirsiniz. Bunu sık sık hatırlatacağım havuçları mümkün olduğu kadar kışa bırakın. Çünkü kış geldiğinde tüm yemek kaynakları, tavşanlar, kuşlar dahil yok olacak ve sadece havuçlar kalacak. Evet bir de kış meselesi var. Can meselesinden sonra oraya geliyorum.

Can,doğal olarak canlılar tarafından saldırılara uğradığınızda azalıyor. Haritada belli başlı hayvanlar, böcekler, canavarlar var. Öncelikle örümceklerden bahsetmek istiyorum can başlığı altında. Örümcekler ve yuvalarındaki malzemeler sizin inanılmaz işinize yarayacak arkadaşlar. Oyunun orta safhalarında işinize yarayacak bir çok eşya için örümcek yumurtası, örümcek eti, örümcek ağı gibi malzemelere ihtiyacınız olacak. Bu yüzden kalıcı alanınızı yani evinizi kuracağınız yerin yakınlarında en az iki tane örümcek yuvası olmasına özen gösterin. Örümceklere seri bir şekilde vurduğunuzda üç vuruşta ölüyorlar ve bahsettiğimiz malzemelerden döküyorlar. O malzemeleri de diğer malzemeler gibi manuel olarak toplamanız lazım.

Saldırılardan karakteri kontrol ederek kaçabiliyorsunuz, sonra dönüp yaratıklara vurabiliyorsunuz. Ama birden fazla örümcek ile aynı anda savaşmayın, savaşırsanız büyük ihtimalle ölümcül bir hasar alabilir hatta ölebilirsiniz. Bu yüzden kaçıp, dönüp, vurma mantığıyla tek tek öldürmeye çalışın. Örümcek yuvalarının seviyeleri var. Beyaz ağlardan örülü alanlar bir kat, iki kat ya da üç kat oluyor. Bir katlılardan üç siyah örümcek çıkar genelde. Bu yuvalar rahat eritilebilir, yok edilebilir. İki katlılar en tehlikeli olanlar çünkü içlerinden çok uzak bir mesafeye atlayabilen, daha fazla hasar veren ve daha zor ölen sarı örümcekler çıkıyor. Üzerinizde koruyucu bir kıyafet yokken, hele ki tek iseniz bu yuvalara saldırmak için acele etmemenizi tavsiye ederim. Zira örümcek zehrine iyi gelen bir panzehir Don’t Starve’da bulunmuyor. Yapımcıların ayıbı…Gelelim Tazı’ya…

Tazı normalde görebileceğiniz bir yaratık değil. Size saldırmak için varlar. Tazıların ne zaman çıkacakları belli değildir. Sadece gelmek üzere olduğu an karakterinizin “Did you hear that?” dediğini duyacaksınız. Bunu duyduğunuz anda kaçmaya başlayın. Tazılardan koşarak kaçabiliyorsunuz. Size saldırmak için ağızlarını açtıklarında duruyorlar. Yani ölmemek mümkün. Sakın saldırmaya çalışmayın. Bir iki defa vurup öldürüyor psikopatlar. Tazılardan korunmanın kaçmak dışında bir yolu daha var. O da bufalolara kaçmak. Bufalolar size normal zamanda saldırmazlar, dışkılarını toplayarak bir çok eşya elde edebileceğiniz tatlı, ponçik arkadaşlarımız. Ama sadece çiftleşme dönemlerinde onlara yaklaşmayın, zira sinirli oluyorlar. Çiftleşme dönemlerinde bufaloların arka kısımları kırmızı oluyor, bu şekilde çiftleşme dönemi olup olmadığını anlıyor, sınırlarımızı biliyoruz. Özel hayat sonuçta… Neyse, bu bufalolar sizi tazılardan koruyacaktır. Yani dolaylı yoldan. Şöyle ki; bufaloların arasında bir iki tur atarsanız tazılar bufalolara saldırmaya başlayacaktır. Siz de bu sayede bu saldırıdan kurtulacaksınız. Sonra tazılar ve bufaloların savaştığı alana dönüp tazı eti, bufalo kılı vb. yararlı malzemeler toplayabilirsiniz

gsjmnhgzajist2nbowqn

Gelelim oyunun en kilit yaratıklarından olan domuzlara. Domuzlar size saldırmaz. Siz onlara saldırmadıkça tabii. Domuzların bir çok özellikleri var. Öncelikle belirtmek istiyorum ki domuzlara gece yaklaşmayın, kalıcı alanınızı domuzlara yakın bir alana kurun fakat dibine kurmayın. Çünkü gece kurda benzer bir yaratığa dönüşüyorlar. Domuzların evini yıkıp kalıcı alanınıza yakın bir alana tekrar kurabilirsiniz. Bir de Domuz Kral var. Domuz kral ile alışveriş yapabiliyorsunuz. Örneğin; Kral’a bir altın verdiğinizde size çikolata, mısır tarzı doyurucu yiyecekler verir. Ama bu alışverişi tekrarlayabilmeniz için birkaç gün zaman aşımına ihtiyacınız var. Domuzların kulübelerini yıktığınızda etrafta olsalar bile size saldırmazlar. Yıktığınız bu kulübeden düşen malzemeleri toplayıp size daha uygun bir yere domuz kulübesi yapabilirsiniz. Mesela arıların kovanlarının yanına koyarsanız arılarla savaşacaklar ve yer e bal, arı iğnesi gibi malzemeler düşüreceklerdir. Bu sayede öldürücü arı hasarına maruz kalmadan arılardan elde edilebilecek kaynaklara ulaşabilirsiniz. Ya da örümcek yuvalarının yanına kurarak örümceklerden düşecek kaynaklara daha kolay ve risksiz bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Can olayına dönelim. Haritada Mandrake adı verilen toprağa bağlı, havuca benzer küçük hayvanlar var . Mandrake’leri gündüz toplamaya çalışırsanız bir anda canlanıp bayılacaktır. Bu şekilde çantanıza atabilirsiniz. Akşam toplarsanız canlanıp yanınızda gezip sinirlerinizi bozacaklardır. Bu sebeple toplayacağınız zamana dikkat edin. Peki, nedir bu Mandrake? Mandrake haritanın mucizesi resmen. Onları yediğinizde eksik canınız neredeyse tam doluyor  ve karakteriniz tamamen doyuyor. Ama bunun bedeli olarak Mandrake sizi oyun zamanlı söylersek  15-20 saniye kadar uyutuyor. Yani savunmasız kalabilirsiniz. Bunu bu şekilde yapmalarının sebebi bir hayvan saldırısı esnasında Mandrake yeyip bir anda canınızı doldurmamanız. Fakat bu hayvansı bitkimizi gündüz değil de gece yerseniz sizi uyutmadan aynı etkiyi veriyor. Haritada çok az bulunuyorlar o yüzden doğru zamanda kullanmaya özen gösterin. Beslenme dışındaki can yenilemek için çadırınızda uyumak diğer bir seçenek. Çadırda uyuyarak çok hızlı can yeniliyorsunuz, akıl sağlığı da tabii. Ama uyurken açlık durumunuza dikkat etmeniz gerektiğini tekrar hatırlatalım…

Yorumlar