Küçük Adamların Büyük Mücadelesi-Mini Warriors
Sanıyorum ki Android ve App Store içerisinde kaç tane strateji oyunu olduğunu hesaplamak pek mümkün değil. Her biri birbirinin kopyası olan oyunlar sağ olsun adam akıllı, orijinal bir şey yakalayan, hayata geçiren ya da uygulamaya geçmekte hevesli firma sayısı çok az. İsminde “war” geçsin, “birimlerin grafikleri farklı olsun yeter, nasıl olsa birilerinin ilgisini mutlaka çeker, bir kaç bin indirilir oynanır.”
Güzel ve eğlenceli, hepsini geçtim farklı bir şey ararken denk geldim Mini Warriors’a. Tek tek şehir kurup geliştirmekten ziyade meydan savaşları üzerine kurulu oyun yapısıysa Mini Warriors’un ilgi çeken yanı. Zira oyunda yaptığımız başka bir şey ama oyunu oynamak için bu yetiyor diyebilirim.
Ayrıntılar Güzel
Kendimize ait herhangi bir şehir, kasaba vs. olmayan oyunda sahip olduğumuz tek şey ordumuz. Savaşa direkt olarak yolladığımız bu cengaverlerin savaş alanı içerisinde nerede olacaklarına kendimiz karar veriyoruz. Oyunun olayı zaten bu meydan savaşları, o yüzden kimi nereye konumlandırdığımız can alıcı nokta oluyor haliyle. Örneğin okçu sınıfına ait arkadaşları mantık icabı en öne koymuyoruz, arkalara konuşlandırıyoruz. Süvarilerin yaptıkları hızlı saldırıların ardından piyade birimlerimiz ile – direkt peş peşe sıralamak yerinesağ ya da sol cenahta da olabilir pek tabii – destek verirken arka saflarda yer alan büyücü ve menzilli sınıfa dahil birimlerimiz ile savaşta üstünlüğü ele geçiriyoruz. Aklıma ilk gelen bu oldu. Oyun içerisinde çeşitli varyasyonlar üretebildiğimiz gerçeğini düşününce iyice eğlenceli oluyor.
O kadar asker, savaş dedik. Askerler nereden geliyor diye düşünürken kendimizi menüdeki Tavern seçeneğinde buluyoruz. Askerleri satın aldığımız mekan burası ve farklı yeteneklere sahip farklı birimler edinebiliyoruz. Her gün 10 tane ücretsiz refresh yapma şansımız var. Oyun Ekstralar için haliyle pamuk eller cebe diyor. Stratejimize göre istediğimiz birimleri aldıktan sonra sıra geldi birimlerin yerlerini belirlemeye. Rally seçeneğini bunun için kullanıyoruz. Karşımıza 4 x 7 birimlik bir alan çıkıyor. Buradaki her bir birime bir asker konumlandırıyoruz. Bu savaştaki taktiğimizi belirlediğimiz mekan oluyor, dikkat etmekte fayda var. Savaşın akıbetini belirleyen yer zira. Hazırlıklar bittikten sonra sıra savaş alanına adım atmaya geldi.
Hurraa!
Göreceli olarak koca savaş meydanında karşı karşıya geliyor ordular. Burada hemen şunu söylemek istiyorum; Askerlerimizin haritadaki hareketleri bizim tasarrufumuzda değil. Oyunun belirlemiş olduğu öncelik sıralamasına göre hareket ediyor elemanlarımız. Bunun bir faydası var ancak savaşın hızını ayarlayabiliyoruz. Bütün savaşın yavaşça akmasını beklemektense sol altta bulunan seçenek sayesinde bu işi hızlıca halledebiliyoruz. Özellikle benim gibi kısa süreler oyun başına geçebilenler için iyi bir hadise.
Savaşlar sona erdiği zaman istatistik ekranında kim neler yapmış görebiliyoruz. Hangi birim daha çok atak yapmış, hangi bölük ne kadar hasar almış gibi farklı istatistikler var. Ordumuza takviye yaparken ya da geliştirme yaparken nelere dikkat edeceğimiz konusunda fikir sahibi olabiliyoruz. Bunun dışında her zafer ordumuza belli bir miktar tecrübe puanı kazandırıyor. Bu da bize daha güçlü askerler olarak geri dönüyor. Daha güçlü askerler daha fazla zafer. Kısır ama işimize gelen bir döngü.
Tiriniti Interactive tarafından piyasaya yaklaşık bir sene kadar evvel sürülen oyun en başta savaş sistemi ile marketteki diğer strateji oyunlarından ayrılıyor. Yok o binayı geliştir yok bu inşaatı üç gün bekle. Bu tarz şeyler Mini Warriors’ta yok. Savaş alanında istediğimiz gibi hakimiyet kuramıyor olsak da genel anlamda hazırladığımız kompozisyonlar oyunun taktiksel anlamda öne çıkmasını sağlıyor. Bununla birlikte sahip olduğu görsellik göze hoş geliyor ki her asker birbirinden şirin olmuş.
Hızlı ve eğlenceli oyun yapısı sayesinde az zamanda çok savaş manasına gelen oyun hem Apple hem de Android platformunda ücretsiz olarak kullanıcılara sunulmuş. Taktiklerin yarıştığı, kimi nerede görevlendirdiğinizin çok önemli olduğu oyunu tavsiye etmemek için hiçbir neden yok.
Dediğim gibi okçuklar arkaya…