Leisure Suit Larry: Abazan Bir Dünyanın İkonu
Geçen yazılarımdan birinde, macera oyunlarının kral olduğu 1980-94 yılları arası dönemden bahsetmiştim. Bu dönemin iki önemli firmasından biri olan Sierra-on-line, aslında macera oyunlarının tanınan bir tür olarak oyun piyasasına girmesinin başlıca müsebbiplerindendir. Bu öykü, aslında macera oyunlarının da tarihidir.
Macera türünün ismi, 1976’da Will Crowther’ın yazdığı, bu türde ilk oyun olan Colossal Cave Adventure oyunundan gelir. Bu ve bunu takip eden metin bazlı birçok oyunda hiç grafik yoktur. Onun yerine bulunduğunuz yeri tanımlayan bir yazı vardır ve siz de metin bazlı komutlar girerek çevrenizle etkileşime geçer, hareket eder ve bulmacaları çözmeye çalışırsınız. Aslında olan biten biraz Choose Your Own Adventure, ya da bize çevrildiği adıyla Macera Tüneli kitaplarını okumak gibidir.
İşte o zamanki adıyla On-Line Systems adında kendi yazılım firmasını kuran Ken Williams, eşi Roberta’nın oynadığı bu tip oyunları gördü, oynadı ve şimdi bu yazıyı okuyan birçoğunuzla aynı tepkiyi verdi: Böyle oyun mu olur *@#!? Ve eşiyle birlikte oturup dünyanın ilk grafik macera oyununu yaptı. Elbette dönemin grafik olanakları kısıtlıydı. 1980 tarihli ilk oyunları Mystery House’un grafikleri, yukarıdaki resimde de görebileceğiniz gibi, noktalar arası vektörlerden oluşuyordu, bir nevi AutoCAD çizimi gibi.
Herhangi bir oyun yapma deneyimi olmayan ikilinin bir kaç akşamlık emeğiyle yaptıkları ve 25 dolardan piyasaya sürdükleri oyun, ilk etapta 10.000, daha sonra ise toplamda 80.000 kopya satarak dönemin en çok satan oyunları arasına girecekti. Ken Williams, hala oyun piyasasının yazılım piyasasında çok önemli bir yeri olmayacağını savunuyordu (ve bu yüzden firmasını büyütürken oyun odaklı düşünmüyordu) ama bu sürpriz kaynağı sürdürmek için hemen Roberta’yla birlikte oturup ikinci bir oyun yazdılar; bugün hala varlığını sürdüren King’s Quest serisinin ilk oyunu kabul edilen Wizard and the Princess. Bu oyunda 4 renk kullanmayı da unutmayan ikili buradan bakınca rezil artworklerine bir de tüy dikmiş gibi duruyor, ama bu oyun da tam 25.000 kopya satarak On-Line Systems’ı bilinen en ünlü oyun firmalarından biri haline getirdi.
Softporn Adventure
Ken Williams, gelişmekte olan yazılım piyasasını yakından takip eden birisiydi. Katıldığı konferans ve fuarlarda birçok isim, yazdıkları oyunu pazarlaması için ona başvurmaya başladı. Bu tekliflerden birisi, Chuck Benton adında bir adamdan gelen, beklenmedik bir konusu olan bir metin bazlı macera oyunuydu. Las Vegas’ta bizzat kendi nahoş deneyimlerinden esinlendiği Softporn Adventure isimli oyunda, oyuncular bir kaç güzelin aklını çelip yatağa atmaya çalışıyordu. Bu fikir önce Ken’in hoşuna gitti ama oyunu oynadığında, oyuncunun başına gelen sevimsiz olaylar ve Benton’ın harika espri anlayışı fikre dört elle sarılmasını sağladı. Bu oyunu mutlaka oyunculara oynatmalıydılar, ama bir erotik macera grafikler olmadan ne ifade ederdi ki? Hemen eşi Roberta dahil On-Line Systems’ın üç kadın çalışanını soyup evin bahçesindeki küvete soktu, tepelerine de sokağın sonundaki restorandan bir garson koyup fotoğrafını çekti ve bunu oyunun kutusuna kapak yaptı. Böylece oyuncu, oyun boyunca flört edeceği kadınları hayal etmek zorunda kalmayacaktı.
1981’de bu kutuyu yazılım dükkanlarının raflarına koymak, önce tepki çekti, ama reklamın iyisi-kötüsü olmadığı bir kez daha ispatlandı ve sadece Apple II için piyasaya sürülen oyun, 100.000 Apple II kullanıcısının yarısı tarafından satın alınarak beklentileri katladı.
Bu dönemden sonra On-Line Systems, SierraVenture adlı oyun departmanı altında çok sayıda oyun üretmeye başladı (ki bunlardan biri de Richard Garriot’un meşhur olduğu Ultima 2’dir). Macera oyunlarının dışında arcade, platform ve RPG oyunları da üreten firma, 1984’te Disney lisansını da alarak adeta şaha kalktı. Lisanslı oyunların haricinde Roberta Williams, daha ziyade çocuklara yönelik birçok eğitici macera oyunu tasarladı. İlginç olan şudur ki, 1986’da bu lisansı kaybedene kadar, yani 3 yıl boyunca yetişkinlere yönelik hiç oyun çıkarmadılar.
Bana öyle geliyor ki bu durum Disney ile yaptıkları bir anlaşmadan kaynaklanıyordu, zira içlerinde kalmış olacak ki, Disney ile anlaşmaları biter bitmez ilk yaptıkları iş, yetişkinlere yönelik üç farklı macera serisine start vermek oldu – ki bunlar bugün hala iyi hatırlanan Space Quest, Police Quest ve Leisure Suit Larry serileridir.
Leisure Suit Larry in the Land of the Lounge Lizards
Sierra çalışanlarından öğretmen kökenli Al Lowe, aynı zamanda kendi kendini yetiştirmiş bir programcıydı. Evde yaptığı birkaç oyunu 1983’te Sierra’ya sattıktan sonra, Sierra stüdyolarında Disney lisanslı birçok eğitici çocuk oyununu hem tasarlamış, hem de programlamıştı. Lisans sona erdiğinde işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Lowe, gerçek yüzünü gösterdi ve Williams çiftine, daha önce grafikleri olmayan Softporn Adventure oyununu, firmanın King’s Quest serisi için geliştirmekte olduğu Adventure Game Interpreter (AGI) adlı motoru kullanarak grafikli olarak tekrar yapma fikrini açtı. İzni koparan Lowe, oyunu yapmaya başladığında oyunun bir ana karakteri olmadığını, hatta diyalogların sıfıra yakın olduğunu farketti ve bunları eklemek için kolları sıvadı. Buna göre Larry Laffer, 38 yaşında, annesinin bodrum katında yaşayan ve bekaretini kaybetmemiş bir loserdır ve şansını kumar ve kadınlarda denemek için Las Vegas’a gelir. O kadar demodedir ki, 70’lerin modası olan günlük takım elbiselerden (leisure suit) giymektedir.
Aynı zamanda saksofon da çalan Lowe, yeni versiyona oyun için yazdığı nefis parçanın yanısıra bolca sinir bozucu espri de eklemişti. Oyunda, attığınız en ufak yanlış adımda feci şekilde can veriyordunuz. Serseriler tarafından bıçaklanmak, ezilmek, AIDS, yatakta bağlı kalmak, nefes darlığı gibi onlarca sebepten ölmeniz yetmezmiş gibi, her şeyi doğru yaptığınızda da yaşadığınız kepazelikler unutulmazdı. Aslında gayet küçük olan oyunda eğer tüm badireleri atlatabilirseniz, dahası kumarda da delice kazanabilirseniz (ya da save scumming yaparsanız) oyunun sonunda hayatınızın aşkına kavuşmak paha biçilmezdi.
Ancak herkes oyunu sevdi dersek yalan olur. Oyun piyasası geçen dönemde büyüdüğü için Larry, Softporn Adventure’dan bile daha fazla tepki çekti. Larry yüzünden Sierra’dan ayrılan bile oldu. Firmanın şanına zarar vermemek için Larry’nin reklamı yapılmadı (ki aynı dönemde Space Quest’in bir ton reklamı yapıldı). Satıcılar istemeyince raflarda da kendine pek yer bulamayan oyun, bildiğiniz anlamda kulaktan kulağa yayıldı. Ama ne yayılmak. Çıktığı ay 4.000 kopya satarak Al Lowe’a lanet olsun dedirten oyun, sene sonunda 250.000 kopya satmakla kalmamış, hızla bir popüler kültür ikonu haline gelmişti.
Bilinen bütün dergilerin üzerine bir şeyler yazdığı oyun, bir sürü de ödül alınca Larry’yi duymayan kalmadı ve Sierra da artık onu gizlemekten vazgeçip hemen devam oyunları yapmaya koyuldu. LSL1, bugün Time dergisininki de dahil birçok gelmiş geçmiş en iyi oyunlar listesinde yerini almış olup, biri 1991, diğeri 2013 tarihli iki adet de remake’i (yeniden yapımı) bulunmaktadır. Kendisi de özünde bir remake olan oyun için şaşırtıcı bir başarı. Ama Larry’nin bu şöhretini anlamak için asıl devam oyunlarına bakmak lazım.
Leisure Suit Larry Goes Looking for Love (in Several Wrong Places)
Larry’nin ikinci oyunu, ilkinden sadece bir yıl sonra çıkmış olmasına rağmen, olabilecek her anlamda oldukça farklıydı. Öncelikle oyun yeni bir motor olan Sierra’s Creative Interpreter ile yapılmıştı ve grafikleri o dönem için gözalıcıydı. Oyunun uzunluğu da ilkinin 3-4 katı kadardı ve ilkinin aksine, bulmacaları oldukça zordu. Oyun büyük çoğunlukla bir hikayeci tarafından anlatılıyordu ve bolca yazı vardı. Ama hepsinden daha şaşırtıcı olanı konusundaki radikal değişimdi.
Larry, hayatının aşkı Eve ile hemen o gece otelden çıkıp Eve’in Los Angeles’daki evine gider ve ertesi gün kendini kapının önünde bulur. Şehirde dolaşırken bir piyango çekilişinde (biraz hileyle de olsa) mavi tur kazanan Larry’nin bu noktadan sonra başına gelmedik kalmaz. Gemi korsanlar tarafından kaçırılır, derme çatma bir salla kaçan kahramanımızı düştüğü adada KGB ajanları kovalar, bindiği uçağı korsanlar düşürür ve paraşütle atladığı volkanik adada psikopat bir kötü adam ile karşı karşıya kalır.
Peki ya aşk? Evet, LSL2’de aşk oyunun sonuna kadar yok. Ancak oyunun sonunda Larry adadaki kabile reisinin kızı Kalalau ile evleniyor. Seks ise oyunun sonlarındaki birkaç pixel-nudity (piksel çıplaklık) hariç hiç yok. Hatta Larry’nin flört girişimlerinin tamamı karakterin feci şekilde can vermesiyle son buluyor. Oyunun genel atmosferi, bazı espriler ve absürtlüklerle birlikte bir casus oyunu gibi. Al Lowe’a göre bu durum, oyunun reklamını rahatça yapmak isteyen Sierra’nın bilinçli kararıydı. İlginçtir, oyun sekssizliği ile ünlenmesine rağmen o dönem oyunu normal bir macera oyunu gibi (zaten öyleydi ya) ele alan eleştirmenler, gayet yüksek notlar vermişlerdi, çünkü oyunun (ve aslında o yıl çıkan tüm Sierra maceralarının) grafik, bulmaca ve yazım kalitesi o güne değin yapılmış macera oyunlarından çok daha üst seviyede idi. Elbette bunda Lucasfilm’in macera oyunu stüdyosunun henüz emekleme döneminde olmasının da payı var.
Ne olursa olsun, LSL2 sayesinde seri, artık oyunculara oturaklı bir macera oyunu da sunacağı garantisi vererek devam etti, öyle de oldu.